Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/9077
Karar No: 2020/5484
Karar Tarihi: 19.11.2020

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2020/9077 Esas 2020/5484 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi         2020/9077 E.  ,  2020/5484 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
    KANUN YOLU : TEMYİZ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 14.11.2019 gün ve saatte temyiz eden ... Baran vekili Avukat ... geldi, aleyhine temyiz istenilen gelmedi. Gelenin yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Tarafın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

    Kadastro sırasında, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle yüzölçümleri tutanaklarında gösterilen ...İlçesi Hüsametli Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 270 parsel ... adına, 101 ada 271 ve 283 parseller ... adına, 101 ada 272 ve 274 parseller ... adına, 101 ada 278 ve 284 parseller ... adına, 101 ada 279 parsel ... adına, 101 ada 280 parsel ... adına, 101 ada 281 parsel ... adına, 101 ada 282 parsel ... adına, 101 ada 532 parsel ... adına; 101 ada 273 parsel sayılı 12961.54 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edildikten sonra, ...’ın itirazı üzerine Kadastro Komisyonunca, Teşrinievvel 1288 tarih 33, 17.06.1977 tarih 2, 09.01.1975 tarih 2 numaralı tapu kayıtları, miras yoluyla gelen hak ve harici satın alma nedeniyle ... ve müşterekleri adına tespitlerine karar verilmiştir. Aynı yerde bulunan 102 ada 272, 273, 287, 103 ada 275 parsel sayılı taşınmazlardan 102 ada 272, 273 ve 103 ada 275 parseller hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına, 102 ada 287 parsel aynı nedenlerle ... adına; irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 102 ada 275, 277, 103 ada 276, 278 parsel sayılı taşınmazlardan 102 ada 275 parsel ... adına, 102 ada 277 parsel ... adına, 103 ada 276 parsel ... adına, 103 ada 278 parsel ... adına; satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 102 ada 288, 103 ada 277, 103 ada 279 parsel sayılı taşınmazlardan 102 ada 288 parsel ... adına, 103 ada 277 parsel ... Doğan adına, 103 ada 279 parsel ... adına tespit edildikten sonra ...’ın itirazı üzerine Kadastro Komisyonunca, Zilkade 1282 tarih 92, 09.01.1975 tarih 1, 17.06.1977 tarih 3 numaralı tapu kayıtları, miras yoluyla gelen hak ve harici satın alma nedeniyle ... ve müşterekleri adına tespitlerine karar verilmiştir. Aynı yer 102 ada 158, 163 ve 164 parsel sayılı 1.688,17, 2.587,26, 253,96 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan 102 ada 158 ve 164 parseller irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına ve 102 ada 163 parsel aynı nedenlerle ... Karazor adına tespit edildikten sonra, ...’ın itirazı üzerine Kadastro Komisyonunca, Teşrinievvel 1288 tarih 26, 17.06.1977 tarih 1 numaralı tapu kayıtları, miras yoluyla gelen hak ve harici satın alma nedeniyle ... ve müşterekleri adına tespitlerine karar verilmiştir. Aynı yer 101 ada 267, 102 ada 289, 290, 291, 292 parsel sayılı 13.308,92, 3.034,65, 4.465,34, 6.138,14 ve 839,35 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan 101 ada 267 parsel satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına, 102 ada 289 parsel aynı nedenlerle ... adına, 102 ada 290 parsel aynı nedenlerle ... adına, 102 ada 291 ve 292 parseller aynı nedenlerle müştereken ... ve ... adlarına, 101 ada 268 parsel sayılı 3.287,80 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim, satış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle müştereken ... ve ... adlarına, 101 ada 269 parsel sayılı 9698.54 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edilmiştir.
    Davacı ..., 102 ada 272, 273 ve 103 ada 275 parsel sayılı taşınmazlar hakkında; davacı ... ve arkadaşları (... mirasçıları), 102 ada 158, 163 ve 164 parsel sayılı taşınmazlar hakkında; davacı ... ve arkadaşları 101 ada 270, 271, 272, 273, 274, 278, 279, 280, 281, 282, 283, 284 ve 532 parsel sayılı taşınmazlar hakkında; davacı ... ve arkadaşları, 102 ada 275, 277, 286, 287, 288, 103 ada 276 ve 279 parsel sayılı taşınmazlar hakkında dayanak kayıtların hukuki değerini yitirdiği iddiasıyla kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak; davacı ... ve ... 103 ada 279 parsel sayılı taşınmaz hakkında; davacı ... Doğan 102 ada 284 ve 103 ada 277 parseller hakkında satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak; davacı ..., 103 ada 278 parsel sayılı taşınmaz hakkında satın alma, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak; davacı ..., 101 ada 267, 268, 269, 102 ada 289, 290, 291, 292 parsel sayılı taşınmazlar hakkında tapu kaydına dayanarak ayrı ayrı dava açmışlardır.
    Mahkemece davalar birleştirilmek suretiyle yapılan yargılama sonunda; davacı ... ve arkadaşları tarafından açılan davanın kabulüne, çekişmeli 101 ada 270, 271, 272, 273, 274, 278, 279, 280, 281, 282, 283, 284 ve 532 parsel sayılı taşınmazların tespitinin iptali ile 101 ada 270 parselin ..., 101 ada 271 ve 283 parsellerin ..., 101 ada 272 ve 274 parsellerin ..., 101 ada 273 parselin ..., 101 ada 278 ve 284 parsellerin ..., 101 ada 279 parselin ..., 101 ada 280 parselin ..., 101 ada 281 parselin ..., 101 ada 282 parselin ..., 101 ada 532 parselin ... adlarına tesciline, diğer tüm davaların reddine; çekişmeli 101 ada 267, 268, 269, 102 ada 289, 290, 291, 292 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi, 102 ada 158, 163, 164, 272, 273, 275, 277, 284, 286, 287, 288, 103 ada 275, 276, 277, 278, 279 parsel sayılı taşınmazların komisyon kararı gibi tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı-davalı ..., davacı ..., ... ve ... (...) vekili, davacı ..., ... ve arkadaşları ile ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dava konusu 101 ada 267, 268, 269 ile 102 ada 289, 290, 291, 292 parsel sayılı taşınmazlar hakkında, davacı ... oğlu ..., tapu kaydı ve miras yoluyla gelen hakka dayanarak tespitin iptalini ve taşınmazların payları oranında ... oğlu Musa mirasçıları adına tescilini istemiştir. Mahkemece, 101 ada 267, 268 ve 269 parsel sayılı taşınmazlara uygulanan tapu kaydının hukuki değerini yitirdiği, 102 ada 289, 290, 291 ve 292 parsel sayılı taşınmazların dayanılan tapu kaydı kapsamında kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, gerekçe dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Davacı ..., ... oğlu Musa’dan gelen hakka dayanarak onun mirasçıları adına tescil istemiyle dava açmış olup; davacı, ... oğlu Musa’nın mirasçısı olan babası Aptil oğlu ...’ın sağ olması nedeniyle Musa terekesine göre 3. kişi durumundadır. Dolayısıyla hak sahibi olmadığı bir konuda dava açması hukuken mümkün değildir. O halde, davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddedilmiş olması isabetsiz ise de, verilen ret kararı netice itibariyle doğru olduğundan gerekçenin bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    2- Dava konusu 102 ada 272, 273, 275, 277, 284, 286, 287, 288 ve 103 ada 275, 276, 277, 278, 279 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise;
    Mahkemece 11.07.2011 tarihinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişilerce davacı ...’un dava konusu ettiği 103 ada 279 parsel sayılı taşınmazla bir ilgisinin bulunmadığı beyan edilmiş olup, her ne kadar davacı vekili 102 ada 279 parsel yerine hataen 103 ada 279 parsel hakkında dava açıldığından bahisle hükmü temyiz etmişse de; davacı tarafın, yargılama sırasında bu yönde bir beyanı ve 102 ada 279 parsel sayılı taşınmaz hakkında bir talebi bulunmadığına, dava konusu ettiği 103 ada 279 parsel sayılı taşınmazda da hak sahibi olmadığının anlaşılmış olmasına göre davacı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
    Diğer temyiz itirazlarına gelince, çekişmeli taşınmazlar Kadastro Komisyonu kararı ile birbirinin tedavülü olan Zilkade 1282 tarih 92, 09.01.1975 tarih 1 ve 17.06.1977 tarih 3 numaralı tapu kayıtları ve harici pay satışı nedeniyle 43200/129600 payı 17.06.1977 tarih 3 numaralı tapu maliki ... adına, 31344/129600 payı haricen pay satın aldığı belirtilen Ahmet oğlu ... adına ve kalan payları da Zilkade 1282 tarih 92 numaralı kayıt maliki ... oğlu Musa’nın pay satışı yapmadığı belirtilen mirasçıları adına payları oranında tespit edilmiştir. Davacı ... 102 ada 272, 273 ve 103 ada 275 parsel sayılı taşınmazların murisi ... tarafından yaklaşık 50 yıldır zilyet edildiğini, ayrıca 43200/129600 payı tapu kaydı ile ... oğlu Musa mirasçılarından satın alarak kendisine devrettiğini, dava konusu taşınmazlara uygulanan davalı tapularının hukuki kıymetini yitirdiğini belirterek taşınmazların adına tescilini istemiştir. Davacı ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... 102 ada 275, 277, 286, 287, 288, 103 ada 276, 279 parsel sayılı taşınmazların murisleri tarafından 60 yıl önce ... Kahya"dan satın alındığını, kadastro tespitinden en az 20 yıl önce taksim ve satışla kendilerinin devraldıklarını ve zilyet olduklarını, dava konusu taşınmalara uygulanan tapu kayıtlarının hukuki değerini yitirdiğini belirterek 102 ada 275 parselin ..., 103 ada 277 parselin ..., 103 ada 286 parselin ..., 103 ada 287 parselin ..., 103 ada 288 parselin ..., 103 ada 276 parselin ..., 103 ada 279 parselin ... adına tescilini istemişlerdir. Davacı ... ... dava konusu 102 ada 284 ve 103 ada 277 parsel sayılı taşınmazların, İbrahim Kiya adlı kişinin zilyet ve tasarrufunda iken 1948 yılında ..a satarak devrettiğini, ...’ın ölümüyle mirasçılarının yaptığı taksimde 102 ada 284 ve 103 ada 277 parsellerin dayısı ... ’a isabet ettiğini, onun da 2000 yılında kendisine satıp devrettiğini belirterek taşınmazların adına tescilini istemiştir. Davacı ..., 103 ada 278 parsel sayılı taşınmazın İbrahim Kiya adlı kişinin zilyet ve tasarrufunda iken 1948 yılında ...’a satarak devrettiğini, ...’ın ölümüyle mirasçılarının yaptığı taksimde 102 ada 278 parselin karısı ... ...’a isabet ettiğini, ondan da kendisine intikal ettiğini belirterek taşınmazın adına tescilini istemiştir. ... oğlu ... mirasçısı olan davalılar ise tespite esas tapu kayıtlarının taşınmazlara uyduğunu ve tapu kayıtlarının hukuki değerini koruduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, dava konusu taşınmazların tespite esas tapu kayıtları kapsamında kaldığı, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre bu taşınmazların ..., ..., .....ve ... tarafından 1960’lı yıllarda satın alındığı, tapu kaydının intikal gördüğü 1975, 1977 yıllarına kadar 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığı, bu haliyle tapu kaydının hukuki kıymetini koruduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır.
    Davacı ...’ın dava konusu ettiği 102 ada 272, 273 ve 103 ada 275 parsel sayılı taşınmazlar hakkında murisi ...’ın tapuda pay satın aldığı ve dava konusu taşınmazlara uygulanan davalılara ait tapu kaydının hukuki değerini yitirdiği yönündeki iddiası; yine 102 ada 275, 277, 286, 287, 288, 103 ada 276, 279 parsel sayılı taşınmazlar hakkında dava açan ... ve arkadaşlarının davalılara ait tapu kayıtlarının hukuki değerini yitirdiği yönündeki iddiaları; davacı ... Doğan ve ...’ın temyiz dilekçelerinde, dava konusu ettikleri taşınmazları satın aldıkları İbrahim Kiya isimli kişinin taşınmazlara uygulanan davalılara ait tapu kaydı maliklerinden İbrahim Çelik olduğu yönündeki beyanları karşısında artık tapu kayıtlarının taşınmazlara uyduğu hususunda ihtilaf bulunmamaktadır.
    Davacı ... ve arkadaşları dava konusu ettikleri 102 ada 275, 277, 286, 287, 288, 103 ada 276, 279 parsel sayılı taşınmazlar hakkında murislerinin ... Kahya’dan satın aldığını, taksim ve satışla kendilerine geçtiğini ve zilyet olduklarını iddia ettiklerine göre öncelikle bahsi geçen ... ...nın kim olduğunun, dava konusu taşınmazlara uygulanan tapu maliklerinden ... mı yoksa başka biri mi olduğunun sorulması gerekir. Eğer bahsedilen kişi aynı zamanda davacı ...’ın da murisi olan ... ise bu kişi 17.06.1977 tarih 3 sıra numaralı tapu ile kayıt maliklerinden pay satın aldığına göre bu tarihten öncesi için tapu maliklerinin üstün hakkını kabul etmiş sayılacağından dolayısıyla da malik sıfatıyla zilyet olduğundan söz edilemeyeceğinden davacıların tapu kaydının hukuki değerini yitirdiği yönündeki iddialarına itibar edilemez. Ancak bu tarihten sonra tapu malikleri arasında taksim yapılıp yapılmadığı ve taşınmazların tapu maliklerinden ...’a düşüp düşmediğinin araştırılması gerekir. Şayet taksimen ...’a düşmüş ise o zaman davacı ... ve arkadaşları yönünden 3402 sayılı Yasa’nın 13/B-b koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilmelidir.
    Davacı ... Doğan ve ...’ın iddialarına gelince; davacılar dava konusu ettikleri taşınmazların tamamının, ... oğlu Musa’nın mirasçılarından İbrahim Çelik tarafından kendi bayilerine satıldığını belirtmişlerdir. Bahsi geçen İbrahim Çelik, Zilkade 1282 tarih 92 numaralı tapu kaydının gittisi Teşrinisani 325 tarih, 25 numaralı kayıtta ... oğlu Musa mirasçısı olarak tek başına maliktir. Bilahare diğer Musa mirasçılarının haklarının ketmedildiğinden bahisle açtıkları davanın kabulü sonucu bu tapu kaydı 09.01.1975 tarih 2 numaralı kayıtla tedavül görmüştür. O halde davacıların taşınmazları İbrahim Çelik’ten satın aldığı tarihten tapunun tedavül gördüğü 1975 yılına kadar davacı tarafın 20 yıllık zilyetliğinin bulunup bulunmadığının başka bir deyişle davacılar lehine 3402 sayılı Yasa’nın 13/B-c koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılması gerekir.
    Mahkemece, açıklanan yönler üzerinde durulup gerekli araştırma yapılmamış, taşınmazlar üzerindeki zilyetliğin ne zamandan beri, kim tarafından ne şekilde sürdürüldüğü ve kimden nasıl intikal ettiği hususunda alınan soyut, yetersiz ve kendi içinde çelişkili yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile yetinilmiştir.
    Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, çekişmeli taşınmazları iyi bilen, davada yararı bulunmayan, elverdiğince yaşlı yerel bilirkişiler, tespit bilirkişiler ve taraf tanıkları ile mahallinde keşif yapılarak, tapu malikleri arasında taksim yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise ne zaman ve ne şekilde yapıldığı, dava konusu taşınmazların ...’a düşüp düşmediği, öyleyse diğer tapu maliklerine ne verildiği, çekişmeli 102 ada 284, 103 ada 277 ve 278 parsel sayılı taşınmazların iddia edildiği gibi İbrahim Çelik tarafından davacılar bayisi Duran Bozan’a satılıp zilyetliğin devredilip devredilmediği, taşınmazların ne zamandan beri, kim tarafından, ne şekilde kullanıldığı sorularak maddi olaylara dayalı, somut beyanları alınmalı, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmesine çalışılmalı, çelişkinin giderilmemesi halinde hangi beyana üstünlük tanındığının gerekçesi karar yerinde gösterilmeli; belirtilen şekilde yapılan araştırma neticesinde elde edilen deliller hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılmadan karar verilmiş olması isabetsiz olup, davacı ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekili ile davacı ... ile ... (Doğan) vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
    3- Dava konusu 102 ada 158, 163 ve 164 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; çekişmeli taşınmazlar Kadastro Komisyonu kararı ile birbirinin tedavülü olan T. evvel 1288 tarih 26 ve 17.06.1977 tarih 1 numaralı tapu kayıtları ve harici pay satışı nedeniyle 43200/129600 payı 17.06.1977 tarih 1 numaralı tapu maliki ... adına, 31344/129600 payı haricen pay satın aldığı belirtilen Ahmet oğlu ... adına ve kalan payları da T. evvel 1288 tarih 26 numaralı kayıt maliki ... oğlu Musa’nın pay satışı yapmadığı belirtilen mirasçıları adına payları oranında tespit edilmiştir. Davacı ... mirasçıları dava konusu taşınmazların murisleri ... tarafından yaklaşık 50 yıldır zilyet edildiğini, ayrıca murislerinin 43200/129600 payı tapu kaydı ile ... oğlu Musa mirasçılarından satın aldığını ve murislerinin bu taşınmazları kendilerine devrettiğini, dava konusu taşınmazlara uygulanan davalıların dayandıkları tapu kayıtlarının hukuki kıymetini yitirdiğini belirterek, taşınmazların miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir. ... oğlu Musa mirasçısı olan davalılar ise tespite esas tapu kayıtlarının taşınmazlara uyduğunu ve tapu kayıtlarının hukuki değerini koruduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, dava konusu taşınmazların tespite esas tapu kayıtları kapsamında kaldığı, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre bu taşınmazların ... tarafından 1960’lı yıllarda satın alındığı, tapu kaydının intikal gördüğü 1977 yılına kadar 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığı ve tapu kaydının hukuki kıymetini koruduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır.
    Davacıların, murisleri ...’ın tapuda pay satın aldığını ve dava konusu taşınmazlara uygulanan davalılara ait tapu kaydının hukuki değerini yitirdiğini iddia etmiş olmaları karşısında, tapu kayıtlarının taşınmazlara uyduğu hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Davacılar murisi ... 17.06.1977 tarih 1 sıra numaralı tapu ile kayıt maliklerinden pay satın aldığına göre bu tarihten öncesi için tapu maliklerinin üstün hakkını kabul etmiş sayılır ve malik sıfatıyla zilyet olduğundan söz edilemez. Dolayısıyla davacıların tapu kaydının hukuki değerini yitirdiği yönündeki iddiası yerinde değildir. Ancak bu tarihten sonra tapu malikleri arasında taksim yapılıp yapılmadığı ve taşınmazların davacıların murisi ...’a düşüp düşmediğinin araştırılması gerekir.
    Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, çekişmeli taşınmazları iyi bilen, davada yararı bulunmayan, elverdiğince yaşlı yerel bilirkişiler, tespit bilirkişiler ve taraf tanıkları ile mahallinde keşif yapılarak, tapu malikleri arasında taksim yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise ne zaman ve ne şekilde yapıldığı, dava konusu taşınmazların ...’a düşüp düşmediği, eğer öyleyse diğer tapu maliklerine ne verildiği ve taşınmazların ne zamandan beri, kim tarafından, ne şekilde kullanıldığı sorularak maddi olaylara dayalı, somut beyanları alınmalı, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmesine çalışılmalı, çelişkinin giderilmemesi halinde hangi beyana üstünlük tanındığının gerekçesi karar yerinde gösterilmeli; bundan sonra toplanan deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılmadan karar verilmiş olması isabetsiz olup, davacı ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
    4- Dava konusu 101 ada 270, 271, 272, 273, 274, 278, 279, 280, 281, 282, 283, 284 ve 532 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; çekişmeli taşınmazlar, Kadastro Komisyonu kararı ile birbirinin tedavülü olan T. evvel 1288 tarih 33, 09.01.1975 tarih 2 ve 17.06.1977 tarih 2 numaralı tapu kayıtları ve harici pay satışı nedeniyle 43200/129600 payı, 17.06.1977 tarih 2 numaralı tapu maliki ... adına, 31344/129600 payı, haricen pay satın aldığı belirtilen ... oğlu ... adına ve kalan paylar da T. evvel 1288 tarih 33 numaralı kayıt maliki ... oğlu Musa’nın pay satışı yapmadığı belirtilen mirasçıları adına payları oranında olmak üzere tespit edilmişlerdir. Davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..., dava konusu taşınmazların ... tarafından yaklaşık 50 yıldır zilyet edildiğini, ayrıca 43200/129600 payı tapu kaydı ile ... oğlu Musa mirasçılarından satın aldığını ve kadastro tespitinden en az 20 yıl önce çocuklarına ve damatlarına yani kendilerine taksim ederek devrettiğini, dava konusu taşınmazlara uygulanan davalıların dayandıkları tapu kayıtlarının hukuki kıymetini yitirdiğini belirterek, 101 ada 270 parselin ..., 101 ada 271 ve 273 parsellerin ..., 101 ada 272 ve 274 parsellerin ..., 101 ada 273 parselin ..., 101 ada 278 ve 284 parsellerin ..., 101 ada 279 parselin ..., 101 ada 280 parselin ..., 101 ada 281 parselin ..., 101 ada 282 parselin ..., 101 ada 532 parselin ... adlarına tescilini istemişlerdir. ... oğlu Musa mirasçısı olan davalılar ise, tespite esas tapu kayıtlarının taşınmazlara uyduğunu ve tapu kayıtlarının hukuki değerini koruduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, taşınmazların tapu kayıt maliki ... oğlu Musa"nın 1310 tarihinde ölümünden itibaren 20 yılı aşkın bir süre ile ... tarafından malik sıfatıyla zilyetliğinin sürdürüldüğü, bu durumun Erdemli Asliye Hukuk Mahkemesinin 1975/312 Esas, 1988/323 Karar sayılı kararıyla sabit olduğu, anılan kararda da bahsedildiği üzere tapu kayıt malikinin ölümünden itibaren 20 yılı aşkın bir süre tapunun tedavül görmeyerek hukuki kıymetini yitirdiği, davalıların taşınmazlar üzerinde herhangi bir zilyetliklerinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır.
    Davacıların, kendilerine taşınmazı devreden ...’ın tapuda pay satın aldığını ve dava konusu taşınmazlara uygulanan davalılara ait tapu kaydının hukuki değerini yitirdiğini iddia etmiş olmaları karşısında, tapu kayıtlarının taşınmazlara uyduğu hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. ... 17.06.1977 tarih 2 sıra numaralı tapu kaydı ile kayıt maliklerinden pay satın aldığına göre bu tarihten öncesi için tapu maliklerinin üstün hakkını kabul etmiş sayılır ve malik sıfatıyla zilyet olduğundan söz edilemez. Dolayısıyla davacıların tapu kaydının hukuki değerini yitirdiği yönündeki iddiası doğru değildir. Ne var ki, Erdemli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 28.09.1988 tarih 1975/312 Esas, 1988/323 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde, ... oğlu Musa mirasçılarının bir kısmı tarafından ...’a karşı dava konusu taşınmazlara revizyon gören tapu kaydına dayanılarak müdahalenin meni davası açıldığı ve yargılama neticesinde tapu kaydının hukuki değerini yitirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, bu karar esas alınarak davalıların dayandıkları tapu kaydının hukuki değerini yitirdiğinden bahisle kabul kararı verilmiş ise de, anılan dava dosyasında verilen 1975/312 Esas, 1988/323 Karar sayılı hükmün kesinleştiğine dair şerh bulunmadığı gibi kararın taraflara tebliğ edildiğine dair tebligat parçalarına da rastlanmamıştır. Bu kararın kesin hüküm teşkil edip etmediğinin belirlenebilmesi için kesinleşip kesinleşmediğini tespit etmek önem arz etmektedir. Ancak bu karar kesinleşmemiş ise kesin hükümden söz edilemeyeceğinden tapu kaydının hukuki değerini koruduğu göz önünde bulundurularak ...’ın tapudan pay satın aldığı 1977 yılından sonra tapu malikleri arasında taksim yapılıp yapılmadığının ve taşınmazların ...’a düşüp düşmediğinin araştırılması gerekir. Ayrıca Komisyon kararı öncesi tespit tutanaklarında, dava konusu taşınmazlardan 101 ada 273 parsel dışındakiler ...’ın hibesi ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tescil talebinde bulunan davacılar adına tespit edilmiş ve ...’ın muvafakati tutanaklara işlenmiş, 101 ada 273 parsel sayılı taşınmaz ise irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davacı ... adına tespit edilmiş olup, bu parsele ilişkin tutanakta ...’ın muvafakati bulunmamaktadır. Bu nedenle, 101 ada 273 parselin davacı ...’a ne şekilde intikal ettiğinin ve şayet bu taşınmaz tapu malikleri arasında taksimen ...’a düşmüş ise davacı ... yönünden 3402 sayılı Yasa’nın 13/B-b şartlarının oluşup oluşmadığının da araştırılması gerekmektedir.
    Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, Erdemli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1975/312 Esas 1988/323 Karar sayılı ilamının kesinleşip kesinleşmediği esas defterlerinden kontrol edilmeli, esas defterlerinde söz konusu kararın kesinleştiğine dair net bir bilgiye ulaşılamaması halinde, artık bu kararın eldeki dava yönünden kesin hüküm teşkil etmeyeceği ve tapu kaydının hukuki değerini koruduğu göz önünde bulundurulmalı; ardından mahallinde çekişmeli taşınmazları iyi bilen, davada yararı bulunmayan, elverdiğince yaşlı yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve taraf tanıkları ile keşif yapılarak, tapu malikleri arasında taksim yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise ne zaman ve ne şekilde yapıldığı, dava konusu taşınmazların ...’a düşüp düşmediği, öyleyse diğer tapu maliklerine ne verildiği ve taşınmazların ne zamandan beri, kim tarafından, ne şekilde kullanıldığı yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve tanıklardan sorulup, maddi olaylara dayalı, somut beyanları alınmalı; beyanlar arasında çelişki bulunması halinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmesine çalışılmalı; çelişkinin giderilmemesi halinde hangi beyana üstünlük tanındığının gerekçesi karar yerinde gösterilmeli ve bundan sonra toplanan deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılmadan karar verilmiş olması isabetsiz olup, davalılar ..., ... ve ... vekili ile davalı ...’ın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.11.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi