9. Hukuk Dairesi 2016/12181 E. , 2020/767 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı-karşı davalı İsteminin Özeti:
Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 01/04/2004 - 24/08/2014 tarihleri arasında kesintisiz olmak üzere, davalı işverenin idari biriminde kıdemli eleman olarak çalıştığını, müvekkilinin son aylık net ücretinin 1.500,00 TL. olduğunu, ancak davalı işverenin maaşının asgari ücret tutarını bankadan yatırırken, kalanını elden ödediğini, müvekkilinin aldığı maaş üzerinden sigortasının yatırılmaması üzerine davalı işverene gönderdiği Beyoğlu 8. Noterliği’nin 15/08/2014 tarih ve 15590 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile iş akdini feshettiğini, müvekkilinin davalı işyerinde sabah 07:45, akşam 18:30 saatleri arasında çalıştığını, davacının Cumartesi günleri de çalıştığını, Pazar ve Pazartesi günleri ise izin kullandığını, müvekkilinin yapmış olduğu fazla çalışma ücretlerinin kendisine ödenmediğini, müvekkilinin dini bayramlar ve resmi tatillerde çalışmayıp tatil hakkını kullandığını, müvekkilinin son aylık maaşının 670,00 TL. olarak eksik ödendiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, fazla çalışma alacağı ve genel tatil alacaklarını istemiştir.
B) Davalı-karşı davacı Cevabının Özeti:
Davalı-karşı davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirkette 23/12/2004 tarihinde planlama elemanı olarak çalışmaya başladığını, Beyoğlu 8. Noterliği’nin 15590 yevmiye numaralı 15/08/2014 tarihli ihtarnameyi göndererek iş akdini feshettiğini bildirmesi üzerine 21/08/2014 tarihi itibariyle işten çıkışının yapıldığını, davacının son aldığı brüt ücretin 1.275,00 TL olduğunu, bordrolarının bu bedel üzerinden düzenlenerek, hesaplanan net ücretinin her ay banka hesabına yatırıldığını ve yine SGK primlerinin de düzenli olarak bu bedel üzerinden ödendiğini, müvekkili şirkette çalışanlara ayrıca elden ödeme yapılmadığını, dolayısıyla davacı taraf açısından haklı nedenle fesih olgusunun gerçekleşmediğini, davacının müvekkili şirketten alacağı herhangi bir fazla mesai ücretinin bulunmadığını, müvekkili şirketin işyerinde Pazar ve Pazartesi günleri hafta tatili günleri olup, Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma ve Cumartesi günlerinin çalışma günleri olduğunu, buna göre işyerinde haftada 5 gün sabah 07:45, akşam 18:00 saatleri arasında çalışıldığını, 45 dakika yemek molası ile 15’er dakikalık 2 çay molası olmak üzere toplam 1 saat 15 dk. mola verildiğini, bu sisteme göre haftada 5 gün günde 9 saat çalışan davacıya çalışmaları haftalık 45 saatlik yasal sınırı aşmadığından fazla mesai ücreti ödemesi yapılmadığını davacının istisnai olarak fazla mesai yaptığı durumlarda da bordrosunda fazla mesai tahakkukunun yapıldığının görüleceğini, müvekkili şirkette dini bayramlarda ve resmi tatillerde çalışılmadığını davacının da dilekçesinde aynen bu ifadeyi kullandığını ve tatil hakkının kullandırıldığını beyan ettiğini, buna rağmen dava dilekçesinin netice bölümünde 100,00 TL. genel tatil alacağı talebinde bulunduğunu, davacının bu konudaki çelişkili beyanlarına anlam verilemediğini, yine davacının müvekkili şirketten alamadığı herhangi bir ücret alacağı da bulunmadığını, 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 32. maddesinin son fıkrası ve Borçlar Kanunu’nun 126. maddesi hükmü gereğince ücret alacaklarında zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğunu, ücret alacağı olduğunun kabulü anlamına gelmemek kaydıyla dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık süreç dışında kalan döneme ilişkin davacı taleplerine karşı zamanaşımı itirazında bulunduklarını savunarak, davanın reddini ,davalı-k.davacı vekili karşı dava dilekçesi ile; davalının müvekkili şirkette 23/12/2004 tarihinde planlama elemanı olarak çalışmaya başladığını, 21/08/2014 günü ve devamındaki günlerde işe gelmediğini, karşı davalının Beyoğlu 8. Noterliği’nin 15590 yevmiye numaralı 15/08/2014 tarihli ihtarnameyi göndererek iş akdini feshettiğini bildirmesi üzerine 21/08/2014 tarihi itibariyle işten çıkışının yapıldığını, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesine göre, belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesinin gerektiğini, bildirim şartına uymayan tarafın bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek zorunda olduğunu, davalının bildirim sürelerine riayet etmeyerek iş akdini feshettiğini ileri sürerek, ihbar tazminatını istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece özetle; SGK kayıtları, toplanan delillerin değerlendirilmesinde; davacı-karşı davalının, davalı-karşı davacıya ait işyerinde 24/12/2004 - 21/08/2014 tarihleri arasında çalıştığı, davalı-karşı davacı işverence SGK"ya verilen sigortalı işten ayrılış bildirgesinde, sigortalının işten ayrılış tarihinin 21/08/2014 işten ayrılış nedenin (03) kodu ile “Belirsiz süreli iş sözleşmesinin işçi tarafından feshi (istifa)” şeklinde gösterildiğinin anlaşıldığı davacının, davalıya ait işyerinde 24/12/2004 tarihinden itibaren “çalışmakta iken, noter kanalı ile sigorta primlerinin asgari ücretten yatırıldığı, fazla mesai ve genel tatil ücretlerinin eksik ödendiği gerekçesi ile iş akdinin işçi tarafından feshedildiği, davacının işyeri özlük dosyasında sunulan bordroların işçi tarafından ihtirazi kayıt öne sürülmeksizin imzalandığı, fazla mesai hususunun gerek dava dilekçesindeki talepler gerekse dinlenen davacı tanıklarının beyanları ile ispatlanamadığı, genel tatil alacağı talep edilmiş ise de dava dilekçesinde milli ve dini bayramlarda davacının tatil yaptığının beyan edildiği, davacı tanıklarınca da aksinin ileri sürülmediği, taleple bağlılık ilkesi gereği davacının fazla mesai ve genel tatil ücret alacağı taleplerine ilişkin davasını kanıtlayamadığı sonuç ve kanaatine varıldığı, davacı işçinin istifa gerekçesinin, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 24. maddesinde sayılan haklı nedenle fesih gerekçeleri arasında yer almadığı göz önüne alınarak, davacı tarafından yapılan feshin haklı nedene dayanmadığı anlaşılmakla; davacı-karşı davalının kıdem tazminatı isteminin reddine karar vermek gerektiği, davacının iş akdini feshettiği 21/08/2014 tarihinden sonra işyerine fiilen bir daha gitmediği anlaşılmaktadır. Davacı tarafından yapılan feshin haklı nedene dayanmadığı anlaşılmakla; 4857 sayılı yasanın 17. maddesi gereğince davalı-karşı davacının ihbar tazminatını hak ettiği, ancak davalı-karşı davacının tazminatlarının ödendiğine dair dosyada herhangi bir delil bulunmadığı anlaşıldığından, HMK"nın 107. maddesine göre davanın belirsiz alacak davası olduğu, bu nedenle davalı-karşı davacının alacağın miktarını tam olarak öğrendiği tarihte iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirttiği miktarı arttırabileceği, bu kısım yönünden de faiz başlangıcının özel düzenleme bulunmaması halinde dava tarihi olacağı anlaşılmakla dosyaya uygun bilirkişi raporu doğrultusunda edinilen vicdani kanaate göre davalı-karşı davacının ihbar tazminatı isteminin kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı-karşı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacı-karşı davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Somut uyuşmazlıkta davacı-karşı davalı işçi iş akdini feshederken SGK bildiriminin gerçek ücret üzerinden olmadığı hususunu da fesih nedenleri arasında göstermiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının son ücretinin net 1500,00 TL olduğu halde, kayıtlarda bunun 1.275,00 TL gösterildiği, SGK bildiriminin de buna göre yapıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı SGK bildiriminin gerçek ücret üzerinden yapılmadığına ilişkin fesih sebebini ispat ettiği ve bu durumun davacı işçi açısından haklı fesih sebebi olduğu anlaşıldığından; mahkemece davacı-karşı davalı işçinin kıdem tazminatı talebinin kabulü ile davalı-karşı davacı işverenin ise ihbar tazminatı talebinin reddi gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.