8. Hukuk Dairesi 2011/2587 E. , 2011/2658 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
... ve ... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Kuyucak Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 10.07.2008 gün ve 154/201 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 147 ada 10 parselde 2/48’er pay sahibi olan..., ...ve...’in kim oldukları bilinemeyen kişiler olduklarını iddia ederek vekil edenlerinin zilyet ve tasarrufunda bulunan taşınmazdaki bu paylara ait tapu kayıtlarının TMK.nun 713/2 madde uyarınca iptali ile vekil edenleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, dava konusu pay maliklerinin bilinen kişiler olduklarını, davacılar lehine kazanma koşullarının oluşmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazda..., ...ve...’in kim olduklarının yapılan tüm araştırmalara rağmen tespit edilemediği,TMK.nun 713/2.maddesindeki kazanma koşullarının davacılar lehine gerçekleştiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK.nun 713/2 maddede yazılı bulunan ve "maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan" hukuksal sebebine dayalı olarak açılan mülkiyetin aktarılmasına yönelik, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Malikin tapu kütüğünden anlaşılamaması hali; taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak gerekli bilginin tapu sicilinden çıkarılmasının imkansız olmasıdır (HGK.nun 10.4.1991 tarih 1991/8-51 esas, 194 karar sayılı ilamı). Kütükteki bilgi ve belgelerden, gerekli dikkati gösteren herkesin malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde ve malik sütununun boş bırakılması, malik adının müphem ve yetersiz gösterilmesi, malik adının silinmiş ve yenisinin yazılmamış olması gibi hallerde malikin tapu kütüğünden anlaşılamadığı sonucuna varılabilir.
Dava konusu 147 ada 10 parsel 1986 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında; 10.4.1940 tarih 44 ve 21.2.1936 tarih 114 sıra numaralı tapu kayıtlarıyla tedavüllerine dayanılarak 21/48’er pay davacılar, 2/48’er pay ise..., ...ve... adlarına paylı mülkiyet şeklinde tespit edilmiş, tutanak 12.5.1987 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir. Dava konusu parselin dayanağı olan ve dava dosyası içinde bulunan tapu kayıtları ile geldi ve gitti kayıtları, ilmuhaber ile 19.1.2001 tarihli dosya eksiğe gönderildikten sonra alınan bilirkişi raporuna göre, dava konusu payların maliklerinden...’nın Kuyucak ilçesi Cumhuriyet mahallesi 228 hanede nüfusa kayıtlı Mehmet ve Fatma’dan olma 1298 doğumlu, Fatma’nın Nazilli ilçesi Turan mahallesi 376 hanede nüfusa kayıtlı Mehmet ve Fatma’dan olma 1293 doğumlu, Kamil’in ise Tire ilçesi Hasan Çelebi mahallesi 41 hanede nüfusa kayıtlı Mehmet ve Emine’den olma 1323 doğumlu oldukları anlaşılmaktadır. Kayıt malikinin ölüm tarihi ve mirasçılarının belirlenmemesi, kimliğine ait bilgilerin elde edilememesi ve adresinin saptanamaması gibi hususlar o kişinin tapu kütüğünden maliki bilinmeyen kişi olarak nitelendirilmesini gerektirmez. Bununla kanun koyucu tarafından tapu kütüğünün incelenmesinden anlaşılamayan, kim olduğu belirlenemeyen hayali kişiler amaçlanmıştır. Saptanan somut ve hukuki olgular karşısında davanın “maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan” sebebine dayanılarak açıldığı ve kayıt maliklerinin kanun anlamında bilinen kişiler olduklarının az yukarıda açıklandığı şekilde anlaşılması karşısında mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 03.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.