(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 2013/5393 E. , 2013/14801 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı ihale sonucunda imzalanan hizmet alımı sözleşmeleri kapsamında davalıya çeşitli tarihlerde hizmet verdiğini, davalı kurumun 5510 sayılı kanunun 81. maddesinin (ı) bendi gereğince SGK işveren priminin %5 eksik ödenmiş olduğunu gerekçe göstererek istihkaklarından kesinti yaptığını ve yapılan bu kesintilerin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek haksız kesintilerin faizi ile davalı kurumdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı yapılan kesintilerin yasal olduğunu ve idarenin kusurunun olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-5510 sayılı Kanun’un 81.maddesine eklenen ve 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren (I) bendi aynen “ı) (Ek bent: 15/05/2008-5763 S.K/24.md.) Bu kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıları çalıştıran özel sektör işverenlerinin, bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendine göre malullük, 2013/5393-14801
yaşlılık ve ölüm Sigortaları primlerinden, işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutar Hazinece karşılanır. İşveren hissesine ait primlerin Hazinece karşılanabilmesi için, işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak bu Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna vermeleri, sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile Hazinece karşılanmayan işveren hissesine ait tutarı yasal süresinde ödemeleri, Sosyal Güvenlik Kurumuna prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmaması şarttır. Ancak Kuruma olan prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarını 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesine göre tecil ve taksitlendiren işverenler ile (Değişik ibare: 31/07/2008-5797 S.K./2.mad)29/7/2003 tarihli ve 4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununa ve 22/2/2006 tarihli ve 5458 sayılı Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Diğer Taksitlendirme ve Yapılandırma Kanunlarına göre taksitlendiren ve yapılandıran işverenler bu tecil, taksitlendirme ve yapılandırmaları devam ettiği sürece bu fıkra hükmünden yararlandırılır. Bu bent hükümleri; 21/4/2005 tarihli ve 5335 sayılı kanunun 30 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamına giren kurum ve kuruluşlara ait işyerleri ile 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa, 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa ve uluslararası anlaşma hükümlerine istinaden yapılan alım ve yapım işleri ile 4734 sayılı kanundan istisna olan alım ve yapım işlerine ilişkin işyerleri, sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar ve yurt dışında çalışan sigortalılar hakkında uygulanmaz. Hazinece karşılanan prim tutarları gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz. Bu fıkra ve diğer ilgili mevzuatla sağlanan sigorta prim desteklerinin aynı dönem için birlikte uygulanması halinde, bu destek öncelikle uygulanır. Bu Kanun gereğince yapılan kontrol ve denetimlerde çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği tespit edilen işverenler bir yıl süreyle bu fıkrayla sağlanan destek unsurlarından yararlanamaz. (Ek cümle: 31/07/2008-5797 S.K./2.mad)Bu fıkrada düzenlenen teşvik, kamu idareleri hariç bu kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılara ilişkin matrah, oran ve esaslar üzerinden 506 sayılı kanunun geçici 20 nci maddesi kapsamındaki sandıkların statülerine tabi personel için de uygulanır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar ... Bakanlığı ile Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı tarafından müştereken belirlenir. (Değişik fıkra: 17/04/2008-5754 S.K./48. mad) Devlet, Kurumun ay itibarıyla tahsil ettiği malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile genel ... sigortası priminin dörtte biri oranında Kuruma katkı yapar. Devlet katkısı olarak hesaplanacak tutar talep edilen tarihi takip eden 15 gün içinde Hazinece Kuruma ödenir.” şeklindedir.
6111 sayılı yasanın 38"inci maddesiyle; "5510 sayılı Kanunun 81 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi aşağıdaki şekilde, (ı) bendinde yer alan “Bu fıkra hükümleri Kamu idareleri işyerleri ile bu Kanuna göre sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar ve yurt dışında çalışan sigortalılar hakkında uygulanmaz” cümlesi “Bu bent hükümleri; 21/4/2005 tarihli ve 5335 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamına giren kurum ve kuruluşlara ait işyerleri ile 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa, 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa ve uluslararası anlaşma hükümlerine istinaden yapılan alım ve yapım işleri ile 4734 sayılı Kanundan istisna olan alım ve yapım işlerine ilişkin işyerleri, sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar ve yurt dışında çalışan sigortalılar hakkında uygulanmaz” şeklinde, aynı bentte yer alan “Bu fıkrayla düzenlenen destek unsurundan diğer ilgili mevzuat uyarınca ayrıca yararlanmakta olan işverenler aynı dönem için ve mükerrer olarak bu destek unsurundan yararlanamaz. Bu durumda, işverenlerin tercihleri dikkate alınmak suretiyle uygulama, destek unsurlarından sadece biriyle sınırlı olarak yapılır” cümleleri “Bu fıkra ve diğer ilgili mevzuatla sağlanan sigorta prim desteklerinin aynı dönem için birlikte uygulanması halinde, bu destek öncelikle uygulanır” hükmü getirilmiş ve bu hükümler 01.03.2011 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Yukarıda açıklanan yasal değişiklikler ışığında somut olaya bakılırsa; taraflar arasında değişik tarihlerde 10 adet hizmet alım sözleşmesi imzalanmış olup en son imzalanan sözleşme 01.03.2011 tarihlidir. Bu sözleşmeye ilişkin dava konusu kesintiler 18.03.2011 tarihinde yapılmıştır. Bilirkişi taraflar arasında imzalanan sözleşmeleri değerlendirmiş, kesintileri hesaplamış fakat yapılan yasal değişikliklere ilişkin bir değerlendirme yapmamıştır. Bilirkişi raporu 5763 ve 6111 sayılı yasalara ilişkin bir değerlendirme içermemektedir. 6111 sayılı yasanın 01.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren maddelerine ve dava konusu sözleşmeler ile yapılan kesintilerin tarihi gözetildiğinde bilirkişi değerlendirilmesinin eksik ve hatalı olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; mahkemece, bilirkişiden taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin ve yapılan kesintilerin tarihleri ile 2013/5393-14801
yukarıda açıklanan yasal değişikliklere ilişkin değerlendirmeleri içeren bir ek rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken bu yönler göz ardı edilerek eksik değerlendirme içeren bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde karar tesis etmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle; davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.