3. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/1318 Karar No: 2016/494 Karar Tarihi: 21.01.2016
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/1318 Esas 2016/494 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı tarafından geriye dönük 4.007,40 TL ek tüketim bedeli tahakkuk ettirildiği iddiasıyla açılan menfi tespit davasında Asliye Hukuk Mahkemesi, davanın kabulüne karar vermiş ancak Tüketici Mahkemesi sıfatıyla karar verildiği için usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur. Davanın Tüketici Korunması Kanunu kapsamına girmesi için mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerektiği, somut olayda ise elektrik abone sözleşmesinin resmi daire için düzenlenmesinin davacının tüketici tanımına uymadığı anlamına geldiği belirtilmiştir. 4822 sayılı Tüketici Korunması Kanunu’nun amacı, kapsamı, mal, hizmet, satıcı ve tüketiciye ilişkin tanımları da kararda açıklanmıştır.
3. Hukuk Dairesi 2015/1318 E. , 2016/494 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin resmi daire elektrik abonesi olduğunu, davalı tarafından geriye dönük olarak 4.007,40 TL ek tüketim bedeli tahakkuk ettirildiğini, talebin haksız olduğunu ileri sürerek; müvekkilinin davalıya 4.007,40 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamına göre; davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun “Amaç” başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gereklidir. Somut olaya gelince, dosyadaki bilgi ve belgelerden, dava konusu elektrik abone sözleşmesinin resmi daire için düzenlendiği anlaşıldığından, davacı tüketici tanımına uymadığı gibi, olayda 4077 sayılı kanun hükümlerinin uygulanması da mümkün değildir. Bu duruma göre, uyuşmazlığın çözümü genel mahkemelerin görevi içerisindedir. Hal böyle olunca, yargılamanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatı ile yapılması gerekirken, Tüketici Mahkemesi sıfatıyla işin esası hakkında yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.