Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/6812
Karar No: 2021/11929
Karar Tarihi: 17.11.2021

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/6812 Esas 2021/11929 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2021/6812 E.  ,  2021/11929 K.

    "İçtihat Metni"

    Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Adana 1. Çocuk Mahkemesinin; 27/03/2018 tarihli ve 2018/14 esas, 2018/225 sayılı kararı ile aynı mahkemenin 18/07/2019 tarihli, 2010/48 esas, 2010/419 sayılı ek kararının ve 04/11/2011 tarihli, 2011/735 esas ve 2011/851 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 24/03/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
    1- Sanık ... hakkında, 13/01/2010 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda, Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 18/01/2020 tarihli, 2010/2833 (14) soruşturma, 2010/1422 esas ve 2010/111 sayılı iddianamesi ile, TCK’nın 191/1-2 ve 31/3. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Adana 1 .Çocuk Mahkemesine kamu davası açıldığı,
    2- Adana 1. Çocuk Mahkemesinin, 14/05/2010 tarihli ve 2010/48 esas, 2010/419 sayılı kararı ile sanığın TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, sanık müdafiinin karara itiraz ettiği, itirazı inceleyen merci Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/06/2010 tarihli ve 2010/404 değişik iş sayılı kararı ile itirazın reddine, karar verilerek 16/06/2010 tarihinde kesinleştiği, kararın infazı için 08/07/2010 tarihinde Adana Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
    3- Düzce Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 21/07/2011 tarihli ve 2011/44 ÇDS sayılı çağrı yazısının adresten taşındığından bahisle bilatebliğ iade edilmesi üzerine aynı adrese tebligat çıkarıldığı ve 12/08/2011 tarihinde Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle dosyanın kapatılarak Adana Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
    4- Sanığın tedbirin gereklerine uymadığının Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 21/09/2011 tarihli ve 2011/951 sayılı yazısı ile bildirilmesi üzerine dosyanın Adana 1. Çocuk Mahkemesince 2011/735 esasına kaydedildiği, Adana 1. Çocuk Mahkemesinin, kanun yararına bozma istemine konu 04/11/2011 tarihli ve 2011/735 esas, 2011/851 sayılı kararı ile sanığın TCK’nın 191/1, 31/3, 62/1 ve 50/3. maddeleri uyarınca 4.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanık ve müdafii tarafından kararın temyiz edildiği, Dairemizin 17/10/2014 tarihli ve 2012/16040 esas, 2014/11113 karar sayılı ilamıyla, temyiz isteminin süresinden sonra yapıldığı gerekçesiyle CMUK’un 317. maddesi gereğince temyiz istemlerinin REDDİNE karar verilerek temyiz incelemesinden geçmeden kesinleştiği,
    5- a) Düzce Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce tedbire uymadığının bildirilmesi nedeniyle Düzce Cumhuriyet Başsavcılığının 12/06/2012 tarihli ve 2012/410 muhabere sayılı “hükümlü hakkındaki tedbir kararı, 07/09/2011 tarihinde hükümlünün tedbire uymaması nedeniyle bilainfaz iade edildiğinden işlemsiz olarak iade edildiğine” dair yazısı üzerine dosyanın mükerrer olarak Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 2012/846 esasına kaydedildiği, Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 18/09/2012 tarihli ve 2012/846 esas, 2012/912 sayılı kararı ile sanığın TCK’nın 191/1, 31/3, 62/1 ve 50/3. maddeleri uyarınca 4.000,00 Türk lirası adli para
    cezası ile
    cezalandırılmasına karar verildiği, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 20. Ceza Dairesinin 30/06/2015 tarihli ve 2015/12363 esas, 2015/2735 karar sayılı ilamıyla, 6545 sayılı Kanun hükümleri gereğince araştırma yapılması için hükmün bozulmasına karar verildiği,
    b) Bozmadan sonra dosyanın 2015/737 esasa kaydedilerek bozma ilamına uyulduğu ve Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 26/11/2015 tarihli ve 2015/737 esas, 2015/827 sayılı kararı ile sanığın TCK’nın 191/1, 31/3, 62/1 ve 50/3. maddeleri uyarınca 4.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 20. Ceza Dairesinin 04/12/2017 tarihli ve 2016/207 esas, 2017/6776 karar sayılı ilamıyla, denetimli serbestlik dosyasının getirtilip okunmadan, sanığa diyecekleri sorulmadan eksik inceleme ile karar verilmesi ve sanığa açıklamalı duruşma davetiyesi çıkarılmadan savunma hakkı kısıtlanarak karar verilmesi nedenleriyle hükmün bozulmasına karar verildiği,
    c) İkinci bozmadan sonra dosyanın 2018/14 esasa kaydedildiği, bozma ilamına uyularak Adana 1. Çocuk Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 27/03/2018 tarihli ve 2018/14 esas, 2018/225 sayılı kararı ile ısrar şartı gerçekleşmediğinden karar verilmesine yer olmadığına, 14/05/2010 tarihli ve 2010/48 esas, 2010/419 sayılı ilamın infazının sürdürülmesine karar verildiği, kararın 18/04/2018 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
    d) Adana 1. Çocuk Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 18/07/2019 tarihli ve 2010/48 esas, 2010/419 sayılı ek kararı ile; 29/06/2018 tarihinde tedbirin infazına başlandığı, 29/06/2019 tarihinde infazın tamamlandığı, sanığın tedbirin gereklerine uygun davrandığı gerekçesiyle TCK’nın 191/5. maddesi gereğince davanın düşürülmesine karar verildiği, kararın 06/11/2019 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiği,
    Anlaşılmıştır.
    B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
    Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
    “Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanık ..."ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/2. maddesi gereğince denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulmasına dair Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 14/05/2010 tarihli ve 2010/48 esas, 2010/419 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/06/2010 tarihli ve 2010/404 değişik iş sayılı kararını müteakip, sanığın denetimli serbestlik kurallarını ihlâl ettiğine dair Düzce Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan bildirim üzerine, anılan Kanun"un 191/1, 31/3, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 4.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 18/09/2012 tarihli ve 2012/846 esas, 2012/912 sayılı kararının Yargıtay 20. Ceza Dairesinin 30/06/2015 tarihli ve 2015/12363 esas, 2015/2735 karar sayılı ilâmı ile bozulmasını takiben, yapılan yargılama neticesinde sanığın 5237 sayılı Kanun"un 191/1, 31/3, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 4.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 26/11/2015 tarihli ve 2015/737 esas, 2015/827 sayılı kararının Yargıtay 20. Ceza Dairesinin 04/12/2017 tarihli ve 2016/207 esas, 2017/6776 karar sayılı ilâmı ile bozulması üzerine, yeniden yapılan yargılama sonucunda karar verilmesine yer olmadığına ve sanık hakkındaki denetimli serbestlik tedbirinin infazının devamına dair Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 27/03/2018 tarihli ve 2018/14 esas, 2018/225 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davrandığından bahisle davanın düşürülmesine ilişkin Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 18/07/2019 tarihli ve 2010/48 esas, 2010/419 sayılı ek kararı ile;
    Aynı suçtan adı geçen sanığın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/2. maddesi gereğince denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulmasına dair Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 14/05/2010 tarihli ve 2010/48 esas, 2010/419 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/06/2010 tarihli ve 2010/404 değişik iş sayılı kararını müteakip, sanığın denetimli serbestlik kurallarını ihlâl ettiğine dair Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan bildirim üzerine, anılan Kanun"un 191/1, 31/3, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 4.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 04/11/2011 tarihli ve 2011/735 esas, 2011/851 sayılı kararını kapsayan dosyalar incelendi.
    1-Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 27/03/2018 tarihli ve 2018/14 esas, 2018/225 sayılı kararı yönünden yapılan incelemede;
    a-Dosya kapsamına göre, 13/01/2010 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 14/05/2010 tarihli ve 2010/48 esas, 2010/419 sayılı kararı ile sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 191/2. maddesi uyarınca denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, sanığın denetimli serbestlik tedbirine uymaması üzerine mahkemesince yapılan yargılama sonucunda Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 04/11/2011 tarihli ve 2011/735 esas, 2011/851 sayılı kararı ile sanığın mahkûmiyetine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, yapılan ihbardan sonra yargılamayı sona erdiren ve kesinleşen bir karar olduğu gözetilmeden, mahkemeye yapılan mükerrer ihbar nedeniyle dosyanın yeniden ele alınması üzerine davanın reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
    b-Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 27/03/2018 tarihli kararı ile 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişikliğe göre sanığın yükümlülüklerini yerine getirmemekte ısrar etmiş sayılması için sanığa ikinci bir meşruhatlı davetiye gönderilmesi gerektiği halde sanığa bir kez tebligat yapılarak denetimli serbestlik kaydının kapatıldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına ve denetimli serbestlik tedbirinin infazının devamına karar verilmiş ise de,
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 223. maddesinin 8. fıkrasında, "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." hükmünün öngörüldüğü nazara alındığında, somut olayda Mahkemece "kovuşturma şartının" gerçekleşmediği kanaatine varılması durumunda anılan Kanun"un 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesi gereğince bu şartın gerçekleşmesini beklemek üzere “davanın durmasına” karar verilmesi gerekirken, 5271 sayılı Kanun"un 223. maddesinde karar ve hüküm türleri arasında sayılmayan “karar verilmesine yer olmadığına” dair karar verilmesinde,
    2-Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 18/07/2019 tarihli ve 2010/48 esas, 2010/419 sayılı ek kararı yönünden yapılan incelemede;
    Sanığın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 14/05/2010 tarihli ve 2010/48 esas, 2010/419 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/2. maddesi uyarınca denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulmasına karar verildiği, kararın infazını takiben Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 18/07/2019 tarihli ek kararı ile denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davrandığı gerekçesiyle 5237 sayılı Kanun’un 191/5. maddesi gereğince kamu davasının düşürülmesine karar verilmiş ise de,
    5237 sayılı Kanun’un 191/2. maddesi gereğince denetimli serbestlik tedbirine hükmedilen sanık hakkında aynı Kanun"un 191/7. maddesi uyarınca, sanığın denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması halinde mahkûm olduğu cezanın infaz edilmiş sayılacağı ve Cumhuriyet savcılığınca sadece yerine getirme fişi düzenlenmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın denetimli serbestlik tedbirine uyduğu gerekçesiyle kamu davasının düşürülmesine karar verilmesinde,
    3-Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 04/11/2011 tarihli ve 2011/735 esas, 2011/851 sayılı kararı yönünden yapılan incelemede;
    Dosya kapsamına göre, Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 14/05/2010 tarihli ve 2010/48 esas, 2010/419 sayılı kararı ile sanık hakkında verilen denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın infazı aşamasında, Düzce Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce sanığa gönderilen çağrı yazısının bila tebliğ iade edilmesi üzerine, bu defa 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre çağrı yazısı tebliğ edildiği, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması üzerine evrakın kapatılarak Mahkemesine iade edilmiş ise de,
    6099 sayılı Kanun ile değişik 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10. maddesinde yer alan, ""(1) Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir. (2) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır." şeklindeki düzenleme nazara alındığında, somut olayda sanığın bildirdiği en son adresine çıkarılan tebligatın iade gelmesi üzerine aynı adrese bu kez 35. maddeye göre tebliğ işlemi yapıldığı, ancak anılan Kanun"un 35. maddesi uyarınca yapılan tebligatların, adlî mercilerce bu adrese daha önce usulüne uygun bir şekilde tebligat yapılmaması nedeniyle usulsüz olduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde,
    İsabet görülmemiştir.” denilerek Adana 1. Çocuk Mahkemesinin; 27/03/2018 tarihli ve 2018/14 esas, 2018/225 sayılı kararı ile aynı mahkemenin 18/07/2019 tarihli, 2010/48 esas, 2010/419 sayılı ek kararının ve 04/11/2011 tarihli, 2011/735 esas ve 2011/851 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
    C-) Konunun Değerlendirilmesi:
    Sanık ..."ün, 13/01/2010 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 14/05/2010 tarihli ve 2010/48 esas, 2010/419 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 5560 sayılı Kanunla değişik 191/2. maddesi gereğince denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulmasına karar verildiği, sanığın tedbirin gereklerine uymadığının Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 21/09/2011 tarihli ve 2011/951 sayılı yazısı ile bildirilmesi üzerine dosyanın Adana 1. Çocuk Mahkemesince 2011/735 esasına kaydedildiği, Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 04/11/2011 tarihli ve 2011/735 esas, 2011/851 sayılı kararı ile sanığın TCK’nın 191/1, 31/3, 62/1 ve 50/3. maddeleri uyarınca 4.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanık ve müdafii tarafından kararın temyiz edildiği, Dairemizin 17/10/2014 tarihli ve 2012/16040 esas, 2014/11113 karar sayılı ilamıyla, temyiz isteminin süresinden sonra yapıldığı gerekçesiyle CMUK’un 317. maddesi gereğince temyiz istemlerinin REDDİNE karar verilerek temyiz incelemesinden geçmeden kesinleştiği,
    Düzce Cumhuriyet Başsavcılığının 12/06/2012 tarihli ve 2012/410 muhabere sayılı yazısı ile sanığın tedbire uymadığının bildirilmesi üzerine dosyanın mükerrer olarak Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 2012/846 esasına kaydedildiği, Adana 1.Çocuk Mahkemesinin 18/09/2012 tarihli ve 2012/846 esas, 2012/912 sayılı kararı ile sanığın TCK’nın 191/1, 31/3, 62/1 ve 50/3. maddeleri uyarınca 4.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 20. Ceza Dairesinin 30/06/2015 tarihli ve 2015/12363 esas, 2015/2735 karar sayılı ilamıyla hükmün bozulmasına karar verildiği, bozma kararından sonra yapılan yargılama sonucunda, Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 26/11/2015 tarihli ve 2015/737 esas, 2015/827 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Kanunun 191/1, 31/3, 62/1, 50/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 4.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın Yargıtay (Kapatılan) 20. Ceza Dairesinin 04/12/2017 tarihli ve 2016/207 esas, 2017/6776 karar sayılı ilâmı ile bozulması üzerine, yeniden yapılan yargılama sonucunda Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 27/03/2018
    tarihli ve 2018/14 esas, 2018/225 sayılı kararı ile “karar verilmesine yer olmadığına ve sanık hakkındaki denetimli serbestlik tedbirinin infazının devamına” karar verildiği, sanığın denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davrandığı gerekçesiyle de, Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 18/07/2019 tarihli ve 2010/48 esas, 2010/419 sayılı ek kararı ile davanın düşürülmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
    1- Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 27/03/2018 tarihli ve 2018/14 esas, 2018/225 sayılı kararı yönünden yapılan incelemede;
    Dosya kapsamına göre, sanığın 13/01/2010 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 14/05/2010 tarihli ve 2010/48 esas, 2010/419 sayılı kararı ile sanık hakkında 5237 sayılı Kanunun 191/2. maddesi uyarınca denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, sanığın denetimli serbestlik tedbirine uymaması üzerine mahkemesince yapılan yargılama sonucunda Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 04/11/2011 tarihli ve 2011/735 esas, 2011/851 sayılı kararı ile sanığın mahkûmiyetine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, yargılamayı sona erdiren ve kesinleşen bir karar olduğu gözetilmeden, mahkemeye yapılan mükerrer ihbar nedeniyle dosyanın yeniden ele alınması üzerine davanın reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, ısrar şartı gerçekleşmediği gerekçesiyle CMK’nın 223. maddesinde sayılan hüküm çeşitleri arasında da yer almayan karar verilmesine yer olmadığına ve sanık hakkındaki denetimli serbestlik tedbirinin infazının devamına karar verilmesi kanuna aykırıdır.
    2- Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 18/07/2019 tarihli ve 2010/48 esas, 2010/419 sayılı ek kararı yönünden yapılan incelemede;
    Sanığın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 14/05/2010 tarihli ve 2010/48 esas, 2010/419 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/2. maddesi uyarınca denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulmasına karar verildiği, ihlal nedeniyle yapılan yargılama sonucunda verilen mahkûmiyet hükmünün bozulmasından sonra, Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 27/03/2018 tarihli ve 2018/14 esas, 2018/225 sayılı kararı ile karar verilmesine yer olmadığına ve sanık hakkındaki denetimli serbestlik tedbirinin infazının devamına karar verildiği, iş bu kararın infazını takiben Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 18/07/2019 tarihli ek kararı ile denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davrandığı gerekçesiyle 5237 sayılı Kanunun 191/5. maddesi gereğince kamu davasının düşürülmesine karar verildiği, anlaşılmıştır.
    Her ne kadar yukarıda (1) numaralı paragrafta açıklanan nedenlerle, Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 2018/14 esas sayılı davasının mükerrer dava olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden 27/03/2018 tarihli karar ile, karar verilmesine yer olmadığına ve sanık hakkındaki denetimli serbestlik tedbirinin infazının devamına karar verilmesi, kanuna aykırı ve bu nedenle kararın kanun yararına bozulması gerekmekte ise de; hatalı olarak verilen denetimli serbestlik tedbirinin devamına kararından sonra infaz aşamasında sanığın yükümlülüklerine uyduğu, 29/06/2018 tarihinde tedbirin infazına başlandığı, 29/06/2019 tarihinde infazın tamamlandığı, sanığın tedbirin gereklerine uygun davrandığı gerekçesiyle mahkemece TCK’nın 191/5. maddesi gereğince davanın düşürülmesine karar verildiği, sanığın tedbirin gereklerine uygun davranmış olduğu gözetilerek sanık lehine olan düşme kararının, önceki kararın kanuna aykırı olarak verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma konusu yapılamayacağı,
    Esasen kabule göre de;
    Suç tarihinde yürürlükte bulunan düzenleme gereğince, 5237 sayılı Kanunun 191/2. maddesi gereğince sadece denetimli serbestlik tedbirine hükmedilen sanık hakkında aynı Kanunun 191/5. maddesi uyarınca, sanığın denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması halinde kamu davasının düşürülmesine karar verilmesinin kanuna uygun olduğu, sanık hakkında cezaya hükmedildikten sonra denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulmasına
    karar verilmesi ve tedbire uyması halinde TCK’nın 191/7. maddesi gereğince mahkûm olduğu cezanın infaz edilmiş sayılacağı ve Cumhuriyet savcılığınca sadece yerine getirme fişi düzenlenmesi gerektiği, somut olayda ise, hakkında sadece denetimli serbestlik tedbirine hükmedilen sanık hakkında aynı Kanunun 191/5. maddesi uyarınca, sanığın denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması halinde kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi sonuç olarak kanuna uygun olup bu karara ilişkin kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
    3- Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 04/11/2011 tarihli ve 2011/735 esas, 2011/851 sayılı kararı yönünden yapılan incelemede;
    Dosya kapsamına göre, Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 14/05/2010 tarihli ve 2010/48 esas, 2010/419 sayılı kararı ile sanık hakkında verilen denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın infazı aşamasında, Düzce Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce sanığa gönderilen çağrı yazısının bila tebliğ iade edilmesi üzerine, bu defa 7201 sayılı Tebligat Kanununun 35. maddesine göre çağrı yazısı tebliğ edildiği, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması üzerine evrakın kapatıldığı, sanığın tedbirin gereklerine uymadığının Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 21/09/2011 tarihli ve 2011/951 sayılı yazısı ile bildirilmesi üzerine dosyanın Adana 1. Çocuk Mahkemesince 2011/735 esasa kaydedildiği, Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 04/11/2011 tarihli ve 2011/735 esas, 2011/851 sayılı kararı ile sanığın TCK’nın 191/1, 31/3, 62/1 ve 50/3. maddeleri uyarınca 4.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
    Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 27/03/2018 tarihli ve 2018/14 esas, 2018/225 sayılı kararı ile kanuna aykırı şekilde ısrar şartı gerçekleşmediği gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına ve sanık hakkındaki denetimli serbestlik tedbirinin infazının devamına karar verilmiş ise de kararın infazını takiben Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 18/07/2019 tarihli ek kararı ile denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranan sanık hakkında kamu davasının düşmesine karar verildiği,
    Kanun yararına bozma istemi ve ihbarnamede belirtildiği üzere, somut olayda sanığın bildirdiği en son adresine çıkarılan tebligatın iade gelmesi üzerine aynı adrese bu kez Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebliğ işlemi yapılması, adlî mercilerce bu adrese daha önce usulüne uygun bir şekilde tebligat yapılmaması nedeniyle usulsüz olduğu, bu durumda mahkemece durma kararı verilmesi gerektiği anlaşılmakla birlikte;
    Kanun yararına bozma incelemesine esas her üç mahkeme kararına konu suçun tek olduğu, sanığın 13/01/2010 tarihli tek eylemi nedeniyle, 27/03/2018 tarihli karar ile tedbirin devamına karar verilmekle tedbirin gereklerine uyduğu, bu nedenle de kamu davasının düşmesine karar verildiği, sanığın tek eylemi nedeniyle birden fazla kez cezalandırılmasının veya hakkında birden fazla kez müeyyide uygulanmasının mümkün olmadığı, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçlarında uyuşturucu madde kullanan şahısların tedavisi ve topluma kazandırılmalarının esas amaç olduğu, sanığın da bu amaç doğrultusunda denetimli serbestlik tedbirinin getirdiği yükümlülüklere uygun davrandığı, sanık lehine olan kanuna aykırılığın, sanığın aleyhine olacak şekilde kanun yararına bozma nedeni yapılamayacağı birlikte değerlendirilerek, mahkemece sanık hakkında CMK’nın 223/3-4. maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından, kanun yararına bozma istemi değişik gerekçe ile yerinde görülmüştür.
    D-) Karar : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
    1- Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 18/07/2019 tarihli ve 2010/48 esas, 2010/419 sayılı ek kararına ilişkin kanun yararına bozma istemi yerinde görülmediğinden REDDİNE,
    2- Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 27/03/2018 tarihli ve 2018/14 esas, 2018/225 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanunun 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli
    işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
    3- Adana 1. Çocuk Mahkemesinin 04/11/2011 tarihli ve 2011/735 esas, 2011/851 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendinin verdiği yetkiye dayanılarak;
    Hüküm fıkrasının;
    “Sanık hakkında, CMK’nın 223/4. maddesi gereğince CEZA VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA”
    Şeklinde DEĞİŞTİRİLMESİNE,
    Hükmün değiştirilen bu şekliyle infazına,
    Dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
    17/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi