8. Hukuk Dairesi 2010/4891 E. , 2011/2679 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı
... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Balıkesir 2.Aile Mahkemesinden verilen 02.03.2010 gün ve 433/157 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili, dava konusu 4196 parseldeki 12 numaralı bağımsız bölümün evlilik birliği içerisinde kooperatif yoluyla edinilerek davalı eş adına tescil edildiğini, kooperatif ödemelerine vekil edeninin de katkıda bulunduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere 30.000 TL’nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 6.903,50 TL katılma bedelinin boşanma davasının açıldığı 14.07.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, her iki taraf vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar 22.10.1993 tarihinde evlenmişler, 14.07.2004 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün kesinleşmesiyle mal rejimi sona ermiştir (TMK.nun 225/2.m). Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar “mal ayrılığı”(743. Sayılı TKM.nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal “edinilmiş mallara katılma rejimi” geçerlidir (TMK.nun 202, 4722 sayılı Yasanın 10.m.).
Dosya arasındaki belgelere göre, davalı ..., mal ayrılığının geçerli olduğu 06.05.1995 tarihinde S.S.... Konut Yapı Kooperatifine üye olmuş, evlilik birliği içinde ödemelere devam edilmiş boşanma davasının açılmasından sonra da inşaat ve kooperatif ödemeleri tamamlanarak taşınmaz 20.12.2006 tarihinde ferdileşme yoluyla davalı adına tapuya tescil edilmiştir. Kooperatif aidat ödemelerinin bir kısmı mal ayrılığı, bir kısmı ise edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılmıştır. Kısmen mal ayrılığı, kısmen de edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemlere karşılık gelen bu tür uzun vadeli aidat yada borç ödemelerinde; mal ayrılığının geçerli olduğu dönemde her bir eşin yaptığı ödeme(katkı), 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihinden sonraki dönemde geçerli olan edinilmiş mallara katılma rejimine kişisel malı olarak girer (TMK.nun 220/2 m.). Eşlerin mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malları, mal rejiminin sona ermesi anındaki durumlarına göre değerlendirilir ve tasfiye anındaki değerleriyle hesaba katılırlar (TMK.nun 228/1, 235/1.m). Az yukarıda açıklandığı gibi mal rejiminin sona erdiği tarih itibarıyla, inşaat ve kooperatif ödemeleri tamamlanmadığından daha sonraki tarihte ferdileşmeyle tapuya tescil edilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında mahkemece;
1-4721 sayılı TMK’nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 ve mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı 14.7.2004 tarihlerindeki uyuşmazlık konusu taşınmazın inşaat tamamlanma oranları ile binanın tamamlanmış halinin tasfiye tarihindeki karara en yakın tarih sürüm değerinin belirlenmesi,
2-Evlenme tarihinden 1.1.2002 tarihine kadar eşlerin çalışmalarına, maaşlarına ve diğer tüm gelirlerine ilişkin evrak ve bordrolarının bulunduğu yerlerden getirtilmesi, kocanın TKM’nin 152.maddesine göre evi geçindirme yükümlülüğü uyarınca yapacağı harcamalar ile her iki eşin ekonomik ve sosyal statüleri gözönünde bulundurularak kişisel harcamaları çıktıktan sonra, yapabilecekleri tasarruf miktarlarının hesaplanması, hesaplanan her bir eşin tasarruf miktarlarının, toplam tasarruf miktarı karşısındaki oranının belirlenmesi, bulunan bu oraların dava konusu taşınmazın 1.1.2002 tarihindeki inşaat tamamlanma oranı da gözönünde bulundurularak, 4721 sayılı TMK’nun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla tarafların edinilmiş mallara katılma rejimine kişisel malları olarak gireceğinin ve değer artış payı olarak kabul edilmesi, gerektiğinin düşünülmesi ve buna bağlı olarak değer artış payı miktarının belirlenmesi,
3-4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 ile mal rejiminin sona erdiği 14.7.2004 tarihleri arsında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli olduğundan, bu dönemde tarafların yaptıkları kooperatif ödemelerinin aksi kanıtlanmadıkça edinilmiş mallardan karşılandığının (TMK.nun 222/3.m) ve edinilmiş malların yerine geçen değerlerinde edinilmiş mal sayılacağının (TMK.nun 219/5. M) kabulü ile mal rejiminin sona erdiği tarih itibariyle inşaatın tamamlanma oranı da gözönünde bulundurularak TMK.nun 227, 213 ve 236. maddeleri uyarınca hesaplanması,
4-İkinci ve üçüncü bentlerde belirlenen inşaat seviyeleri de gözönünde bulundurularak, dava konusu taşınmazın boşanma davasından sonra (mal rejiminin sona ermesi) gerçekleştirilen inşaat yapım oranının belirlenmesi,
5-Daha sonra ikinci bentte belirlenen 01.01.2002 tarihinden önceki katkı oranı, dava konusu taşınmazın tasfiye tarihi (karara en yakın tarih) itibarıyle belirlenecek sürüm değeri karşısındaki oranına dönüştürülerek, bulunacak miktarın her bir eşin aktifine kişisel malı olarak eklenmesi, üçüncü bentte belirlenen 01.01.2002 ile 14.07.2004 tarihleri arasındaki harcamaların ve inşaat yapım oranının yine taşınmazın tasfiye tarihindeki sürüm değeri karşısındaki oranına dönüştürülerek TMK.nun 227,231 ve 236. maddeleri uyarınca tasfiyeye konu edilmesi döndüncü bentte belirlenen boşanma davasından sonra tapu mali olan davalı tarafından yürütülen inşaat nedeniyle yapılan harcamaların mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle alacak davasına konu edilemeyeceğinin gözönünde bulundurulması gerekir.
Mahkemece, yukarıdaki tespitler yapılırken ihtiyaç duyulması halinde konusunun uzmanı mali müşavir, inşaat mühendisi, emlakçı ve hukukçu bilirkişilerin bilgilerine başvurulması, düzenlenecek raporlardan hüküm kurulurken yararlanılması gerekirken eksik araştırma ve incelemeye dayanarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Tüm bu açıklamalar nedeniyle, her iki taraf vekillerinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve kanuna aykırı bulunan mahkeme hükmünün HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya ve 102,50 TL peşin harcın da istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 03.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.