10. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/24887 Karar No: 2015/1616 Karar Tarihi: 30.01.2015
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/24887 Esas 2015/1616 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2014/24887 E. , 2015/1616 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, maluliyetin tespiti, kurum işleminin iptali ile 25/05/2009 tarihinden itibaren ödenmeyen aylıkların tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. İnceleme konusu somut olayda; davacının maluliyeti nedeniyle aylık bağlanması için 25.05.2009 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu, beden çalışma gücünün %60 ını kaybetmediğinden bahisle kurumun talebi red etmesi üzerine iş bu davanın açıldığı, yargılama safhasında, Yüksek Sağlık Kurulunca 20.12.2011 tarihinde davacının beden çalışma gücünün %60 ını kaybetmediğine karar verildiği, Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 27.06.2014 tarihli raporunda ise, davacının beden çalışma gücünün en az %60’ını kaybetmiş olduğundan malül sayılması gerektiği ve maluliyet başlangıç tarihinin 24/06/2010 tarihi olduğuna karar verilmesi üzerine, mahkemece davacının 24.06.2010 tarihinden itibaren malul sayılarak, malulen emekliliğe hak kazandığının tespitine karar verilmiş ise de, raporlar arasında açık çelişki olduğu anlaşılmıştır. Sürekli iş göremezlik ve malullük halinin belirlenmesinde izlenecek yolun ne olduğu 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun “Sağlık Raporlarının Usul ve Esasları”na dair 95. maddesinde hükme bağlanmıştır. Buna göre, kurum sağlık tesisleri tarafından raporlara dayanılarak verilen kararlara karşı ilgililerin .... itiraz hakları mevcuttur. Söz konusu kurulun raporlarının Kurumu bağlayacağı diğer ilgililer yönünden bağlayıcı olmayıp, Adli Tıp Başkanlığı veya Tıp Fakültelerinin ilgili ana bilim dalı konseylerinden Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılmasını isteyebilecekleri 28.06.1976 tarih ve 6/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararının gereğidir.
Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu raporu ile Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi raporu arasında çelişki ortaya çıkması durumunda, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.10.2010 gün ve 10-390 / 449 sayılı kararında da belirtildiği şekilde, çelişkinin Adli Tıp Kanunu"nun 15. maddesi gereği Adli Tıp Genel Kurulunca giderilmesi gereklidir. Çelişkinin Yüksek Sağlık Kurulu ile Tıp Fakültelerinin ilgili ana bilim dalından alınan sağlık kurulu arasında çıkması halinde de, amacın uyuşmazlığı en geniş katılımlı bir kurul kararı ile sona erdirmek, yeni çelişkilerin ortaya çıkıp uyuşmazlığı çözümsüzlüğe itmeyi engellemek olduğu dikkate alındığında, Adli Tıp Genel Kuruluna başvurulmalı ve alınacak raporla uyuşmazlık sona erdirilmelidir. Kuşkusuz 5510 sayılı Yasanın 27 nci maddesi hükmü de dikkate alınarak, maluliyet başlangıcı ve bu kapsamda maluliyet aylığı başlangıç tarihi de usulünce belirlenmelidir. Öte yandan, mahkemece vekili olmayan davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi de yerinde görülmemiştir. Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında, Mahkemece, eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.