Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/1004
Karar No: 2013/16524
Karar Tarihi: 22.11.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/1004 Esas 2013/16524 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, miras bırakanın tapudaki sözleşmeyle gerçek iradesine uygun olmayan şekilde taşınmazını üçüncü eşi olan davalıya devrettiğini, bu nedenle tapunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir. Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir. Ancak Yargıtay, miras bırakanın gerçekte davalıya taşınmazı bağışladığını ve mirasçılarına maddi kayıp yaşattığını tespit etmiştir. Bu nedenle tapunun iptali kararı verilmiştir. Hüküm 428. madde gereğince bozulmuş ve ilgili kanun maddeleri şunlardır: Medeni Kanunun 706. maddesi, Borçlar Kanunu'nun 213. (6098 sayılı Türk Borçlar Yasası'nın 237.) maddeleri ve Tapu Kanunu'nun 26. maddesi.
1. Hukuk Dairesi         2013/1004 E.  ,  2013/16524 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL VEYA TAZMİNAT

    Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil veya tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 22.11.2013 Cuma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ... ile temyiz edilen vekili Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde bedel isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; miras bırakan ...’ın çekişme konusu 563 parsel sayılı taşınmazdaki 36 nolu bağımsız bölümün intifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetini 03.07.2009 tarihli akitle satış suretiyle üçüncü eşi davalıya temlik ettiği anlaşılmaktadır.
    Davacı, anılan temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 706., Borçlar Kanunu"nun 213. (6098 sayılı Türk Borçlar Yasası"nın 237.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince; davacının miras bırakan ...’ın 08.04.1980 tarihinde boşandığı ilk eşinden olma kızı olup, mirasbırakan ile uzun süredir dargın bulundukları, davalının ise murisin üçüncü eşi olduğu, devlet sanatçısı olan miras bırakanın emekli maaşı bulunduğu, mal satmaya ihtiyacının olmadığı, dava konusu taşınmazın davalıya devrinin intifa hakkı ile yükümlü olarak yapıldığı, taşınmazın satış bedeli ile gerçek bedeli arasında fahiş fark bulunduğu, taraflar arasında ... 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/392 esas sayılı dosyasında görülmekte olan tenkis isteğine ilişkin dava dosyası ve tereke tespitine ilişkin dosya kapsamları ile de, murisin üzerinde mal varlığı olmadığı, menkul ve gayrimenkulleri olmak üzere tüm mal varlığını davalıya aktardığı görülmektedir.
    Öyleyse, değinilen bu olgular, yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde miras bırakan ...’in dava konusu taşınmazı temlikteki gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu kabul edilmelidir.
    Hâl böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
    Davacının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 990.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 22.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi