3. Hukuk Dairesi 2015/18917 E. , 2016/412 K.
"İçtihat Metni"İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/09/2014
NUMARASI : 2013/149-2014/529
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesi ile; muris Ş.. S.."in 19.11.2011 tarihinde vefat ettiğini, yasal mirasçısının bulunmadığını bu sebeple de tüm mirasının davacı Hazineye intikalinin gerektiğini ancak murisin, Bakırköy 33 Noterliğinin 01/12/2009 tarih 56760 yevmiye no.lu düzenleme şeklinde vasiyetname ile İ... K... C... mah. 3..pafta 1... ada 8.. parselde kayıtlı 1.../9.... arsa paylı 2. Kat 10 nolu bağımsız bölümdeki hissesinin tamamı ile Y... Ç... merkez köyü karpuzdere mevkiide bulunan 3 pafta 1.... parselde kayıtlı 1./1.. arsa paylı 3. Kat 11 nolu bağımsız bölümde bulunan bahçeli kargır apartmandaki hak ve hissesinin tamamını davalı A.. D.."a vasiyet ettiğini, ancak vasiyetnamenin düzenlendiği 01.12.2009 tarihinde murisin 88 yaşında olup, notere sunulan Ö... B... T...M.... tarafından düzenlenen sağlık raporunun usulune uygun olmadığını ve bu nedenle vasiyetnamenin yasal şartlarının oluşmadığını iddia ederek, vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; MK md 502 uyarınca vasiyetname düzenlemek için ayırt etme gücüne sahip onbeş yaşını doldurmuş olmanın yeterli olduğunu, doktor ve heyet raporunun geçerlilik şartı olmadığını, sözlü vasiyetname dahi düzenlenmesinin mümkün olduğunu, düzenlenen vasiyette yasal hükümlere aykırılığın bulunmadığını bu hususta vasiyetnamede ismi geçen tanıkların tanık olarak dinlenmesini talep ederek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; vasiyetname düzenlenmeden önce alınan doktor raporu ve tanık anlatımına göre vasiyetçinin vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte temyiz kudretine sahip olduğunun anlaşıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, ehliyetsizlik iddiasına dayalı olarak vasiyetnamenin iptali talebine ilişkindir.
Bilindiği üzere, Türk yargı sisteminde hâkim kendiliğinden bir davayı inceleyip, uyuşmazlığı çözemez. Bunun kaçınılmaz sonucu olarak da, hâkim tarafların istekleri (taraflarca hazırlama ilkesi) ile bağlı tutulmuştur(HUMK m.72, 75, HMK. m. 24,25).
Taraflarca hazırlama ilkesinin uygulandığı davalarda deliller kural olarak taraflarca gösterilir; hâkim delillere kendiliğinden başvuramaz. Ancak, hâkim bilirkişi deliline kendiliğinden (resen) başvurabilir(HUMK. m.275, HMK. m. 266).
Bundan başka hâkim, davanın her safhasında, iki tarafın iddiaları sınırları dâhilinde olmak üzere, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında tarafları dinleyebilir ve gerekli delillerin gösterilmesini ve verilmesini emredebilir(HUMK. m. 75/3, HMK. m 31 - Prof. Dr. Baki Kuru; Hukuk Muhakemeleri Usulü, Baskı: İstanbul 2001, Cilt:2 Sf: 1922).
Somut olayda, davacı taraf, vasiyetnamenin düzenlendiği tarihde, murisin 88 yaşında olduğunu belirterek, vasiyetnamenin ehliyetsizliğe dayalı olarak iptalini talep etmektedir.
Fiil ehliyeti yokluğu; yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk gibi salt biyolojik nedenlere değil, aynı zamanda bilinç, idrak, irade gibi psikolojik unsurlara da bağlı olduğundan, akıl hastalığı, akıl zayıflığı gibi biyolojik ve buna bağlı psikolojik nedenlerin belirlenmesi, çok zaman hâkimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirmektedir.
Hele fiil ehliyetinin nisbi bir kavram olması, kişiye, eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde en yetkili sağlık kuruluşu olan Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını da zorunlu kılmaktadır. Esasen TMK. nun 409/2. maddesinde de, akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceği hüküm altına alınmıştır.
Şu durumda, ehliyetsiz olduğu ileri sürülen mirasbırakanın vasiyetname tarihine yakın günlerde ve sonrasında tedavi görüp görmediği hususunda tarafların bilgisine başvurularak varsa doktor raporları, hasta müşahede kâğıtları ve film grafilerinin eksiksiz getirtilmesi, sonrasında işlem tarihinde mirasbırakanın fiil ehliyetinin olup olmadığının tesbiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerekmektedir.
O halde mahkemece, davacı tarafın tüm delilleri toplanarak, tanıkları dinlenilerek, varsa murise ilişkin tüm hastane kayıtları, rapor, film vs celbedilerek, ehliyetsizlik iddiası yönünden, işlem tarihinde mirasbırakanın fiil ehliyetinin olup olmadığının tesbiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alınarak, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.