Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/25032 Esas 2015/8122 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/25032
Karar No: 2015/8122

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/25032 Esas 2015/8122 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/25032 E.  ,  2015/8122 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı ... vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 2.6.2015 Salı günü davacı ...vekili Av. ... ... ve davalı ... vekili Av. ... geldi. Davalı ... tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı ... davalı ... vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı Banka vekili, davalı borçlu... aleyhine ... takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazını davalı ...’ya satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep etmiştir.
    Davalı vekilleri davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, taşınmazın satış bedeli ile gerçek değeri arasında fahiş fark bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları üç grup altında ve İİK.nin 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.m.281). Bu yasal nedenle de davacı tarafından İİK.nin 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi mahkeme bununla bağlı olmayıp diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K. 25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı).
    Ancak somut olayda, davalı 3. kişi durumundaki Şeyma’nın da ciro etmiş olduğu çeklerin satıma aracılık ettiği anlaşılan şirket yetkilisine verildiği ve bu çeklerin davaya konu edilen satış bedeline mahsup edilmesinin dışında bir ilişkiden kaynaklandığını gösteren bir delil de bulunmamasına ve davalılar arasında akrabalık, arkadaşlık, ticari ilişki gibi borçlunun mal kaçırma kastını 3. kişinin bildiği ya da bilebilecek durumda olduğunu gösterir bir yakınlığın da ispat edilememesine göre davanın reddi yerine yazılı şekilde kabul edilmesi doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ..."ya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."ya geri verilmesine 02/06/2015 tarihinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.