Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/1435 Esas 2016/368 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/1435
Karar No: 2016/368
Karar Tarihi: 20.01.2016

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/1435 Esas 2016/368 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı bir tarımsal sulama abonesi olduğunu ve kaçak ve kaçak ek tahakkuku olarak 61.847,00 TL borç çıkarıldığını belirterek 18 günlük tüketimin bilirkişilerce hesaplanması sonrasında kısmi dava açarak 1.000,00 TL'den borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Mahkeme, dava şartı eksikliği nedeniyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay, davacının aynı hukuki ilişkiden kaynaklanan alacağının veya hakkının tümünü değil, belirli bir kısmını talep ederek açtığı davayı kısmi dava olarak değerlendirmiş ve mahkemenin hüküm tesisi isabetsiz olduğunu belirtmiştir. HMK 109. maddesine göre talep konusunun niteliği itibariyle bölünebilir olduğu durumlarda sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir. Davacının kısmi dava açabilmesi için, bu davayı açmada korunmaya değer bir hukuki yararının bulunması şarttır. Hukuki yarar; dava konusuna ilişkin dava şartlarından olup, dava açıldığı anda var olmalıdır. Mahkeme kararı usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur. Kanun maddeleri: HMK 109.
3. Hukuk Dairesi         2015/1435 E.  ,  2016/368 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin tarımsal sulama abonesi olduğunu, müvekkili hakkında 01.06.2012-18.06.2012 tarihleri arası 18 günlük tüketim miktarına karşılık kaçak ve kaçak ek tahakkuku olarak 61.847,00 TL borç çıkarıldığını, sulama tesisinin bahçe ve 15-20 dönümlük arazi için kullanıldığını, son 5 yıldaki tüketim miktarlarının ihtilafsız olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla 18 günlük tüketimin bilirkişilerce hesaplanması sonrasında davanın ıslah edileceği vurgulanarak şimdilik 1.000,00 TL"den borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 8 gün içerisinde faturaya ve cezaya itiraz etmediğinden davanın zamanaşımına uğradığını, fatura bedelinin belirli olduğunu, menfi tespit davasının kısmi olarak açılamayacağını, davacının sayaca eksik kayıt yapmaya yönelik müdahalesinin tespit edildiğini, mevzuata uygun tahakkuk yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, dava konusu olayda, talep konusunun miktarın açıkça belli olduğu, bu nedenle davacının kısmi dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle dava şartı eksikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacının aynı hukuki ilişkiden kaynaklanan alacağının veya hakkının tümünü değil, belirli bir kısmını talep ederek açtığı davayı kısmi dava denir. Bir davanın kısmi dava olarak nitelendirilebilmesi için, alacağının tümünün aynı hukuki ilişkiden doğmuş olması ve bu alacağın şimdilik bir kesiminin dava edilmesi gerekir.
    Kısmi dava, 6100 sayılı HMK 109. maddesinde tanımlanmıştır. 109/1. fıkrasına göre "talep konusunun niteliği itibariyle bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir.
    Davacının kısmi dava mı, yoksa tam dava mı açtığı talep neticesinden anlaşılır. Davacı alacağının yalnız bir kesimi için dava açtığını bildirmemiş ise, dava tam dava sayılır.
    Davacının davasını açıkça kısmi dava olarak nitelendirmesi zorunlu değildir. Dava dilekçesindeki açıklamalardan, davacının talebinin dava edilenden daha fazla olduğunun ve bunun yalnız bir bölümünün dava edildiğinin açıkça anlaşılması gerekli ve yeterlidir.
    Davacının kısmi dava açabilmesi için, bu davayı açmada korunmaya değer bir hukuki yararının bulunması şarttır. Hukuki yarar; dava konusuna ilişkin dava şartlarından olup, dava açıldığı anda var olmalıdır.
    Somut olayda, davacı, davalı kurumun kaçak elektrik tutanağına istinaden 61.847,00 TL alacak talebinde bulunduğunu, 18 günlük tüketimin belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000.00 TL borçlu olmadığının tespitini isteyerek kısmi dava açmış olup, bu davayı açmakta hukuki yararı olduğunun kabulü gerekir.
    Öyle ise mahkemece işin esasına girilerek davacı ve davalının delilleri toplanarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, aksi yazılı düşüncelerle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.