20. Hukuk Dairesi 2014/7389 E. , 2014/10765 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 09.01.2014 gün ve 2013/6186 - 2014/298 sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davaya konu 1953 sayılı parsel, yörede 1978 yılında yapılan kadastro sırasında 6 Aralık 1961 tarih 3 sıra numaralı tapu kaydına dayanılarak, zeytin ağaçlı tarla niteliğiyle 1 hektar 2000 m² yüzölçümüyle ... adına tespit edilmiş; ancak, daha sonra bu parselin Asliye Hukuk Mahkemesinin 1976/6 ve 72 esas sayılı dosyalarında davalı olduğu gerekçesiyle malik hanesi çizilip tutanağı tapulama mahkemesine gönderilmiştir.
Dosya kendisinde gönderilen ... Tapulama Hakimliği ise, 30.10.1986 gün ve 1986/175 – 1986/96 sayılı kararı ile “1953 parselin dayanağı olarak gösterilen 06.12/1961 tarih 3 nolu tapu kaydının bu parsele ait olmadığı gibi parselin asliye hukuk mahkemesinin 1976/6 – 72 sayılı dava dosyalarında nizalı olan yerlerden bulunmadığı gerekçesiyle karar kesinleştikten sonra bu parselin normal tapulamasının yapılması için 1953 parsel tapulama tutanağının bölge tapulama müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş ve akabinde bu kararın kesinleşmesinden sonra kadastro müdürlüğü 04.02.1992 tarihinde tutanağı ihya etmiş ve bu sefer belgesizden yine 1 hektar 2000 m² yüzölçümü ve zeytin ağaçlı tarla niteliğiyle ... adına tesbit edilmiş ve tutanak 17.07.1992 ilâ 17.08.1992 tarihleri arasında ilân edilip, tutanağa itiraz olunmadığından bahisle tutanağa kesinleştirme şerhi konularak dava konusu 1953 sayılı parsel, 18.08.1992 tarihinde tapuya ... adına tescil edilmiştir.
Dava konusu 1953 sayılı parsel, daha sonra 15.06.1994 tarihinde satış yoluyla dava dışı ...’a geçmiş ve dava konusu parsel bu kişi adına 1704 yevmiye numarasıyla tapuya tescil edilmiştir.
Davacı Kooperatif vekili 07.03.1991 havale tarihli dilekçesiyle, 1953 sayılı parselin müvekkili kooperatif tarafından, ...’tan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın alındığını iddia ederek 1953 sayılı parselin kooperatif adına tescili istemiyle asliye hukuk mahkemesinde dava açmıştır.
Asliye Hukuk Mahkemesi 05.12.1995 gün ve 1991/72 – 1995/338 sayılı kararıyla, Aralık 1961 tarih 3 sıra numaralı tapu kaydı ve satış vaadine konu olan senetlerden söğütçük mevkiindeki tapu kaydının 1953 sayılı parsele uymadığı gerekçesiyle davacı kooperatifin 1953 parsel hakkında açtığı davanın reddine karar verilmiş; davacı Kooperatif vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 24.06.1996 gün ve 1996/3893 - 1996/6356 sayılı kararı ile hüküm bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “1953 sayılı parsel 04.02.1992 tarihinde tespit edilmiş ve tutanağına itiraz olmadığından 18.08.1992 tarihinde kesinleşmiştir. Görülmekte olan bu dava ise 12.03.1991 tarihinde açılmıştır. Davanın açılmış olduğu taşınmaza ait tutanak henüz kesinleşmemiş bulunduğundan bu parsele ilişkin davanın görevsizlik kararı verilerek dosyanın Kadastro Mahkemesine gönderilmesi” gereğine değinilmiştir.
Asliye Hukuk Mahkemesince, bozma kararına uyulduktan sonra 01.04.1997 gün ve 1996/335 – 1997/70 sayılı görevsizlik kararıyla dosya kadastro mahkemesine gönderilmiştir.
Görevsizlik kararıyla dosya kendisinde gelen Kadastro mahkemesince, davacı Kooperatifin davasının reddine ve dava konusu 1953 sayılı parselin malik hanesinin kadastro tutanağındaki kayıt maliki ... 24.11.1986 tarihinde vefat ettiğinden; ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 1987/12 - 1987/7 karar sayılı veraset ilamına göre; mirasçıları 16/32 pay ... adına; (16/32 paya isabet eden ... hissesinin ölü olduğundan ... 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1995/384 - 1995/276 karar sayılı veraset ilâmına göre mirasçıları olan) 4/16 hissenin ... adına, 3/16 hissenin ... adına, 3/16 hissenin ...adına, 3/16 hissenin ... adına, 3/16 hisseninde ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, davacı Kooperatif ve davalı Hazinenin temyizi üzerine Dairece “davacı tarafın dayandığı tapu kaydının çekişmeli parsele uymadığı” belirtilerek hüküm onanmıştır.
Davalı Hazine vekili bu sefer Daire kararının düzeltilmesini istemiştir.
Dava kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; dava konusu parselin kadastro tesbiti yapıldığı tarihte taşınmaz, Asliye Hukuk Mahkemesinde davalı olduğuna göre, taşınmazın malik hanesi hukuken açıktır. 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi uyarınca, kadastro mahkemesi, malik hanesi açık bırakılan bu taşınmaz hakkında re"sen araştırma ilkeleri çerçevesinde yargılama yaparak gerçek hak sahibini bulmak ve bu doğrultuda karar vermek zorundadır. Ancak, mahkemece yapılan keşfe sadece fen bilirkişi götürülmüş olup dava konusu taşınmaz orman parseline komşu olduğu halde bu yönde bir araştırma yapılmadığı gibi, uzman ziraatçı bilirkişi dinlenemeden karar verilmiştir. Bundan başka, dava konusu taşınmaz, 15.06.1994 tarihinde satış yoluyla dava dışı ...’a geçmesine rağmen, mahkemece bu kişi davaya dahil edilmediği gibi taşınmazı satmalarına rağmen, taşınmazın ... mirasçıları adına tesciline karar vermiştir. Bu tür eksik ve yetersiz soruşturmaya dayanılarak karar verilemez.
O halde; doğru sonuca varılabilmesi için, mahkemece, öncelikle dava konusu taşınmazı 15.06.1994 tarihinde satın alan ... davaya dahil edilmeli, daha sonra çekişmeli taşınmazın bulunduğu yöreye ait en eski tarihli hava fotoğrafı ile en eski tarihli hava fotoğrafından üretilen memleket haritası ile kadastro tespit tarihinden geriye doğru 10-20 yıl öncesine ait (1970 ve 1980’lı yıllara ait) dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları ve bu hava fotoğraflarından üretilen memleket haritaları ve amenajman planı, dava konusu taşınmazı ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile özelikle taşınmaza bitişik ya da yakın komşu bütün parsellerin kadastro tespit tutanak örnekleri ve yine özellikle bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ile jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak bilirkişi heyetleri ile yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, yerel ve tarafların aynı yöntemle göstereceği tanıklar ve tespit tutanağı bilirkişilerin tümü hazır olduğu halde yeniden yapılacak inceleme ve keşifte; getirtilen belgeler çekişmeli taşınmazla ile birlikte bütün çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; orman kadastrosuna ilişkin orman kadastro haritası ile irtibatlı kroki çizdirilmeli ve yine, yukarıda değinilen diğer belgeler harita ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ölçeğinin kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftasının ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar ve ihya ile zilyetliğin hangi tarihte başlayıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın konumu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak ve klizimetre (eğimölçer) aletiyle ölçülmek ve memleket haritasındaki münhaniler de dikkate alınmak suretiyle, dava konusu taşınmazın kesin ve gerçek eğimini gösterir rapor alınmalı, dava konusu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olması o yerin kişiler adına tescili için yeterli olamayacağından, kadastro tespit tarihinden geriye doğru 10-20 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları ve bu hava fotoğraflarından üretilen memleket haritaları incelenerek taşınmazın bu hava fotoğrafları ve memleket haritalarındaki niteliği ve taşınmazın o yıllarda ziraat alanı olarak kullanılıp kullanılmadığı belirlenmeye çalışılmalı, taşınmazın değişik bölümlerinden yeterli derinlikten toprak örnekleri alınıp incelenerek, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, imar ve hyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılmalı, üç kişilik ziraatçı bilirkişi kurulu vasıtasıyla taşınmazların öncesi, zirai faaliyete konu olup olmadığı hangi tarihte imar ve ihyaya başlandığı, tamamlandığı ve zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü hususları özellikle irdelenmeli, zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu komşu parsel tutanak ile dayanakları ve hava fotoğraflarına göre denetlenmeli, tespit tutanağı bilirkişileri taşınmaz başında ayrı ayrı dinlenerek keşifte saptanan yerel bilirkişi ve tanıkların beyanları arasında aykırılık varsa giderilmeli, teknik bilirkişiye komşu parsellerin dayanağı kayıtların çekişmeli taşınmaz yönünü ne okuduğunu belirtir keşfi denetlemeye imkan veren kroki düzenlettirilmeli, ayrıca tarafların gösterdiği tüm delillerle birlikte 3402 sayılı Kadastro Kanununun 30/2. maddesine göre gerektiğinde lüzum görülecek diğer deliller de re"sen toplanıp dava konusu taşınmazın gerçek hak sahibi adına tesciline karar verilmesi gerekir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve soruşturmaya dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
Bu itibarla, yukarıda açıklandığı gibi mahkemece verilen karar eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olup, kararın yukarıda belirtilen nedenler ile bozulması gerekirken, yanılma sonucu davalı Hazinenin temyiz itirazları incelenmeden onandığı anlaşıldığından, davalı Hazine vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin önceki onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 09.01.2014 gün ve 2013/6186 - 2014/298 sayılı ONAMA kararı KALDIRILARAK, 09/09/2011 gün ve 2009/2-2011/1 sayılı yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 18/12/2014 gününde oybirliği ile karar verildi.