17. Hukuk Dairesi 2019/1593 E. , 2020/4240 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİH : 23.10.2017
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen yerel mahkeme kararının davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nce verilen istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararın Yargıtayca incelenmesi süresi içinde davalı vekili tarafından istenmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 05/08/2013 tarihinde sürücüsü ve plakası belirlenemeyen motosiklette yolcu olarak bulunan davacının, plakası ve sürücüsü belirlenemeyen mavi renkli bir otomobilin motosiklete çarpması sonucu yaralandığını, kalıcı iş gücü kaybına uğrayan davacının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili 10/01/2017 tarihli dilekçe ile dava değerini 167.834,29 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili; davacının bindiği motosikletin plakasını ve sürücüsünü bilmemesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını, davanın kabulü halinde müterafik kusur ve hatır indirimi yapılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kabulü ile 167.834,29 TL sürekli maluliyetten kaynaklı tazminatın dava tarihi olan 26/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi’nce davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b,1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava trafik kazasında davacının yaralanması nedeniyle çalışma gücünün azalması nedeniyle uğradığı maddi tazminatın kazaya neden olan aracın plakası tespit edilemediğinden davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 05.08.2013 tarihinde davacının sürücüsü ve plakası belirlenmeyen motosiklette yolcu olarak seyir halinde bulunduğu sırada, yine plakası ve sürücüsü belirlenemeyen mavi renkli bir otomobilin motorsiklete çarptığını ve bu kaza neticesinde davacı yolcu ..."un ağır yaralandığını ileri sürmüştür. Davacının hastanede 05.08.2013 tarihli trafik kazası giriş kaydı bulunmaktadır.
Kazaya karışan araç sürücüleri olay mahallinden firar ettiğinden bahisle trafik kazası tespit tutanağı tanzim edilmemiş, ancak olay yeri görgü tespit tutanağı ve basit kroki düzenlenmiştir.
Kazaya ilişkin düzenlenen olay yeri görgü ve tespit tutanağında; olay yerinin iki sokağın (11 ve 6 nolu sokakların) kesiştiği yer olduğu, kavşak ortasında ve yolun değişik yerlerinde motosiklete ait far, sinyal ve plastik parçaların yerde parçalanmış halde bulunduğu, yolun tam ortasında kan izleri olduğu, civarda yapılan araştırmada mobese kamerası ve güvenlik kamerası kaydının olmadığı, kazaya karışan araçların kazadan hemen sonra olay yerinden kaçtıkları ve olayı gören kimse olmadığı tespitleri yer almaktadır.
Davacının soruşturma dosyasındaki beyanında, olay günü mahallesinden tanıdığı ancak adını bilmediği arkadaşı ile beraber gezmeye gittikleri, plakası ve markasını bilmediği motorsiklette yolcu olarak giderken plakasını göremediği mavi renkli bir otomobilin yolcu olduğu motorsiklete çarptığını ve bu kaza neticesinde kendisinin yaralandığını ileri sürmüştür.
Yine yargılama aşamasında 02.04.2015 tarihinde keşif mahallinde dinlenen tanık ..., kendisinin 11 nolu caddede seyir halinde iken, 11 nolu caddenin 6 nolu cadde ile kesiştiği yerde arkadan gelen mavi renkli plakasını tespit edemediği bir aracın kendi sağ şeridinde ilerleyen motorsikletin sol tarafına vurarak sağ tarafa devrilmesine neden olduğunu, motorsiklette 2 kişi olduğunu, olay yerinde duyduğu kadarıyla davacının bindiği motorsikletin kendi arkadaşına ait olduğunun söylendiğini, davacının kaza sırasında düştüğü yeri çok net hatırlamıyor olsa da tahminen motorsikletin gidiş istikametine göre yolun sağ tarafı olduğunu beyan etmiştir.
Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Başsavcılığınca taksirle yaralama suçu nedeni yürütülen soruşturma dosyası hakkında şüphelisi tespit edilemediğinden daimi arama kararı verilmiştir. Bu nedenle ceza soruşturması aşamasında yapılan bir kusur tespiti bulunmamaktadır.
Keşif sonrası düzenlenen 06.04.2015 tarihli bilirkişi raporunda; olay yeri basit krokisi ile görgü ve tespit tutanağına göre, kazaya ait emarelerin No:57/A önünde yani, araçların gidiş yönüne göre, yolun sol kenarında gösterildiği, tanığın ise çarpmanın sağ şerit içerisinde meydana geldiğini beyanla gösterdiğini, tanığın gösterdiği çarpma noktası ile olay yeri basit krokisinde gösterilen çarpma noktasının benzer olmadığının görüldüğü ancak, belirtilen gün ve saatte, belirtilen adreste, trafik kazası meydana geldiğine ilişkin bulguların (davacı ifadesi, olay yeri basit krokisi, görgü tespit tutanağı, kaza saatiyle uyumlu hastane giriş kaydı ve Dr.Raporu) mevcut olmasına ve kazanın aksi beyan görülmeyen tanık ile davacı ifadesinde geçen yer ve şekilde meydana geldiğinin kabulü halinde plakası tespit edilemeyen ve mavi renkli otomobilin faili meçhul sürücüsünün %100 oranda kusurlu olduğu bildirilmiştir.
Mahkemece; kazaya karışan araçların plakası tespit edilememiş ise de davacı ve tanığın ifadeleriyle soruşturma dosyası evraklarından davacının yaralanmasının trafik kazasından mütevellit olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Türk Medeni Kanunun 6. maddesi uyarınca davacı iddiasını ispat ile yükümlü olup, Sigortacılık Yasası hükümleri ve TTK"nın 1409.maddesine kıyasen uygulanması halinde bunun aksinin davalı tarafından ispatlanması gerekmektedir.
Bu durumda iddia olunan trafik kazasının varlığını ve varsa araç sürücüsünün kusurunu ispat yükü davacıya aittir. Mahkemece öncelikle savcılık dosyası, kazaya ilişkin tüm belgeler, olay yeri görgü ve tespit tutanağı, olayın meydana geliş şekli ve yeri göz önünde tutularak, davacıda oluşan yaralanmanın meydana geliş şekli itibari ile aracın motorsiklete sol tarafından çarpması (tanık beyanına göre)
sonucu gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hususlarının doktor bilirkişi ve trafik bilirkişisi tarafından değerlendirilerek kazanın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumları konusu ayrıntılı, denetime elverişli şekilde aydınlatılarak sonucuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına; HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 01/07/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.