Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/15492 Esas 2016/472 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/15492
Karar No: 2016/472
Karar Tarihi: 21.01.2016

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/15492 Esas 2016/472 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Dava tarafları arasındaki nafaka davasında, davalıya bağlanan yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiştir. Ancak, Yargıtay'ın yerleşik kararlarına göre, yoksulluk nafakası bağlanabilmesi için asgari ücret sınırındaki gelire sahip olunması yeterli olmamaktadır. Mahkemece, davalının yoksulluğunun ortadan kalkmadığı ve nafakanın indirilmesine karar verilebileceği belirtilmiştir. Kararda, TMK'nun 176. maddesi gereği yoksulluk veya haysiyetsiz hayat sürme hallerinde nafakanın kaldırılabileceği, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği durumlarda ise iradın artırılması veya azaltılması kararı verilebileceği açıklanmıştır.
3. Hukuk Dairesi         2015/15492 E.  ,  2016/472 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:


    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili dilekçesinde; tarafların 2007 yılında boşandıklarını ve davalı lehine 250 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, nafaka almaya devam etmek için bir süre gayri resmi daha sonrada resmi olarak çalıştığını, ayrıca başkasıyla evliymiş gibi yaşadığını halen uyuşturucu ile bağlantılı bir suçtan dolayı cezaevinde tutuklu bulunduğunu, müvekkilinin ise yeniden evlendiği, bir çocuğu bulunduğunu belirterek yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir.
    Davalı vekili cevabında, iddiaların yersiz olduğunu, davalının başkasıyla evli gibi yaşamadığını, 5 aydan fazla süredir cezaevinde tutuklu bulunduğunu, bu nedenle bakıma muhtaç olduğunu, asgari ücretin yoksulluğu ortadan kaldırmayacağını belirterek davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; davalı hakkında.... Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen iddianameye alınan kolluk savunmasına göre,...t adlı pastanede tezgahtarlık yaparken, arkadaşı ile .... iline emanet almak için gittikleri, para karşılığı taşıdıkları çantadan uyuşturucu çıktığı anlaşılmakla, tutuklanmadan önce ... isimli pastanede çalışan, taşıdığı çantada uyuşturucu bulunan davalıya bağlanmış olan yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiştir.
    Hükmü davalı vekili temyiz etmektedir.
    TMK.nun 176.maddesine göre; yoksulluğun ortadan kalkması yada haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir.
    Mahkemece, davalının bir pastane de çalışması ve haysiyetsiz hayat sürmesi nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de,
    Yargıtay HGK.nun, 07.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi; yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir. HGK.nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması," yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir. (HGK. 07.10.1998 gün 1998/2-656 E.,1998/688 K., 26.12.2001 gün 2001/2-1158-1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2-397-339 sayılı kararları). Davalının çantasında uyuşturucu bulunması iddiasına dayalı olarak açılan ceza davasının halen derdest olduğunu anlaşılmaktadır.
    Somut olayda; davalı kadın boşanma davası açıldığı dönemde çalışmamaktadır. Daha sonra çalışmaya başladığı dava tarihi itibariyle cezaevinde tutuklu bulunduğu davacının ise yeniden evlendiği, bir çocuğu bulunduğu, asgari ücretle çalıştığı anlaşılmaktadır.
    Yoksulluk durumu; günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası, ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır.
    Anılan yasal düzenlemelere göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu sağlaması gerekmektedir.
    O halde mahkemece, dava tarihindeki şartlara göre davalının yoksulluğunun ortadan kalkmadığı kaldı ki, asgari ücret sınırındaki gelirinin varlığının, yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılmasına neden olmayıp takdir edilecek nafakanın miktarının tayininde etkili olduğu; dolayısıyla mahkemece, nafakanın indirilmesine karar verilebileceği(çoğun içinde az da vardır ilkesi gereğince) davacının, dava dilekçesindeki nafakanın kaldırılması talebi içinde indirme talebinin de olduğu gözetilerek, bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.