10. Hukuk Dairesi 2021/1825 E. , 2021/8003 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1) Davacı, davalının yanında 2009-2015 tarihleri arasında ev hizmetlisi olarak çalıştığını, sigorta başlangıcının 11.07.2011 tarihinde bildirildiğini belirterek Temmuz 2009 ile 11.07.2011 tarihleri arasında çalıştığı sürenin tespitini talep etmiş, Mahkemece, somut olayda davacının davalıya ait çiftlikte çalıştığını, aynı zamanda eşinin davalı iş yerinde seyis olarak görev yaptığının Mahkemenin 2014/754 Esas sayılı dosyasında da sabit olduğunu ancak davacının davalı yanında 2009 yılından itibaren ev hizmetlerinde çalıştığına yönelik iddiasını yazılı belge ile ispatlayamadığı gibi dinlenen tanık ifadelerinde de bu yönde subut bir ifade bulunmadığı, davacının davalı yanında 11/07/2011 tarihinde sigortalı olarak çalışmaya başladığı, öncesinde çalıştığına dair somut bir delil bulunmadığı gerekçesiyle davasının reddine karar verilmiş ise de verilen hükmün eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 86. maddesidir. Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur.Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut olaya dönüldüğünde, eldeki davada, hizmetin geçtiğinin iddia edildiği çiftliğin ne zamandan beri işletildiği, davacının hizmetlerinin çiftlikte mi yoksa münhasıran ev işlerinde mi geçtiği, kamu tanığı olarak dinlenen muhtar ... ve aza ..."in 14.06.2016 tarihli celsede alınan beyanlarında davalının son 2-3 yıldır dava konusu çiftlikte yaşadığını, ondan öncesinde sadece yaz aylarında 2-3 aylığına ya da ara ara geldiği yönündeki beyanları karşısında davalının evde bulunmadığı dönemlerde ev işlerini ne surette yerine getirdiği araştırılmalı, 11.07.2011 tarihinden önce davacıdan başka çalışan kimse olup olmadığı, kocasıyla birlikte hangi tarihten beri çiftlik evinde yaşadığı, kendileriyle birlikte başka birilerinin olup olmadığı, faturaların kim tarafından ödendiği, uyuşmazlık konusu dönemde abonelik ve faturaların celbi, davacının hizmet cetvelinde kayıtlı çalıştığı 11.07.2011-16.07.2014 tarihleri arasında yapılan sigorta bildirimlerinin ev hizmetlerindeki çalışması nedeniyle mi yoksa çiftlikteki çalışması nedeniyle mi yapıldığı araştırılmalı, dinlenen muhtar ve azaların hangi dönemde çalıştıkları Kaymakamlıktan sorulmak suretiyle belgeleriyle birlikte belirlenmeli, muhtar ve azaların beyanlarının yetersiz gelmesi halinde komşu parsel malikleri ve aile efradı dinlenmeli, Tarım İlçe Müdürlüğü ile yazışma yapılarak davacı ya da eşi ile ilgili başvuru ya da herhangi bir kayıt bulunup bulunmadığı, ziraat desteği vs. alıp almadıkları araştırılmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, mahkemece yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 09.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.