17. Hukuk Dairesi 2013/21129 E. , 2015/8124 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline ait olup içinde yolcu olarak bulunduğu aracın sürücüsü davalı ... ile diğer davalıların maliki ve sürücüsü olduğu aracın 10/03/2002 tarihinde yaptığı trafik kazasında aracın hasarlandığını ve müvekkilinin yaralandığını, tespit raporunda araç hasarının 3.131,00 TL olarak belirlendiğini, ceza mahkemesi kusur raporunda ...’in 5/8, ...’in 3/8 oranında kusurlu olduğu belirlenmiş ise de kusur oranlarına itiraz ettiklerini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 3.131,00 maddi, 3.000,00 TL manevi tazminatın davalıların kusurları oranında tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... ve davalı ..., davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna dayanılarak, kazada davalı ..."in 6/8 oranında, davalı ..."in 2/8 oranında kusurlu olduğu, davacının kaza sebebiyle davacının hayati tehlike geçirmeyecek ve 25 gün iş ve güçten kalacak şekilde yaralandığı, kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisinin ağır (4) nitelikte olduğu, araç hasar bedelinin dava tarihi itibariyle 3.111,00 TL olduğu gerekçesiyle 3.111,00 TL maddi tazminatın, 777,72 TL bölümünün davalı ..."den, 2.333,28 TL bölümünün davalılar ... ve ..."den, 3.000,00 TL manevi tazminatın 750,00 TL bölümünün davalı ..."den, 2.250,00 TL bölümünün davalılar ... ve ..."den 19/12/2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasarı ve yaralanma nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin olup, tazminatın davacının içinde bulunduğu aracın sürücüsü ile karşı aracın sürücüsü ve malikinden kusurları oranında tahsili istenmiştir.
818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) “ceza hukuku ile medeni hukuk arasında münasebet” başlıklı 53. maddesi: “Hakim, kusur olup olmadığına yahut haksız fiilin faili temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyete dair ahkamiyle bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraat kararıyla da mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesi kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayin hususunda dahi hukuk hakimini takyit etmez.” hükmünü içermektedir.
Mahkemece, kusur raporu alınmayarak, dava konusu trafik kazasıyla ilgili olarak sürücü sanıklar... ve ...’in taksirle yaralamaya sebebiyet vermek suçundan yargılandıkları ...Asliye Ceza Mahkemesinin 21.07.2007 tarihli 2007/11 E. 2007/100 K. sayılı dosyasında alınan Adli Tıp Kurumunun 18.09.2002 tarihli kusur raporuna göre sürücü ...’in 6/8 oranında, sürücü İ....’in 2/8 oranında kusurlu olduğu yönündeki görüş kabul edilerek hüküm kurulmuştur.
Ancak, ...Asliye Ceza Mahkemesinin 21.07.2007 tarihli 2007/11 E. 2007/100 K. sayılı hükmünün ... 12. Ceza Dairesinin 2011/871 E. 2011/444 K. 20.07.2011 tarihli kararıyla zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildiği anlaşıldığından, ceza mahkemesi kararının hukuk hakimini bağlamayacağı açıktır.
Bu durumda, mahkemece, ceza dosyasındaki deliller de birlikte değerlendirilerek konusunda uzman makine mühendisi bilirkişiden kusur yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayanılarak yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2)Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı yolcunun yaralanmasının niteliği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olay tarihindeki paranın alım gücüne göre davacı için takdir olunan manevi tazminatın bir miktar ... olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın davalılar ... ve ... yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ve davalı ...’in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ..."e geri verilmesine 02/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.