Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/16332 Esas 2016/304 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ




Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Mahkeme hükmü, davalı vekiline 27/07/2015 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı vekili 28/07/2015 tarihinde mahkemeye sunmuş olduğu dilekçesi ile davalının vekilliğinden çekildiğini bildirmiştir. Bunun üzerine mahkemece, gerekçeli karar ve vekilin istifa dilekçesi davalı asile tebliğe çıkarılmış ve davalıya 17/08/2015 tarihinde usulüne uygun tebliğ edilmiş, davalı asil 17/08/2015 tarihinde kararı bizzat temyiz etmiştir.
Avukatlık Kanunu"nun "avukatın vekillikten çekilmesi" başlıklı 41. Maddesinde; "Belli bir işi takipten veya savunmadan isteği ile çekilen avukatın o işe ait vekalet görevi, durumu müvekkile tebliğinden itibaren 15 gün süre ile devam eder" hükmü ve HMK"nun 82/1"inci maddesinde "istifa eden vekilin vekalet görevi, istifanın müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süreyle devam eder" hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda davalı vekiline karar 27/07/2015 tarihinde tebliğ edilmiş bu tarihte temyiz süresi başlamıştır. Davalı vekili temyiz süresinin başlamasından sonra 28/07/2015 günü istifa dilekçesini dosyaya sunmuştur. Mahkeme kararı davalı asile 17/08/2015 tarihinde tebliğ etmiş, davalı asil kararı 17/08/2015 tarihinde temyiz etmiştir. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler karşısında davalı vekili olan ve temyiz süresi başladıktan sonra istifa eden avukatın vekillik görevinin devam ettiği açıktır. Davalı tarafın temyiz süresi 11.08.2012 tarihine kadar olup bu tarihten sonra temyiz dilekçesi verilmiştir. Bu nedenle temyiz süresinin geçmiş olduğu kabul edilmelidir.
Buna göre, gerekçeli karar kendisine 27/07/2015 tarihinde usulüne uygun tebliğ edilen vekilin görevinin, durumun müvekkiline tebliğinden itibaren onbeş günlük süre boyunca dahi devam edeceği, vekilin görevinin devam ettiği süre içerisinde gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HUMK"un 432. Maddesinde öngörülen onbeş günlük yasal temyiz süresinin geçtiği, davalı asilin temyiz dilekçesinin bu süre geçtikten sonra 17/08/2015 tarihinde verildiği anlaşılmaktadır.
Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay tarafından da karar verilebilir.
Yukarıda açıklanan nedenler ile davalının temyiz isteminin süre yönünden REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 19.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.