17. Hukuk Dairesi 2013/20413 E. , 2015/8084 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aksaray 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/03/2013
NUMARASI : 2009/388-2013/179
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen 2010/351 sayılı davalarda; maddi tazminat davasının kabulüne, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne; birleşen 2010/469 Esas sayılı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı-davalı E.. D.. vekili ile davalı A.. A... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
2009/388 Esas sayılı asıl davada; davacılar vekili; davalının sürücüsü olduğu aracın müvekkilinin kullandığı araca çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan müvekkillerinin 7 yaşındaki kızları B. N."un hayatını kaybettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, destekten yoksun kalma tazminatı ile tedavi ve cenaze gideri olarak 5.000 TL maddi, 95.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleştirilen 2010/351 Esas sayılı davada; davacılar vekili; kazaya neden olan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalı sigorta şirketinden, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, destekten yoksun kalma tazminatı ile tedavi ve cenaze gideri olarak 10.000 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 15.11.2012 tarihli dilekçe ile taleplerini, toplam 219.933,66 TL"ye yükseltmiştir.
Birleştirilen 2010/469 Esas sayılı davada; davacı E.. D.. vekili; söz konusu kazada müvekkilinin de annesini, eşini ve iki oğlunu kaybettiğini belirterek, 1.0000 TL maddi, 400.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans (ticari temerrüt) faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı A.. A... vekili; müvekkilinin sigortalının kusuru ve poliçe limiti dahilinde sorumlu olduğunu, davacılar tarafından dava öncesi yapılan başvuruda müvekkili tarafından 95.441,38 TL tazminat ödemesi yapıldığını, bu ödemeye istinaden müvekkilinin tazminat sorumluluğunun sona erdiğini öne sürerek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...... Sigortacılık Hizmetleri Ltd. Şti. ve Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu vekilleri, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; bilirkişi raporu benimsenerek, asıl ve birleşen 2010/351 Esas sayılı davada; maddi tazminat isteminin kabulüne, davacı anne için 124.490,32 TL, baba için 94.258,14 TL olmak üzere toplam 218.748,46 TL destek tazminatı ile 1.185,20 TL tedavi ve cenaze giderinin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı E.. D.. ve A.. A..."den (poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, davacı anne ve baba için ayrı ayrı 15.000"er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı E.. D.."den tahsiline; birleştirilen 2010/469 esas sayılı davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı-davalı E.. D.. vekili ile davalı A.. A... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, 2918 Sayılı KTK."nun 109. maddesine göre uzamış ceza zamanaşımı süresinde dava açılmış olmasına, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına ve manevi tazminatın takdirinde BK."nun 47. maddesindeki (6098 s. TBK. md. 56) özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre, davacı-davalı E.. D.. vekili ile davalı A.. A... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacıların ve 7 yaşındaki destek B. N."un Almanya"da yaşadığı, davacıların ve desteğin işi ve geliri konusunda herhangi bir belge ibraz edilmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece; destek Almanya"da yaşadığından net asgari ücretin üç katı geliri olduğu esas alınarak yapılan hesaplamaya ilişkin bilirkişi raporuna göre karar verilmiştir.
Böyle bir davada gerçek zararın belirlenmesi için, zarar görenin gelirinin daha net kriterler ile ortaya konulması gerekmektedir. Öncelikle davacıya bu konuda ispat imkanı verilmesi, davacı anne ve babanın kazadan önceki gerçek gelirleri ile Almanya"daki asgari ücret miktarının tespit edilmesi ve bu miktara göre tazminatın belirlenmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Davalı A.. A... vekili cevap dilekçesinde ve yargılama sırasındaki beyanlarında, dava konusu kaza nedeniyle davacıların vekili sıfatıyla hareket eden ..... Sigortacılık Hizmetleri Ltd. Şti."ne ödeme yapıldığını ileri sürmüş, yapılan ödemelere ilişkin ödeme belgeleri ibraz etmiş olup, mahkemece bu ödemelerin dava konusu maddi tazminata yönelik yapılıp yapılmadığı araştırılmamıştır.
Ödeme borcu söndüren nedenlerden olduğundan, dava konusu maddi tazminat yönünden davalı sigorta şirketince ödeme yapılıp yapılmadığı hususu araştırılarak, ödeme yapıldı ise; zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, yapılan sigorta ödemesinin, ödeme günü ile dava konusu tazminatının hesaplandığı güne kadar geçen süredeki işlemiş yasal faizi de hesaplanmak suretiyle güncelleme yapılarak, ödeme tutarı ile birlikte hesaplanan tazminattan indirilmesi gerekirken, bu yön göz ardı edilip eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
4-Yargılama sırasında yürürlüğe giren ve 2918 sayılı yasanın 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı yasanın 59. maddesinde, “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın "Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı" hükmü getirilmiştir. Bu düzenlemeye göre, 2918 sayılı yasanın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk "Sosyal Güvenlik Kurumu"na" geçtiğinden eldeki davada yasal hasımın "Sosyal Güvenlik Kurumu" olması gerekir. Bu durumda bilirkişiden alınan rapor uyarınca davacı tarafından talep edilen faturalı tedavi giderlerinin Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olan tedavi giderlerinden olduğu anlaşıldığından mahkemece, Sosyal Güvenlik Kurumu"nun davaya dahil edilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
5-2918 sayılı yasanın 93. maddesine göre, davalı sigorta şirketinin sorumluluğu sigorta poliçesinde belirtilen limiti ile sınırlıdır.
Somut olayda, davalı A.. A... zarar veren aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olup, dosyada mevcut ZMSS poliçesine göre kaza tarihi itibariyle ölüm halinde kişi başına 60.000 TL poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere tazminattan sorumludur.
Mahkemece, davacı anne için 124.490,32 TL, baba için 94.258,14 TL olmak üzere toplam 218.748,46 TL destek tazminatına hükmedilmiş, her bir davacı yönünden davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı olarak ayrı ayrı sorumlu tutulmasına karar verilmiş olup, teminat limiti ölüm halinde kişi başına 60.000 TL olduğuna göre, hükmedilen tazminat poliçe limitini aşmaktadır.
Bu durumda, davacılar yönünden hüküm kurulurken poliçe limitinin gözetilmemesi, davalı sigorta şirketinin her bir davacı yönünden sorumlu olduğu poliçe limitinin hükümde gösterilmemesi, poliçe teminat limitlerinin davacı sayısına göre değil, ölen kişi sayısına göre tespiti gerektiğinin düşünülmemesi isabetli değildir.
6-Davalı sigorta şirketi kazaya neden olan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısıdır. 2918 sayılı KTK."nun 98/1, 99/1. maddeleri ile ZMSS poliçesi Genel Şartlarının B.2. maddesi uyarınca rizikonun belge ve bilgileri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü
bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Bu sebeple usulüne uygun bir başvuru yapılıp, yasada belirlenen süre dolmadan trafik sigortacısı bakımından alacağın muacceliyetinden ve dolayısıyla temerrütünden söz edilemez. Bu durumda, mahkemece, davacı tarafın davalı sigorta şirketine davadan önce ihbarda bulunup bulunmadığının tespiti ile davadan önce ihbar var ise anılan maddeye göre davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihinin belirlenmesi, ihbar bulunmadığı takdirde davalı sigorta şirketinin bu dava ile temerrüte düştüğünün kabulü ile dava tarihinden itibaren faizle sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak, yazılı olduğu biçimde, kaza tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
7-2918 sayılı KTK."nun 98. ve 99 maddeleri ile ZMSS Genel Şartlarının B.2 maddesi uyarınca, sigortacı yargılama giderleri ile avukatlık ücretini ödemekle yükümlü olup hükmolunan tazminat miktarı sigorta bedelini (limitini) geçerse sigortacının bu masraflardan sigorta bedelinin tazminata oranı dahilinde sorumlu olacağı hüküm altına alınmıştır. O halde, davalı sigorta şirketinin harç, yargılama gideri ve avukatlık ücretinden, sigorta bedelinin (limitinin) hükmolunan tazminata oranı dahilinde sorumlu tutulması gerekirken mahkemece bu durum gözetilmeden harç yargılama gideri ve vekalet ücretinin tamamından diğer davalı ile birlikte sorumluluğuna karar verilmesi isabetli değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı-davalı E.. D.. vekili ile davalı A.. A... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı-davalı E.. D.. vekilinin, (3), (4),(5),(6) ve (7) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle de davalı A.. A... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı-davalı E.. D.. ile davalı A.. A..."ye geri verilmesine, 02/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.