12. Hukuk Dairesi 2016/4589 E. , 2016/10046 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Şikayetçi borçlu icra mahkemesine yaptığı başvuruda; mahcuz "Meşhur Hat Döner" isimli markası ile ilgili yasada belirlenen 6 aylık sürede satış istenmemesi nedeniyle haczin düşmesine rağmen yapılan satışın usulsüz olduğunu ve sair fesih iddialarını ileri sürerek ihalenin feshini istemiş, mahkemece kıymet takdir raporuna itiraz davasının devamı süresince satış isteme süresinin işelemeyeceği gerekçesiyle 30.9.2014 tarihli hacizden itibaren 13.4.2015 tarihli satış isteme tarihine kadar sürenin dolmamış olduğundan bahisle istemin reddine karar verilmiştir.
Takibin türüne göre; 30.9.2014 olan haciz tarihi itibarı ile uygulanması gereken İİK"nun 106. maddesinde; "Alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren altı ay, taşınmaz ise hacizden itibaren bir yıl içinde satılmasını isteyebilir" hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanun"un 110. maddesinde ise; "Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya talep geri alınıp da, bu müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar" düzenlenmesine yer verilmiştir.
Satış talebinin, yukarıdaki maddede öngörülen süreler içinde olup olmadığı hususu icra müdürü tarafından re’sen gözetmeli; satış talebi, bu sürelerden sonra ise, reddedilmelidir. Bu nedenle satış isteme süresinin geçmesi nedeniyle haczin kalkmış olmasına rağmen ihale yapılmış ise yapılan bu ihalenin feshine karar verilmesi gerekir (Baki Kuru, İcra El Kitabı,s.520).
Somut olayda, satışa konu taşınır niteliğindeki markanın 30.9.2014 tarihinde haczedildiği, alacaklı tarafından 13.4.2015 tarihinde satış talebinde bulunulduğu ve 15.4.2015"te de satış masrafları için gerekli avansın yatırıldığı, 01.7.2015 tarihinde gerçekleştirilen ihale ile de satıldığı görülmektedir. Haciz tarihi itibari ile yürürlükte bulunan İİK"nun 106. maddesine göre taşınırlarda satış isteme süresi altı ay olup, kıymet takdirine itiraz satış isteme süresini durdurmayacağından, haciz tarihi ile alacaklı tarafından satış avansının yatırıldığı tarih olan 15.4.2015 tarihi arasında yasal altı aylık süre geçmiştir. Bu itibarla İİK"nun 110. maddesi gereği haciz kalkmış olduğundan yapılan iş bu ihalenin feshine karar verilmesi gerekir.
Öte yandan, her nekadar somut olayda şikayete konu ihale bedeli, taşnır malın muhammen değerinin çok üzerinde ise de, taşınır malın tahmini değerinden fazla bir bedelle satılmış olması mutlaka ve tek başına zarar unsurunun gerçekleşmediği anlamına gelmez. Nitekim, geçerli bir satıştan söz edebilmek için satış talep tarihinde geçerli bir haczin varlığı ön koşul ve yasanın amir hükmünün gereği olup; ortada geçerli bir haciz yokken satışın yapılması başlı başına ihalenin feshi sebebidir. Belirtilen durumda, taşınır malın satışa çıkarılmasında, tahmini bedelin üstünde dahi satılsa, borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olduğunun kabulü gerekir.
Açıklanan nedenlerle haciz tarihi itibariyle yürürlükte olan İİK.nun 106. maddesi gözetilerek 01.7.2015 tarihinde ihalesi yapılan marka ile ilgili ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.