20. Ceza Dairesi 2019/1344 E. , 2019/4988 K.
"İçtihat Metni"
Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan hükümlü ... hakkındaki Diyarbakır 3.Ağır Ceza Mahkemesi"nin 16/07/2018 tarihli, 2010/15 esas ve 2010/401 sayılı ek kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 20/05/2019 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-)Konuyla İlgili Bilgiler:
İncelenen dosyadan;
1-Sanık hakkında, 13/10/2009 tarihli uyuşturucu madde ticareti yapma eyleminden dolayı Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 25/12/2009 tarihli, 2009/22413 soruşturma, 2009/9504 esas ve 2009/1052 sayılı iddianamesi ile sanığın TCK’nın 188/3 ve 53.maddeleri uyarınca cezalandırılması istemi ile kamu davası açıldığı,
2-Diyarbakır 3.Ağır Ceza Mahkemesi"nin 08/10/2010 tarihli, 2010/15 esas ve 2010/401 sayılı kararı ile sanığın TCK’nın 188/3 ve 53.maddeleri uyarınca 5 yıl 5 ay hapis ve 4.000TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün, sanık müdafiinin temyizi üzerine Yargıtay 10.Ceza Dairesi"nin 22/05/2012 tarihli, 2011/7109 esas ve 2012/9763 karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilerek 22/05/2012 tarihinde kesinleştiği,
3-Sanığın 12/07/2018 tarihli dilekçesi ile memnu hakların iadesi talebinde bulunması üzerine, kanun yararına bozma istemine konu Diyarbakır 3.Ağır Ceza Mahkemesi"nin 16/07/2018 tarihli, 2010/15 esas ve 2010/401 sayılı ek kararı ile; “Hükümlü ... hakkında mahkememizin 08/10/2010 gün 2010/15 esas 2010/401 karar sayılı ilamından dolayı MEMNU (YASAKLANMIŞ) HAKLARININ BULUNMADIĞININ TESPİTİNE” karar verildiği, kararın isitinaf yoluna gidilmeden kesinleşerek Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğüne gönderildiği,
4-Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce kanuna aykırılık ihbarında bulunulduğu, anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188/3 ve 52/2. maddeleri uyarınca 5 yıl 5 ay hapis ve 4.000,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına dair Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/10/2010 tarihli ve 2010/15 esas, 2010/401 sayılı kararının, Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 22/05/2012 tarihli ve 2011/7109 esas, 2012/9763 karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmesini müteakip, sanığın memnu hakların iadesi talebi üzerine, cezasının bihakkın tahliye tarihinde infaz edilmiş sayıldığından bahisle memnu haklarının bulunmadığının tespitine ilişkin Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 16/07/2018 tarihli ve 2010/15 esas, 2010/401 sayılı ek kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, sanığın uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan almış olduğu mahkûmiyet kaydının 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu"nun 9 ve geçici 2. maddeleri gereğince arşive alınmış olduğu ve aynı Kanun"un 6290 sayılı Kanun ile değişik 12. maddesi gereğince arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren yasaklanmış hakların geri verildiği tarihe göre arşivden silinme süresi hesaplanacağı, somut olayda Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesince hükümlünün cezasının bihakkın tahliye tarihi olan 12/03/2015 tarihinde infaz edilmiş sayılması nedeniyle, bu tarihten itibaren belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma cezası ve güvenlik tedbirlerinin sona ereceğinden bahisle memnu haklarının bulunmadığının tespitine ilişkin karar verildiği anlaşılmış ise de; sanığın mahkûmiyetin doğal neticesi olarak yasaklanan hakların geri verilmesi talebinde bulunulabileceği ve hakkındaki adlî sicil arşiv kaydının bulunmasının yasaklanmış hak kavramına dahil olduğu, mahkemesince yapılacak değerlendirmede sanığın daha sonra yeni bir suç işleyip işlemediği incelenerek, hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda kanaate ulaşılması durumunda yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/07/2018 tarihli ve 2010/15 esas, 2010/401 sayılı ek kararının bozulması istenilmiştir.
C-)Konunun Değerlendirilmesi:
Yapılan incelemede;
Sanığın “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan almış olduğu mahkûmiyet kaydının 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu"nun 9 ve geçici 2. maddeleri gereğince arşive alınmış olduğu ve aynı Kanun"un 6290 sayılı Kanun ile değişik 12. maddesi gereğince arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren yasaklanmış hakların geri verildiği tarihe göre arşivden silinme süresi hesaplanacağı, somut olayda Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesince hükümlünün cezasının bihakkın tahliye tarihi olan 12/03/2015 tarihinde infaz edilmiş sayılması nedeniyle, bu tarihten itibaren belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma cezası ve güvenlik tedbirlerinin sona ereceği gerekçesiyle memnu haklarının bulunmadığının tespitine ilişkin karar verildiği anlaşılmıştır. Sanığın, mahkûmiyetin doğal neticesi olarak yasaklanan hakların geri verilmesi talebinde bulunulabileceği ve hakkındaki adlî sicil arşiv kaydının bulunmasının yasaklanmış hak kavramına dahil olduğu, mahkemesince yapılacak değerlendirmede sanığın daha sonra yeni bir suç işleyip işlemediği incelenerek, hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda kanaate ulaşılması durumunda yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup, kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D-)Karar:
Açıklanan nedenlerle;
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 16/07/2018 tarihli ve 2010/15 esas, 2010/401 sayılı ek kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 02/10/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.