3. Hukuk Dairesi 2015/2568 E. , 2016/359 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasındaki, alışveriş nedeni ile, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin, 2007/121 E.-2010/401K. sayılı ilamı ile, müvekkili aleyhine tazminata karar verildiğini, davalı tarafından, mahkeme kararına dayanılarak, icra takibi başlatıldığını, borcun haricen ödendiğini, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2007/121 E.-2010/401 K. sayılı ilamının Yargıtay tarafından bozulduğunu, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/304 E.- 2012/385 K. sayılı ilamı ile, davalının tazminat talebinin reddine karar verildiğini, kararın Yargıtay aşamasından geçerek kesinleştiğini, davalının, 31.12.2013 tarihi itibariyle 21.744,76 TL haksız olarak zenginleştiğini belirterek, alacağın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davacının, davayı açmakta, hukuki yararı olmadığını, davacının icra dairesine müracaat ettiğini, müvekkiline muhtıra gönderildiğini, ödeme tarihinden itibaren faiz işletilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacının İİK. 40/2 md. gereği icra dairesinden icranın iadesini isteyebileceği, davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
İcra İflas Kanunun ""icranın iadesi"" başlığı altında düzenlenen 40. maddesinde; bir ilama dayanarak takip borçlusundan tahsil edilen paranın takip alacaklısına ödenmesinden sonra, takip dayanağı ilamın bozulması ve takip konusu alacağın haksızlığının daha sonra tesis edilip kesinleşen bir hükümle ortaya konması halinde, ayrıca hükme hacet kalmaksızın takip alacaklısından icra dairesi tarafından ve gerektiğinde cebri icra yolu ile geri alınıp takip borçlusuna iade edileceği öngörülmüştür.
Buna göre, bir ilam tamamen icra edildikten sonra Yargıtay"ca bozulursa, icra hemen eski haline iade edilmez. Bunun için, hükmü veren mahkemenin Yargıtay"ın bozma ilamına uyarak davanın tamamen veya kısmen reddine karar vermesi ve bu ret kararının kesinleşmiş olması gerekir. Mahkemenin bozma kararına uyarak davanın tamamen veya kısmen reddine karar vermesi ve bu ret kararının kesinleşmesi üzerine borçlu, icra dairesinden (daha önce yapılmış olan ilamlı icra takibi dosyası üzerinden) icranın tamamen veya kısmen eski haline iade edilmesini isteyebilir.( m 40,II)
Somut olayda; davacının takip borçlusu, davalının takip alacaklısı olduğu, ... İcra Müdürlüğü"nün 2010/3432 E.sayılı dosyasının dayanağı ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi" nin 13.07.2010 tarih ve 2007/121 E.-2010/401 K. sayılı ilamının, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2011/7579 E. -2012/2219 K. sayılı ilamı ile bozulduğu, bozma sonrası yapılan yargılamada, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi" nin 11.09.2012 tarih, 2007/121 E.- 2010/401 K.sayılı ilamı ile davalı/takip alacaklısının, tazminat konulu davasının reddine karar verildiği, hükmün temyiz incelemesiyle onandığı, karar düzeltme talebinin ise, Yargıtay....Hukuk Dairesi 30.09.2013 tarih ve 2013/11508 E. -2013/14958 K. sayılı ilamı ile reddedilerek kesinleştiği, davacı/takip borçlusunun icra takibi dosyasında, 09.12.2013 tarihli dilekçesi ile icranın iadesini talep ettiği, talebine 17 adet 05.10.2010 ila 31.12.2011 arası ödeme tarihli, davalı/takip alacaklısı ... lehine düzenlenen toplam 20.300 TL bedelli senet suretleri eklediği, davalı/takip alacaklısına 11.12.2013 tarihli muhtıra ile 7 gün ödeme süresi verildiği, davalı/takip alacaklısının, borcun ödenmediğini, muhtıraya itiraz ettiğini bildirdiği anlaşılmaktadır.
O halde, mahkemece; davacının, kesinleşmemiş ilamda gösterilen bedelin icra takibine konulması sebebiyle haricen ödendiğini belirterek, bu davayı açtığı, paranın icra dosyasına ödendiğinin iddia edilmediğine göre, genel hükümlere göre açılan bu davada, davacının hukuki yararının bulunduğu kabul edilerek, davanın esasına ilişkin inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.