10. Hukuk Dairesi 2021/2724 E. , 2021/8010 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı kurum ile davalılardan ..., ..., ..., ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1) Davacı Kurum, 17.08.2006 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu vefat eden sigortalı hak sahiplerine bağlanan gelir nedeniyle kurumun uğradığı zararın 1479 sayılı Kanunun 63. maddesi gereğince davalılardan tahsilini talep etmiştir. Mahkemece 12.11.2019 tarihli kısa kararında, davanın 12/12/2006 "da yapılan harici ödeme ve 07/07/2014"te Adilcevaz icra dairesi 2014/53 esas nolu dosyaya yapılan ödemeler nedeniyle poliçe limitinin tükendiğinin anlaşıldığından sigorta şirketi yönünden reddine hükmedilmiştir. Davacı kurum vekilinin 31.12.2019 havale tarihli tavzih talebinden sonra ise 07.01.2020 tarihli tavzih kararı ile "Mahkememizin 12/11/2019 tarih ve 2019/77 Esas ve 2019/137 Karar sayılı ilamının hüküm kısmının bulunduğu 5. Sayfasında 8. Madde eklenerek " 43.614,49 TL"nin diğer davalı ... ile dahili davalılar ..., ..., ..., ... ve ... yönünden 04/11/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine" olarak Düzeltilerek Tavzihine, Bu kararın mahkememizin 12/11/2019 tarih ve 2019/77 Esas ve 2019/137 Karar sayılı ilamına eklenmesine" şeklinde karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK’nun 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine 6100 sayılı HMK"nun 304. maddesine göre; "(1) Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. (2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.” şeklinde düzenlenmiş ve 306. maddesinde" (1) Tavzih, dilekçeye tarafların sayısı kadar nüsha eklenmek suretiyle hükmü veren mahkemeden istenebilir. Dilekçenin bir nüshası, cevap süresi mahkemece belirlenerek karşı tarafa tebliğ edilir. Cevap, tavzih talebinde bulunan tarafa tebliğ olunur. (2) Mahkeme, cevap verilmemiş olsa bile dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir; ancak gerekli görürse iki tarafı sözlü açıklamalarını yapabilmeleri için davet edebilir. (3) Mahkeme tavzih talebini yerinde gördüğü takdirde 304. madde uyarınca işlem yapar.” şeklinde tavzihin usulü belirlenmiş bulunmaktadır.
Tavzih, kelime anlamı itibariyle açıklama, aydınlatma anlamına gelmekte olup, değişiklik, ekleme yada çıkarma kavramlarını içermemektedir. Hakim, karar verdikten sonra bu kararını tarafların talebi olsa dahi değiştiremez. Ancak, istisnai hallerde hüküm açık değil, hüküm fıkraları birbirine aykırı ise ya da uygulanmasında tereddütler oluşturacak nitelikte ise bu halde belli koşullarda hüküm tavzih edilebilir. Öğretide tam bir fikir birliği içerisinde kabul edildiği üzere tavzih yolu ile ancak hükümdeki kapalılık, açık olmayan hal, tereddüt yada çelişki ortadan kaldırılabilir. Ancak tavzihle hükümde belirtilen haklar ve borçlar sınırlandırılamayacağı gibi genişletilemez ve değiştirilemez. Bu noktada mahkeme daha önce unutulan bir hususu hükme ekleyemez veya hükümden çıkaramaz. Tavzihin amacı hükmü değiştirmek, unutulan bir hususu hükme eklemek veya hükümde taraf olan birini taraf konumundan çıkarmak yada hükümde taraf olmayan birini taraf konumuna sokmak değildir. Tavzihin amacı; hükmü açıklamak, icrasındaki tereddütü gidermek yada birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa bu aykırılığı gidermektir. Hüküm, tavzih yolu ile değiştirilemez, tavzih yolu ile hükmün gerçek anlamı ortaya konulur yada hükümdeki çelişkiler giderilir. Bu kapsamda tavzih yolu ile taraf değiştirilemeyeceği gibi taraf olmayan biri taraf konumuna getirilemez ve taraf konumunda olan biri taraf konumundan çıkarılamaz. Aynı şekilde taraflardan birine yüklenen yükümlülük artırılamaz ya da azaltılamaz.
Mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler nazara alınarak hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar dışında hüküm değiştirilemeyeceği, davacı vekilinin tavzih talebinin ancak bozma nedeni yapılabileceği ve talebin reddi gerektiği nazara alınmadan yasa hükmüne aykırı şekilde hüküm kısmındaki davalıların sorumluluk durumunu değiştirmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2) Eldeki davada, poliçe limitinin kaza başına 50.000 TL olduğu, geri çevirme kararı sonrasında Adilcevaz İcra Müdürlüğü"nün E.2014/53 sayılı icra dosyası ile davalı ... şirketinin yaptığı ödemeleri gösteren belgelerin celbi neticesinde; davalı ... tarafından kazalının hak sahipleri tarafından başlatılan icra takibine ilişkin dosyaya 07.07.2014 tarihinde 46.612,03 TL tutarında ödeme yapıldığı görülmekle birlikte; 12.12.2006 tarihinde 27.995 TL tutarında yapılan ödemeye ilişkin dekontun incelenmesinde, bir kısım davalılar murisi Aydın Özcan açıklamasıyla ödeme yapıldığı, kazalının ... olduğu, bu durumda yapılan ödemenin hak sahiplerine yapılan ödeme kapsamında sayılıp sayılamayacağına ilişkin değerlendirme yapılmadığı ancak poliçe limitinin tükenmesi nedeniyle sigorta şirketi yönünden davanın reddine karar verildiği anlaşılmakla; davalı ... şirketine yönelik talep yönünden, poliçe limiti ve hak sahiplerine yapılan ödemeler değerlendirilerek sigorta şirketinden talep edilebilecek rücuan alacak olup olmadığı belirlenmelidir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, temyiz eden taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm sair yönler incelenmeksizin bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan iadesine, 09/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi