Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/14128
Karar No: 2014/8367
Karar Tarihi: 07.04.2014

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2013/14128 Esas 2014/8367 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Malatya 2. Sulh Ceza Mahkemesinde görülen ve suçun \"Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması\" olduğu belirtilen davada, öğretim üyesi olan sanık Filiz'in Fakülte Dekanı katılan Selçuk ile arasındaki konuşmayı kaydettiği ancak sanığın bu eyleminin suç olarak tanımlanmadığı gerekçesiyle sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği, ancak hükümdeki yargılamada yapılan hatalar, mahkemenin CMK'nın 223/2-a maddesi gereğince sanığı mahkum ettiği suça dair yasa dışı gerekçeler ve yasa dışı uygulamalar nedeniyle kararın bozulmasına karar verildiği belirlenmiştir. 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun 80. maddesi ile TCK\"nın 133/1. maddesinde yapılan değişikliğe göre hapis cezasının üst sınırı itibariyle 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 11. maddesi uyarınca davaya bakma görevinin Asliye Ceza Mahkemesine ait olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekiyor. TCK'nın 133/1, 133/2-c, 134, 216/3, 223/2-a ve CMK'nın 232/2-c, 253
12. Ceza Dairesi         2013/14128 E.  ,  2014/8367 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 4 - 2011/204487
    Mahkemesi : Malatya 2. Sulh Ceza Mahkemesi
    Tarihi : 08/03/2011
    Numarası : 2010/312-2011/170
    Suç : Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması

    Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    25.07.2010 tarihinde yürürlüğe giren 6008 sayılı Kanunun 7. maddesiyle CMK"nın 231. maddesinin altıncı fıkrasına, “Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez.” düzenlemesi eklenmiş olup, sanığın, duruşmanın 08.03.2011 tarihli son oturumunda, hakkında mahkumiyet kararı verilmesi halinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmamasını talep ettiği anlaşıldığından, tebliğnamedeki, “Adli sicil kaydı da bulunmayan sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olup olmadığının tartışılmaması” nedeniyle hükmün bozulmasını öneren (2) numaralı görüşe iştirak edilmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak,
    1- Gerekçeli karar başlığında, 15.07.2009 olan suçun işlendiği tarihin 31.03.2010 olarak yazılması ve suçun işlendiği zaman diliminin gösterilmemesi suretiyle CMK"nın 232/2-c maddesine aykırı hareket edilmesi,
    2- Ceza Genel Kurulunun yerleşik kararlarında da vurgulandığı üzere, savunma hakkı ile yakından ilgili bulunan CMK"nın 216/3. maddesine aykırı olarak, hükümden önce son sözün hazır bulunan sanığa verilmemesi,
    3- İki veya daha fazla kişinin, başkalarının bilmeyeceği ve sınırlı bir dinleyici çevresi dışına çıkmayacağı yönünde haklı bir inanç ve iradeyle hareket ederek, herhangi bir aracı vasıta olarak kullanmadan, yüz yüze gerçekleştirdikleri, ancak özel bir çaba gösterilerek duyulabilecek, aleni olmayan, söze dayalı, sesli düşünce açıklamalarının, konuşmanın tarafı olmayan kişi veya kişilerce, ilgilisinin rızası olmaksızın, elverişli bir aletle (sesli bir açıklamayı kuvvetlendirerek veya naklederek onu ses alanının dışına çıkartıp doğrudan doğruya algılanabilir hale getirmeye yarayan her türlü düzenekle) dinlenmesi veya akustik olarak tekrar dinlenebilmesi imkanını sağlayan bir aletle kaydedilmesinin TCK"nın 133/1. maddesinde; en az üç veya daha fazla kişinin, yüz yüze gerçekleştirdikleri, aleni olmayan, söze dayalı düşünce aktarımlarının, söyleşinin tarafı olan kişi veya kişilerce, ilgililerinin rızası olmaksızın, bir aletle kaydedilmesinin aynı Kanunun 133/2. maddesinde kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması başlığı altında suç olarak tanımlandığı, söyleşiden farklı olarak, iki kişi arasında da gerçekleşebilecek olan konuşmada, konuşan tarafların, aralarında geçen sözleri kaydetmesi, TCK"nın 133/1. maddesi kapsamında suç olarak tanımlanmamış olup, koşulları bulunduğu takdirde eylemin aynı Kanunun 134. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturabileceği; elverişli bir aletle dinlenilen veya kaydedilen konuşma veya söyleşiden elde edilen bilgiler sayesinde kendi veya üçüncü kişi lehine, maddi ya da manevi yarar, yani; fayda veya avantaj sağlanması; bu bilgilerin, menfaat karşılığı olsun ya da olmasın, ilgilisi dışındaki kişi veya kişilere verilmesi ya da diğer kişilerin dolaylı olarak bilgi edinmelerinin temin edilmesinin TCK"nın 133/3. maddesinde ayrıca suç olarak tanımlandığı, hükümden sonra 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete"de yayınlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 80. maddesi ile TCK"nın 133/3. maddesinde yapılan değişiklikle kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verilerin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi eyleminin suç olarak düzenlendiği,
    Bu açıklamalar ışığında incelenen dosya kapsamına göre; İ. Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyesi olan sanık Filiz"in, bölümde yaşanan sorunlar hakkında konuşmak için kendisini makamına çağıran Fakülte Dekanı katılan Selçuk"un odasına gittiğinde, kalem kamera tabir edilen cihaz aracılığıyla katılanla aralarında geçen konuşmaları gizlice kaydettiği; ancak, durumun katılan Selçuk ve odada dinleyici olarak hazır bulunan dekan yardımcısı tanık İsmet tarafından fark edilmesi üzerine, sanık Filiz"e müdahalede bulunularak, cihaza el konulduğu ve tamamlanan adli soruşturma sonunda sanık Filiz"in TCK"nın 133/1. maddesinde tanımlanan kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,
    Şikayete konu ses kaydının çözümüne ilişkin 23.07.2009 tarihli bilirkişi raporu ve alınan beyanların içeriğine göre; konuşmanın sadece sanık ve katılan arasında geçmesi ve sanığın tarafı olduğu konuşmayı kaydetmesi nedeniyle TCK"nın 133/1 ve 133/2. maddelerindeki kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun yasal unsurlarının somut olayda gerçekleşmediği, kayda alınan görüşme sırasında, katılanın özel yaşam alanına dahil ve onun özel hayatının gizliliğini ihlal edecek bir husus konuşulmadığından, TCK"nın 134. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun da oluşmadığı gözetilerek, sanığa yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle CMK"nın 223/2-a maddesi gereğince sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken, konuşmanın üç kişi arasında gerçekleşmediği ve sadece sanık ile katılan arasındaki konuşmanın kaydedildiği kabul edildiği halde, “Sanığın katılan ile yaptıkları görüşmeleri katılandan habersiz bir şekilde kayıt etme özelliği olan suça konu kalem ile kayıt ettiği ve suça konu kalem üzerinde yapılan incelemede sanığın katılan ile aralarında geçen görüşmeleri kaydettiği anlaşıldığından” şeklindeki yasal olmayan gerekçeye dayalı olarak sanık hakkında TCK"nın 133/2. maddesindeki kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,
    Kabul ve uygulamaya göre de:
    a) Uzlaşma kapsamında olan suç hakkında soruşturma aşamasında CMK’nın 253. maddesi uyarınca sanıkla şikayetçi arasında uzlaştırma işlemi sağlanmadan kamu davası açılması, yargılama aşamasında da aynı Kanunun 254. maddesi uyarınca bu eksikliğinin giderilmemesi,
    b) TCK"nın 50/3. maddesi uyarınca, daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş bulunan 18 yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş sanıkların kısa süreli, diğer sanıkların ise otuz gün ve daha az süreli hapis cezalarının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı yaptırımlara çevrilmesi zorunlu olup, adli sicil kaydına göre sabıkası bulunmayan ve suç tarihinde 47 yaşında olan sanık hakkında hapis cezasının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı adli para cezası dışındaki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    c) Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm kısmında, hükmolunan hapis cezası ertelenen sanık hakkında denetim süresi belirlenirken, uygulanan Kanun ve maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK"nın 232/6. maddesine aykırı hareket edilmesi, kanuna aykırı,
    4- Hükümden sonra 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete"de yayınlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun 80. maddesi ile TCK"nın 133/1. maddesinde yapılan değişikliğe göre hapis cezasının üst sınırı itibariyle 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 11. maddesi uyarınca davaya bakma görevinin Asliye Ceza Mahkemesine ait olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 07.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi