17. Hukuk Dairesi 2013/20494 E. , 2015/8044 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/06/2013
NUMARASI : 2011/620-2013/401
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, davacının yolcu olarak bulunduğu traktörden inmek isterken düşerek yaralandığını, malul kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 8.000,00 TL maddi tazminatın ihbar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile tazminat taleplerini 44.184,70 TL"ye yükselttiklerini bildirmiştir.
Davalı vekili, kusur ve maluliyet oranına itiraz ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 44.184,70 TL tazminatın 12/01/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacının maluliyet oranının tespiti yönünden alınan uzman raporunda, nörolojik muayene sonrası davacıda demansiyel sendrom rahatsızlığı düşünüldüğü açıklanarak %70 oranında daimi maluliyet tespit edildiği belirtilmiştir. Oysa, kaza sonrası ifadesi alınan davacının annesi, davacının kaza öncesinde de akli melekelerinin pek yerinde olmadığını, sara hastası olduğunu ifade etmiştir. Bu durumda mahkemece, davacının kaza öncesi rahatsızlıklarına ilişkin tedavi evrakları getirtilerek davacıda daha önce var olan rahatsızlıklar ile davaya konu kaza sonrası meydana gelen rahatsızlıklar arasındaki illiyet bağının etraflıca değerlendirilmesi, buna göre davaya konu kaza nedeniyle oluşan maluliyet oranının tespit edilmesi için Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu"ndan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Kazanın meydana gelmesinde tarafların kusur oranlarının belirlenmesi yönünden alınan bilirkişi raporunda, davalıya sigortalı aracın traktör olduğu, davacının çamurluk kısmında seyir halinde iken araçtan düştüğü, traktörün çamurluk kısmında yolcu taşınmasının yasak olduğu belirtilerek davalıya sigortalı araç sürücüsüne kusur izafe edildiği görülmüştür. Oysa, kaza sonrası alınan beyanlardan anlaşıldığı üzere, davacı, seyir halinde olan araçtan, sürücünün uyarısına rağmen araç henüz durmadan inmek istemiş ve düşerek yaralanmıştır. Muayene raporunda, davacının alkollü olduğu belirtilmiştir. Bu haliyle, davacının düşmesi ile çamurluk üzerinde yolcu taşınması arasında doğrudan bir illiyet bağı görünmemektedir. O halde mahkemece, kazaya ilişkin soruşturma dosyası getirtilerek tarafların kusur oranlarının tespiti yönünden Karayolları Fen Heyeti veya İTÜ gibi kuruluşlardan seçilecek bilirkişi kurulundan ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken dosya kapsamına uygun bulunmayan rapor benimsenerek hüküm kurulması isabetli olmamıştır.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 01/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.