4. Ceza Dairesi 2017/21352 E. , 2021/4466 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, mala zarar verme, kasten yaralama
HÜKÜMLER : Beraat, mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre 1136 sayılı Avukatlık Kanunu"nun 163/5. maddesi uyarınca tarafların özgür iradeleriyle kurulan vekalet sözleşmesi şekle bağlı bulunmayıp, vekaletname ise fiilen kurulan vekalet ilişkisinden doğan temsil yetkisini gösteren bir belgeden ibarettir (YHGK 2.4.2003. 19-265/267). Vekalet ilişkisi kimi zaman CMK"nın 150 ve 234/3. maddelerde olduğu gibi yasadan kaynaklanabilir ve bu takdirde temsil yetkisini görevlendirme belgesi gösterir. Ceza muhakemesinde vekalet belgesi olmasa dahi müdafiin sanığın fiili olarak verdiği yetkiyle ve müvekkilleriyle birlikte bir kez duruşmaya katılmakla müdafi sıfatını kazanacaklarına yönelik müstakar (YİBK 20.10.1975, 7/9) uygulama ve 5271 sayılı CMK"nın 154. maddesinde müdafi yönünden aynı ilkenin yasa hükmü haline dönüşmesi ve mağdur ve şikayet edenler bakımından da yasanın silahların eşitliği ilkesi çerçevesinde kabul ettiği hakları (CMK"nın 233 ila 243 ve 234/3. maddeler) doğrultusunda aynı ilkenin mağdur ve yakınan tarafından atanan vekillerle ilgili olarak da kabul edilmesi icap etmekle; usulen hak etmeleri halinde de bu sebeple müdafi ve vekilin müvekkilleri lehine vekalet belgesi aranmaksızın vekalet ücretine karar verilmesi gerekeceği, ancak beraat eden sanık lehine CMK"nın 150. maddesi uyarınca yasa gereği atanan müdafi sebebiyle vekalet ücretine hükmedilemeyeceği (ve bu halde vekalet ücretinin ilgili yasa kapsamında baro tarafından bizzat avukata ödeneceği) hususları yasal gerekler içerisindedir. Tüm bu açıklamalar ışığında sanık ..."ın huzurunda savunmasını verdiği müdafiinin vekaletnamesi bulunmadığından temyiz isteğinin reddine dair görüş ile hükmün 17/06/2014 tarihli süre tutum dilekçesi ile bir bütün olarak temyiz edilmesi nedeniyle tebliğnamedeki (2)nolu görüşe iştirak edilmeyerek ve sanıklar ..., ... ve Yıldıray hakkında katılan ... ile müşteki Şükrü"ye karşı gerçekleştirdikleri kasten yaralama suçlarından ayrı ayrı dava açıldığı halde, sanıklar hakkında tek hüküm kurulmuş ise de, zamanaşımı içinde hüküm kurulabileceği düşünülerek, dosya görüşüldü
A-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında kasten yaralama ve mala zarar verme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri ile sanık ... Soysal hakkında tehdit suçlarından kurulan beraat hükümleri yönünden yapılan temyiz incelemesinde;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Sanıklar ... ve ... hakkında hakkında kurulan mahkumiyet hükümleri yönünden;
a)Sanık ... yönünden;
6545 sayılı Kanun"un 72. maddesiyle, CMK’nın 231/8. maddesinde yapılan değişikliğin suç tarihi itibariyle yürürlükte olmaması nedeniyle, CMK"nın 231. maddesinin uygulanmasına engel mahkumiyeti bulunmayan ve bir daha suç işlemeyeceği kanaatiyle hapis cezaları ertelenen sanığın, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak, yeniden suç işleyip işlemeyeceği konusunda bir değerlendirme yapılıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden "hakkında daha önceden HAGB kararı verildiğinden yeniden HAGB kararı verilmesine yer olmadığına" şeklindeki yerinde olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
b)Sanıklar ... ve ... yönünden;
Hapis cezası ertelenen sanıklar hakkında, TCK"nın 51/3. maddesi uyarınca denetim sürelerinin belirlenmemesi,
2-Sanık ... hakkında kurulan beraat hükümleri yönünden;
Katılan ile aynı zamanda olayın tanığı olduğu anlaşılan ... ve ..."ın aşamalarda sanığın elinde beyaz saplı ekmek bıçağı ile tehdit eyleminde bulunduğunu beyan etmeleri, 10.10.2012 tarihli tutanak ile sanığın pantolonunun sol arka cebinden beyaz renkli bıçağın ele geçtiğinin anlaşılması ve mahkemede beyanı alınan tanık ..."ın da o gün olay yerinden geçtiğini, kaza olduğunu ve bir kişinin bıçak çektiğini gördüğünü, tehdit duymadığını, bıçak çekenin kim olduğunu bilmediğini belirtmesi karşısında; tanığa teşhis işlemi yaptırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden ve sanık savunmasının ne suretle katılan ile tanık beyanlarına üstün tutulduğu yeterince açıklanıp tartışılmadan eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile beraat kararı verilmesi,
3-Tüm sanıklar yönünden;
Taraflar arasında önceye dayalı husumet bulunduğunun anlaşılması, olay günü de görülmekte olan davalarının bulunduğu, adliye çıkışında tarafların kaza yaptıkları ve bu nedenle çıkan tartışmanın kavgaya dönüştüğünün iddia ve kabul edilmesi karşısında; olayın çıkış nedeni, gelişmesi ve suçlara ilişkin eylemlerin gerçekleşme sırası üzerinde durularak sonucuna göre sanıklar hakkında TCK"nın 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
Bozmayı gerektirdiğinden, katılan sanık ... müdafii ile sanıklar ... ve ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmekle, tebliğnameye kısmen uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayıp sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 10/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.