Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/6018
Karar No: 2011/2713
Karar Tarihi: 05.05.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/6018 Esas 2011/2713 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/6018 E.  ,  2011/2713 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

    ... ve ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali tescil ve tazminat davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Alanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 08.06.2010 gün ve 352/348 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacılardan ... vekili ile davalılardan ... vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar Sayme ve ... vekili; kadastro çalışmaları sırasında 105 ada 5, 111 ada 58 ve 67 parsellerin davalı ..., 114 ada 71 parselin davalı ..., 111 ada 68 parselin davalı ..., 111 ada 63 parselin davalı ..., 111 ada 56 parselin davalı ... ve 111 ada 62 parselin de davalılar ... ve ... adına tespit ve tescil edildiğini; oysa bu taşınmazların tamamının ortak miras bırakanları ...’den kaldığını ve ...’ün tüm mirasçılarına ait bulunduğunu belirterek, davalılar adına olan tapu kayıtlarının vekil edenlerine ait miras hisseleri oranında iptali ile adlarına tapuya tesciline karar verilmesini istemiş; yargılama sırasında davacılardan ... açtığı davadan vazgeçtiğini belirtmiştir.
    Davalılar ise; davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
    Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı sonrasında yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne; dava konusu 111 ada 56,58,63 ve 67 parsellere ilişkin olarak verilen önceki kararın kesinleşmiş olması nedeniyle, bu parseller yönünden karar verilmesine yer olmadığına; 111 ada 62,68 ve 114 ada 71 parsele yönelik olarak açılan davanın reddine; dava konusu 105 ada 5 parsel yönünden davacı taraf talebini bedele dönüştürdüğünden bu parsel yönünden davacıya düşen 1955,50 TL bedelin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi üzerine; hükmün, redde ilişkin bölümü davacılardan Sayme vekili, kabule ilişkin bölümü ile avukatlık ücretine ilişkin bölümü ise davalılardan ... Alagöz vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    . Mahkemenin davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine ilişkin olan ilk hükmü, Dairece davanın reddine ilişkin hüküm bölümü bakımından eksik inceleme ve araştırma nedeni ile ve ayrıca değerlerdirme hatasına işaret edilerek bozulmuş ve bozma kararında eksik incelemenin hangi hususa ilişkin bulunduğu ve ne yapılması gerektiği tek tek ve ayrıntılı bir biçimde açıklanmış ve değerlendirme hatasının neye ilişkin bulunduğu da belirtilmiştir.
    Dava konusu olan ve davacı ...’nin temyizine ilişkin bulunan 111 ada 62 parsel ... ve ..., 68 parsel ..., 114 ada 71 parsel ise ... adına dava tarihinde tapuda kayıtlı olup bu taşınmazlardan 111 ada 62 parseldeki ... payının 27.6.2006 tarihinde dava dışı Nazım Ayla Çekiçer isimli kişiye devredildiği bozmadan sonra dosya arasına 21.8.2008 hakim havale tarihli yazı ekindeki tapu kaydı uyarınca anlaşılmış ve davacı ... vekili, mahkemeye verdiği 10.3.2010 hakim havale günlü dilekçe ile 111 ada 62 parselde davalı ...’e ait iken yargılama sırasında devredilen paya ilişkin olan davalarını HUMK.nun 186.maddesi kapsamında bedele dönüştürdüklerini açıklamıştır. Mahkemece, bu üç parsel üzerinde tarafların murisinin ve davacıların zilyetliğinin olmadığı, mülkiyet hakkının muris yönünden oluşmadığı görüşünden hareketle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı ..., ...’den miras yolu ile intikale dayanarak hak talep etmektedir. Yargılama sırasında dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar dava konusu taşınmazların öncesinin ortak miras bırakan ...’e ait olduğunu, ... tarafından ekilip biçildiklerini daha sonra ...’in hastalık nedeniyle ekip biçmeyi bırakmasından sonra çocukları tarafından tasarruf edilmeye başlandığını, ancak ...’in sağlığında her hangi bir taksim yapmadığını, ölümü ile de mirasçıları arasında her hangi bir taksimin yapılıp yapılmadığını bilmediklerini, taşınmazları ...’in ölümünden sonra davalıların kullandığını bildirmişlerdir. Bu durumda taşınmazların ortak miras bırakandan kaldığı açıktır. Davalılar dava konusu taşınmazların miras bırakan ...’den satış, bağış veya paylaşım gibi bir nedenle kendilerine kaldığını ileri sürüp kanıtlayamadıklarına göre; dava konusu taşınmazlar üzerinde var olan zilyetliklerinin ölene kadar ...; ölümü ile de diğer tüm mirasçılar nam ve hesabına olduğunu konusunda duraksamamak gerekir. Bu nedenle dava konusu bu taşınmazlara ilişkin olarak az yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır. Ne var ki dava konusu bu üç taşınmazdan 114 ada 71 parsel davalı ... adına kayıtlı olup, dosya arasında bulunan mirasçılık belgesine göre; ..., 25.12.2003 tarihinde ölen ... mirasçılarından biri değildir. Diğer bir anlatımla davalı ...’ün üçüncü bir kişi olduğu anlaşılmaktadır. Miras bırakanın ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olup, TMK.nun 701.maddesinde; “Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti elbirliği mülkiyetidir” şeklinde tanımlanmıştır. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp hakları taşınmazın tamamı üzerine yayılmış olup terekenin tamamını kapsar. Aynı kanunun 702.maddesinde topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oy birliğiyle karar vermeleri gerektiği belirtilmiştir. Dava açmakta tasarrufi bir işlem olduğuna göre, mirasçılardan birisinin kendi adına tescil isteğinde bulunarak dava açması mümkün değildir. Başka bir anlatımla bir mirasçının elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi bir taşınmaz üzerinde tek başına tasarrufta bulunma yetkisi bulunmamaktadır. Mirasçılardan birisinin veya birkaçının kendi adına tescil isteğinde bulunarak açtığı dava diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına da dava açıldığını göstermediğinden, davaya diğer mirasçıların katılması (olurlarının alınması) veya TMK.nun 640.maddesi uyarınca miras ortaklığına temsilci tayin edilmek suretiyle davaya devam edilmesi mümkün değildir. Taraf ehliyeti bir davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi için gerekli olan dava şartlarından olup; mahkeme davanın başında dava şartlarından olan taraf ehliyetinin bulunup bulunmadığını kendiliğinden araştırmak ve gözetmekle yükümlüdür. Az yukarıda açıklandığı şekilde, davalı ...’e yönelik olarak açılan davada dava şartının bulunmadığı anlaşıldığına göre, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken esas incelemesi yapılarak, bu parsele yönelik davanın da diğer taşınmazlara yönelik dava gibi aynı gerekçe ile yazılı biçimde reddine karar verilmesi doğru değil ise de , hüküm redde ilişkin olup 114 ada 71 parsele yönelik ret kararı sonucu itibariyle doğru olmaktadır.
    Davalı ... vekilinin temyiz itirazına gelince; dava konusu 105 ada 5 parsel ... adına kadastroca tespit ve tescil edilmiş ve 29.8.1997 tarihinde açılan davanın yargılaması sırasında 5.9.1997 tarihinde dava dışı olan Ramazan Çelik isimli kişi adına devredilmiştir. Dava konusu bu taşınmazın da diğer dava konusu taşınmazlar gibi taraflara ortak miras bırakanları ...’den kaldığı belirlendiğine ve hükmüne uyulan bozma ilamı sonrasında davacı ... vekilinin bu parsele ilişkin davalarını bedele dönüştürdüklerini açıklamasından sonra, dava konusu taşınmazın değeri usulüne uygun şekilde belirlenip, davacı ...’ye ait miras payına karşılık gelen bedelin 1955,50 TL olduğu anlaşıldığına göre; 105 ada 5 parsele ilişkin olarak verilen kabul kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Hükümde “…1955,50 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine” şeklindeki ifade bu parselin sadece davalılardan ... adına tescil edilmiş olması ve davacılardan Arif’in açtığı davadan vazgeçmesi nedeniyle “ …1955,50 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan ...’den alınarak davacı ...’e verilmesi” şeklinde olmasını gerektirmekte ise de bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmemektedir.
    Davacı ... vekilinin 114 ada 71 parsele yönelik temyiz itirazları ile davalı ... vekilinin 105 ada 5 parsele ilişkin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olmadığından reddi ile hükmün 114 ada 71 parsele ilişkin bulunan bölümünün mevcut hali ile 105 ada 5 parsele ilişkin hüküm bölümünün ise; “…1955,50 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine” şeklindeki bölümünün çıkartılarak yerine “ …1955,50 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan ...’den alınarak davacı ...’e verilmesine” yazılmak süretiyle düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA,
    Buna karşılık davacı ... vekilinin 111 ada 62 ve 68 parsellere ilişkin temyiz itirazları az yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün 111 ada 62 ve 68 parsellere ilişkin olan bölümünün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma ve onama nedenlerine, onama kapsamında kalan 114 ada 71 parselin davalı ... adına kayıtlı bulunmamasına, dolayısı ile bu parsele yönelik olarak verilen ret kararı nedeniyle ... yararına vekalet ücreti verilmesini gerektiren bir durumun bulunmaması nedeniyle ve özellikle de davalı ...’in öncesinde pay sahibi olduğu 111 ada 62 parsele ilişkin davacı ... ile arasındaki uyuşmazlığın esasının henüz çözümlenmemiş bulunması karşısında davalı ... vekilinin avukatlık ücretine ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1,25 TL"nin temyiz eden davacı ..."den alınmasına ve aşağıda yazılı 29,70 TL harcın da davalı ..."den alınarak Hazineye irad kaydına 05.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
    .





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi