22. Hukuk Dairesi 2017/23585 E. , 2019/4797 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde satış danışmanı olarak çalıştığını, 12.10.2012 tarihinde Tez ... Sendikası üyesi olduğunu, işyerinde örgütlenme ve üye kayıt işlerini üstlendiğini, işveren tarafından sendikal faaliyetin duyulması üzerine davacıdan sürekli savunma istendiğini, yer değişikliği yapıldığını, istifa etmesinin istendiğini, istifa etmemesi üzerine bıktırma politikaları uygulanmaya başladığını, sendikal faaliyetlerinden dolayı iş sözleşmesinin sona erdirildiğini, işyerinde sendikaya üye olduğu tespit edilen başka çalışanlarında aynı yöntem belirlenerek iş sözleşmelerinin sonlandırıldığını, amacın işyerinde sendikal faaliyeti sonlandırmak olduğunu belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile sendikal tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının 24.10.2011-08.11.2014 tarihleri arasında ... ... Mağazasında müşteri temsilcisi olarak çalıştığını, davacının işine son verilme nedeninin sendika üyeliği ile hiçbir alakası bulunmadığını, davacının işine son verilme nedeninin çalışma arkadaşlarının sürekli bir biçimde moralini bozacak şekilde çalışması buna bağlı olarak çalışma ortamının huzurunu bozması, yapmakla yükümlü olduğu görevleri yapmamakta ısrar etmesi, süreklilik arz ve tereddüt uyandırır şekilde almakta olduğu doktor raporları olduğunu, bu nedenler neticesinde 08.11.2014 tarihinde davalı şirket tarafından iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davalı işverenin feshe konu yaptığı gerekçelerden davacının "görevini yapmamakta ısrar etmesi" hususunda yapılan değerlendirmede; davalı tarafça yapılması gereken teknik bildirimlerin davacıya yapılmadığı, bu konuda davacıdan herhangi bir şekilde savunma alınmadığı ve bu yönüyle davacının görevini yapmamakta ısrar ettiğine yönelik herhangi bir ispat ortaya konulamadığı, yine davalının feshe konu yaptığı "davacının sık sık rapor alması"nın haklı nedenle fesih sebebi olmadığı, yine işyerinde çalışma ortamını bozduğu, arkadaşlarında moral bozukluğuna sebebiyet verdiği hususunda dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamıyla davalı tarafça gerekli ve yeterli bir ispatın ortaya konulamadığı anlaşılmakla yapılan feshin haksız fesih olarak kabulünün zorunlu olduğu ve işveren tarafından iş sözleşmesinin sendikal nedenlerle feshedildiği hususunun dinlenen davacı tanığı beyanlarıyla ispatlanmış olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosya içeriğine göre, feshin haksız olduğunun tespiti ile davacının kıdem ve ihbar tazminatının kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Taraflar arasında uyuşmazlık feshin sendikal nedene dayanıp dayanmadığı konusundadır.
Sendikal tazminat 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu"nun 25"inci maddesinde düzenlenmiş, işçilerin işe alınmalarının, belli bir sendikaya girmeleri veya girmemeleri veya belli bir sendikadaki üyeliği korumaları veya üyelikten istifa etmeleri şartına bağlı tutulamayacağı ilk fıkrada hükme bağlanmıştır. Sözü edilen maddenin ikinci fıkrasında ise, işverenin, sendika üyesi olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında, çalışma şartları veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayrım yapamayacağı kuralı getirilmiştir.
Dairemizce, sendikal tazminat davalarında ispat yükünün işçide olduğu hallerde, iş yerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin sayısı, hangi tarihlerde üye oldukları, üyelikten çekilen işçilerin olup olmadığı, iş yerinde çalışmakta olan işçilerin bulunup bulunmadığı, aynı dönemde yetki prosedürünün işletilip işletilmediği, iş yerinde önceki dönemlerde toplu iş sözleşmelerinin bağıtlanıp bağıtlanmadığı, yeni işçi alınıp alınmadığı ve alınmışsa yeni işçilerin sendikalı olup olmadığı gibi hususlarla, işverence ekonomik veya teknolojik nedenlere dayalı bir fesih yoluna gidilmesi durumunda teknik yönden bu durumun araştırılması gibi ölçütler belirlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece dinlenen davacı tanık beyanları doğrultusunda davacının iş akdine sendikal nedenle son verildiği kabul edilmiştir. Ne var ki, yapılan araştırma hüküm kurmaya elverişli değildir.
Davacı hakkında düzenlenen fesih ihbarnamesinde, davacının tekrarlanan şekilde iş yeri kurallarına ve düzenine aykırı tutum ve davranışlarda bulunduğu, yapmakla yükümlü olduğu görevleri yapmamakta ısrar ettiği, sürekli olarak aldığı doktor raporları ve rahatsızlıkları konusunda zamanında şirkete bilgi vermediği bildirilmiştir. Davacı ise, 12.10.2012 tarihinde sendika üyesi olması nedeniyle iş akdine son verildiğini öne sürmektedir. Davacı tanıklarından ... Ve ...’in işverene karşı açtıkları davalar olup husumetli oldukları anlaşılmış, diğer davacı tanığı ... "Davacı ile yaklaşık 8-9 ay birlikte çalıştık, davacı benden önce 2014 yılında işten ayrıldı. Davacı işten çıkarıldı ancak sebebini bilmiyorum. Davacının sendika üyesi olduğunu biliyorum, davacının işten çıkarılmasıyla sendika üyesi olmasının ilgisi olup olmadığını bilmiyorum ancak davalı şirketin sendika üyesi olunması konusunda olumsuz tavrı vardı. Her toplantıda amirlerimiz "zaman içinde sendikalıları yavaş yavaş eriteceğiz sendika üyesi olanları yavaş yavaş göndereceğiz" şeklinde bizlere söylüyorlardı" şeklinde, davalı tanıklarından ..., "Kasiyer olarak çalışan davacının Cuma"dan alıp Pazartesi"ye kadar olan raporları ve bu raporları zamanında getirmemesi aksamaya yol açıyordu, bu konuda kendisini biz sözlü olarak birçok defa uyardık, davacının tavırlarında herhangi bir değişiklik oluşmadı, davacının bu tavrı diğer çalışanların motivasyonunu etkiledi, bu nedenle davacının sözleşmesine son verdik, Davacının sendikalı olup olmadığını bilmiyorum, feshin sendikalı olmasıyla ilgisi yoktur," şeklinde, ... ise "Benim tazminatımı verin beni işten çıkarın" dedi. Diğer arkadaşların çalışma huzurunu olumsuz etkiledi. İstediğini elde edemeyince çok sık rapor almaya başladı ve raporları zamanında getirmedi sonradan bildirimlerini ve raporlarını sundu. davacıyı gelmediği günlerde telefonla aradık ancak kendisine ulaşamadık dedi. Kendisini işten çıkarmak için bir çok yolu denedi, biz önce sözlü olarak uyardık ancak davranışlarını ve huzur bozcu tavırları devam ettiği için tazminatsız iş akdini feshettik. Yazılı olarak da kendisine bildirdik. Davacının sendikal faaliyetleri olup olmadığını bilmiyoruz , istesek de iş veren olduğumuz için bu tarz bilgilere ulaşamıyoruz." şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dosya içerisinde, fesih bildirimine konu olan olaylarla ilgili olarak somut olarak tutulan tutanak, yazılı bildirim olmadığı gibi davacının 2013 ve 2014 yılları arasında son 1 yıl içinde aldığı rapor sayısının da haklı fesih sebebi teşkil etmeyeceği görülmüştür .
Dosya içerisinde yer alan ... Sendikası yazı cevabı ile sendikanın “işyerinde 01.04.2013 tarihinden itibaren sendikaya üye olan işçilerin işten çıkarılmaya başlandığı, o tarih itibariyle işyerinde çalışan işçi sayısının 551 kişi olduğu ve bunların 191"inin sendikalarına üye olduğunun tespit edildiği, bahsi geçen tarih itibari ile 26 kişinin işten çıkarıldığı, işten çıkarılanların tamamının sendika üyesi olduğu, 01.04.2013 tarihinden 21.05.2013 tarihine kadar geçen sürede sendika üyeliğinden istifa eden 17 kişi bulunmakta olduğu, sendika üyeliğinden istifa eden kişilerin davalı işyerinde çalışmaya devam ettikleri, üyelikten istifa ettirilen ve sendikaya üye olduğu İçin iş akdi feshedilenlerin sayısının davalı işyerinde sendikanın yetki almasını olumsuz etkilediği, yetki başvurusu yapılamadığı, davalı işyerinde işletme düzeyinde toplu iş sözleşmesi yapılacağından 6356 sayılı yasanın 41. Maddesi gereği yetki için 40 oranında çoğunluğun sağlanması gerektiği, işyerinde çalışan 551 kişinin %40 inin yani 220 kişinin üye kaydedilmesi gerektiği, yetkinin alınmasına az bir sayı kalmışken davalı işverenin, sendikanın gerekli çoğunluğu sağlamasının önüne geçmek için sendikaya üye olanları istifa ettirmesi ve istifa etmeyenlerin iş akdini feshetmesi yetkiyi alma girişimlerini olumsuz yönde etkilediği hususlarını bildirdiği ve Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının da sendikanın herhangi bir yetki tespit başvurusunda bulunmadığını bildirdiği görülmüştür.
Öncelikle sendika yazı cevabı ile 2013 Nisan ve Mayıs döneminde ki fesihlerle ilgili olarak bilgiler verildiği, davacının iş akdinin fesih tarih olan 08.11.2014 tarihine yönelik bilgiler verilmediği ve ayrıca davacının sendika üyeliğini gösterir kayıt fişinin de dosya içerisinde yer almadığı, dava dilekçesinde ki kendi beyanına göre 12.10.2012 tarihinde sendikaya üye olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar 2013 yılında işyerinde sendikal örgütlenme sebebine bağlı olarak bir kısım işçilerin iş akitleri feshedilmiş ve Dairemizce (Örneğin 2015/19829 esas, 2015/19831 esas ve 2015/19835 esas sayılı dosyalar) ve Kapatılan 7. Hukuk Dairesince ( Örneğin 2014/8199 esas sayılı dosyası) bu dönemdeki gerçekleşen fesihlerin sendikal sebebe dayandığı kabul edilmiş ise de davacının iş akdi bu dönemde gerçekleşen fesihlerden ve kendisinin sendikaya üye olduğunu iddia ettiği tarihten 2 yılı aşkın süre geçtikten sonra feshedilmiştir. Mahkemece davacının iş akdinin feshedildiği tarih itibari ile sendikal feshe yönelik bir araştırma yapılmamıştır. Yan deliller ile desteklenmedikçe husumetli tanık anlatımlarının tek başına hükme esas kabul edilmesi de mümkün değildir. Ancak, dosya içerisinde tanık anlatımlarını destekleyecek başka delillerin varlığı halinde bu tanıkların beyanlarına itibar edilmesi mümkündür. Bu itibarla dinlenen iki davacı tanığının husumetli olduğu diğer davacı tanığının da davacının iş akdinin sendikal sebeple sona erdirildiğine yönelik açık ve somut ve görgüye dayalı beyanda bulunmadığı görülmüştür.
Somut uyuşmazlık bakımından, iş akdinin sendika örgütlenmesini engellemek adına feshedilip feshedilmediğinin tereddütsüz tespiti önem arz etmektedir. Ancak, feshin sendikal sebebe dayanıp dayanmadığı hususunda yapılan araştırma ve inceleme yetersizdir. Dosya içeriğine göre işyerinde fesih tarihi itibari ile çalışan, sendikaya üye olan, üyelikten çekilen, üyelikten çekilenlerden çalıştırılan, işten çıkarılanlardan sendikalı olan ve sendikalı olup da işyerinde çalışması devam eden işçiler olup olmadığı, davacının iş akdinin feshedildiği tarihte işten çıkarılanlardan kaç tanesinin sendika üyesi veya sendikal faaliyeti nedeniyle işten çıkarılan olduğu, sendikaya üyeliği devam edip çalışmaya devam eden kaç işçinin bulunduğu dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır. Feshin sendikal nedene dayanıp dayanmadığı hususunun kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması için belirtilen yönlerden gerekli araştırmaya gidilmeli ve özellikle sendikaya üyelik kayıt fişi de dosya içerisine eklenerek fesih tarihi olan 08.11.2014 tarihi dikkate alınarak araştırmalar yapılmalı ve 2013 yılında gerçekleşen sendikal fesihlerin davacı işçi açısından emsal teşkil etmeyeceği de göz önünde bulundurularak toplanacak deliller dosya içeriği ile yeniden bir değerlendirmeye tabi tutularak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.