12. Ceza Dairesi 2013/14743 E. , 2014/8371 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme
Hüküm : Beraat
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Belirli veya belirlenebilir bir kişiye ait her türlü bilginin, başkasına verilmesi, yayılması ya da ele geçirilmesi, TCK"nın 136/1. maddesinde “Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” başlığı altında suç olarak tanımlanmış olup, eylemin; kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak ya da belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle gerçekleşmesi hali, aynı Kanunun 137. maddesinde cezada artırım nedeni olarak öngörülmüştür.
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun maddi konusunu oluşturan “kişisel veri” kavramından, kişinin, yetkisiz üçüncü kişilerin bilgisine sunmadığı, istediğinde başka kişilere açıklayarak ancak sınırlı bir çevre ile paylaştığı nüfus bilgileri (T.C. kimlik numarası, adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, anne ve baba adı gibi), adli sicil kaydı, yerleşim yeri, eğitim durumu, mesleği, banka hesap bilgileri, telefon numarası, elektronik posta adresi, kan grubu, medeni hali, parmak izi, DNA"sı, saç, tükürük, tırnak gibi biyolojik örnekleri, cinsel ve ahlaki eğilimi, sağlık bilgileri, etnik kökeni, siyasi, felsefi ve dini görüşü, sendikal bağlantıları gibi kişinin kimliğini belirleyen veya belirlenebilir kılan, kişiyi toplumda yer alan diğer bireylerden ayıran ve onun niteliklerini ortaya koymaya elverişli, gerçek kişiye ait her türlü bilginin anlaşılması gerekir; ancak, herkes tarafından bilinen ve/veya kolaylıkla ulaşılması ve bilinmesi mümkün olan kişisel bilgiler, yasal anlamda “kişisel veri” olarak değerlendirilemez, aksinin kabulü; anılan maddenin uygulama alanının amaçlanandan fazla genişletilerek, uygulamada belirsizlik ve hemen her eylemin suç oluşturması gibi olumsuz sonuçlar doğurur, bu nedenle, bir kişisel bilginin, açıklanan anlamda “kişisel veri” kabul edilip edilmeyeceğine karar verilirken, somut olayın özellikleri dikkate alınarak titizlikle değerlendirme yapılması, sanığın eylemiyle hukuka aykırı hareket ettiğini bildiği ya da bilebilecek durumda olduğunun da ayrıca tespit edilmesi gerekir.
Bu açıklamalar ışığında incelenen dosya kapsamına göre; İzmir İl Emniyet Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapan sanık ..."in, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 28.03.2010 tarihinde yapılan “Komiser Yardımcılığı Kursu Yazılı Sınavı”nda 78 puan alarak 348. yedek olmak suretiyle başarısız olduğu, daha sonra, sınavın bazı sorularının hatalı olduğu iddiasıyla açılan iptal davasında Ankara 3. İdare Mahkemesi tarafından verilen yürütmenin durdurulması kararı üzerine, 13 sorunun iptal edilerek yazılı sınavın 87 soru üzerinden yeniden değerlendirilip, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından mahkeme kararına göre hazırlanan listenin, Eğitim Dairesi Başkanlığınca 07.04.2011 tarihinde Pol-Net sayfasında “T.C. kimlik numarası-Ara” şeklinde yayınlanarak duyurulduğu, buna göre, sanığın puanı 84"e yükselmesine rağmen 140. yedek olmak suretiyle yine başarısız olduğu; ancak, sanığın, www.memurlar.net adlı internet sitesinde yer alan “2010 yılı Komiser Yardımcılığı Paylaşım Platformu”ndaki açıklamalardan, ilk yapılan değerlendirmede kursa katılmaya hak kazanan adaylardan bazılarının, 13 sorunun iptali üzerine yapılan ikinci değerlendirmede, puan ve sıralama olarak geride kaldıkları halde kursa devam ettiklerini ve buna ilişkin sıralı listenin Pol-Net sayfasında T.C. kimlik numarası yazılan yere “or” ibaresi yazılmak suretiyle görülebileceğini öğrenmesi üzerine, ileride idare mahkemesine açacağı davada delil teşkil etmesi amacıyla, belirtilen şekilde bilgisayar kodunu girerek, kendisiyle beraber başka kişilerin de T.C. kimlik numarası, adı, soyadı gibi kişisel verilerini içeren listenin bir örneğini, Pol-Net sayfasından temin ettiği olayda,
Söz konusu listeyi, üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, internet sitesinde gördüğü açıklamaların doğruluğunu araştırarak, gerektiğinde dava açma amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket ettiği kabul edilemeyeceği gibi, basit bir kod ile ve hiçbir engelleme ile karşılaşmadan sıralı listenin tamamını görebilen sanığın, sınava katılan diğer adayların kişisel verilerini elde etme kastını taşımadığı da anlaşılmakla,
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç açısından sanığın kastının bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin sübuta ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 07.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.