Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/7187
Karar No: 2014/10682
Karar Tarihi: 18.12.2014

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/7187 Esas 2014/10682 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/7187 E.  ,  2014/10682 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Kadastro sırasında, ... Köyü 141 ada 1, 5, 6, 7, 8, 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazlar, bir dönümün altında küçük yüzölçümler halinde önce, gerçek kişilerin yeterli zilyetlikleri bulunmadığından 3402 sayılı Kanunun 18. maddesine göre Hazine adına, daha sonra, 4342 sayılı Kanuna göre çalışma yapan mera komisyon tutanağı nedeniyle kadastro komisyonunca mera olarak sınırlandırılarak orta malı olarak tesbit edilmiştir.
    Davacı, irsen intikal ve zilyetliğe dayanarak dava açmıştır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne ve dava konusu parsellerden 1, 5, 6, 7, 8 ve 9 sayılı parsellerin tamamı ile, 10 sayılı parselin fen bilirkişi krokisinde boyasız 553.72 m2"lik bölümünün davacı adına tapuya tesciline, aynı krokide kırmızı boyalı 71.43 m2"lik bölümün mera niteliği ile sınırlandırılarak özel siciline yazılmasına karar verilmiş, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 14/09/2009 tarih ve 2009/10412 – 13176 sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “ Mahkemece, çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kaldığı, resmî belgelerde orman sayılmayan yerlerden olduğu, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla mülk edinme koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; çekişmeli taşınmaz üzerinde resmî belgelere dayalı olarak orman incelemesi yapan uzman bilirkişi raporunda; 1986 yılı çekimi hava fotoğrafı, 1989 baskılı memleket haritası ile yine 1958 çekimi hava fotoğrafı ile 1963 baskılı memleket haritası ile kadastro paftasının ölçekleri eşitlenip biribiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli ve komşu taşınmazların memleket haritasına göre konumları saptanmış, buna göre taşınmazların beyaz renkli açık alanda kaldığı ve etrafı çavlik tabir edilen taş duvarla çevrili tarım alanları olarak gözüktüğü ve orman sayılmayan yerlerden olduğu açıklanmışsa da, davacı yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği yönünden yapılan araştırma yeterli değildir. Komşu köylerden dinlenen yerel bilirkişiler ve tanıklar, taşınmazların davacının babası ..."den intikal ettiğini ve mirasçılar arasında yapılan paylaşım sonucunda davacıya kaldığını söylemişlerse de, kadastro tutanaklarının edinme sütunlarında taşınmazların ayrı ayrı davacı dışındaki şahıslara ait olduğu belirtildiği halde, davacının tek başına bu parseller hakkında dava açmasının nedeni ve bu kişilerin bu taşınmazlarla ilgilerinin ne olduğu, zilyetliğin başlangıcı, süresi, sürdürülüş biçimi ekonomik amaca uygun bulunup bulunmadığı konularında komşu köyden dinlenen tanıklar yeterli olmayıp, aynı köyden dinlenecek tanıklardan da bu hususların sorulması ve tutanak bilirkişileri dinlenerek bu çelişkinin giderilmemiş olması da doğru değildir. Ayrıca, kadastro tespitinde yüzölçümleri bir dönümün altındaki taşınmazların neden mera olarak sınırlandırıldıkları üzerinde durulmamış, çekişmeli taşınmazların bulunduğu ... Köyünde 15-20 yıl öncesine ait fotoğrametrik yöntemle elde edilen 1/5000 ölçekli Standart Topoğrafik Haritalar ile (STH) varsa klasik yöntemle elde edilen 1/10000 ve 1/5000 ölçekli haritalar getirtilip üzerinde bilimsel ve teknik inceleme yapılmak suretiyle gerçek kişilerin zilyetliğini belirleyen tasarruf çizgilerinin var olup olmadığı, memleket haritasında taşınmazların içinden geçen ve taşınmazları ikiye bölen çizginin yol ve ya dere olup olmadığı da araştırılmamıştır.
    Bu nedenle; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ihya olarak kabul edilemez) ve imar - ihyanın tamamlandığı tarihten tescil davasının açıldığı ya da tesbit tutanağının düzenlendiği güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülerek tapuya tescili istenen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ve ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile dava tarihinden ya da kadastro tesbit tarihinden 15 - 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazların niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerekir. Bu nedenle, mahkemece yeniden yapılacak inceleme ve araştırma ile dava konusu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olup olmadığı ve özel mülke konu olup olmayacağı belirlenmeli ve parsellerin orman olmadığı anlaşılırsa, bu defa davacı gerçek kişi ve müşterekleri yönünden 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalı; imar ve ihya üzerinde durulup, bu konuda ve zilyetliğin tespiti yönünden tanık beyanlarına başvurulmalı; parsellerin öncesinin ne olduğu, imar ve ihyanın hangi tarihte tamamlanıp bittiği, zilyetliğin hangi tarihte başlayıp kimler tarafından ne biçimde sürdürüldüğü, % 50 meyilli olan davalı yerde bu kullanımın ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların imar ve ihya ile zilyetlik olgusunu hangi olaylarla nasıl hatırladıkları saptanmalı; davacının belgesiz zilyetlik yoluyla kazandığı toprak olup olmadığı, varsa cinsi ve miktarı tapu ve ilgili kadastro müdürlüklerinden çekişmeli taşınmazlar dışında, başka taşınmazlar için salt zilyetlik nedenine dayalı olarak açtığı bir başka tescil davasının bulunup bulunmadığı Mahkemeler Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup tespit edilmeli; tüm kanıtlar toplanıp birlikte değerlendirilmeli; oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.” denilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucu; davanın reddine, dava konusu ... Köyü 141 ada 1, 5, 6, 7, 8, 9 ve 10 sayılı parsellerin kadastro komisyonu kararı gibi orta malı mera vasfıyla sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 3302 sayılı Kanuna göre 01.06.2005 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmaktadır.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 18/12/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi