Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/4500
Karar No: 2011/2475
Karar Tarihi: 25.04.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/4500 Esas 2011/2475 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/4500 E.  ,  2011/2475 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi

    ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki elatmanın önlenmesi davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Şanlıurfa 2. Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 17.06.2010 gün ve 623/662 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı ... tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı vekili, dava dışı kişiler adına tapuda kayıtlı bulunan 101 ada 1 parselin 34 dönümlük kısmının vekil edeni tarafından zilyet ve tasarruf edildiğini, toplam 100 dönüm olduğunu, vekil edeniyle davalılar arasında rızai taksim sonucu herkesin kendilerine düşen yeri kullandıklarını, 34 dönümlük kısım üzerinde vekil edeni tarafından tarım yapıldığını, ekilen buğdayların davalı ... ile oğlu Halil tarafından gizlice biçilip götürdüklerini, ayrıca diğer davalıların buraya mısır ekerek tecavüzde bulunduklarını açıklayarak 34 dönümlük yere yapılan müdahalenin önlenmesine, davalıların ektiği mısırın tohum bedeli ile ekim masrafının asgari bedelinin tespiti ile davalılardan alınarak davacıya ödenmesine ve davalılarca ekilen mısırın davacıya mal edinilmesine karar verilmesini istemiş, 12.05.2010 tarihinde ıslah dilekçesiyle de toplam 5328,26 TL ecrimisil gelirinin davalılardan alınarak vekil edenine ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalılara dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamışlardır.
    Mahkemece, “davalı ...’a karşı açılan müdahalenin önlenmesi davasının kabulüne, taşınmazın 34 dönümlük kısmındaki haksız işgaline son verilerek buradan men’ine, boş olarak davacı tarafa teslimine, diğer davalılara karşı açılan müdahalenin önlenmesi davasının reddine, 5328,26 TL zararın davalı ...’dan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Davalı ... temyiz dilekçesinde; dava dilekçesinin kendisine tebliğ edilmediğini ve yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, 1 yıllık yargılama süresinin yokluğunda yapıldığını, ecrimisile hükmedilmesinin ve davanın kabulüne karar verilmesinin haksız olduğunu belirterek hükmün esastan bozulmasına karar verilmesini istemiştir. Temyiz üzerine yapılan incelemede; davalı ... adına dava dilekçesinin tebliğine ilişkin tebligat işleminin 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21. maddesince yapıldığı, tebligat mazbatasının köy muhtarı ...’e bırakıldığı, 2 nolu ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı açıklanmış, ancak komşusuna haber verilmediği saptanmıştır. 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21.maddesi uyarınca; “… Adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir” açıklamasına yer verilmiştir. Aynı Kanuna bağlı
    Tüzüğün 28. maddesinde de; muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhmetel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amir veya memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp, altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak imzalaması gerekir," denilmiştir. Anılan açıklamalar karşısında yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu açıktır. Öte yandan, HUMK.nun 73. maddesinde; “Kanunun gösterdiği istisnalar haricinde hakim her iki tarafı istima veyahut iddia ve müdafalarını beyan etmeleri için kanuni şekillere tevfikan davet etmedikçe hükmünü veremez” denilmektedir. Bu durum karşısında yöntemine uygun bir biçimde davet edilmeyen davalı ... hakkında hüküm kurulmuş bulunması Anayasanın 36. maddesi uyarınca savunma hakkının kısıtlanması anlamına gelmektedir. T.C Anayasasının 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir” denildiğine göre, taraf teşkilinin yöntemine ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak sağlanması bakımından gözönünde tutulmalıdır. Bu bakımdan öncelikle yöntemine uygun bir biçimde dava dilekçesiyle bozma ilamının ve hükmün birlikte davalı ...’a tebliği gerekmektedir.
    Bundan ayrı, davacının hangi şekilde davalılarla birlikte tapuda Feryal Yetkin, Süheyla Melik ve Feyza Karavelioğlu adlarına paylı mülkiyet şeklinde kayıtlı bulunan 110 ada 1 sayılı parseli tasarruf ettikleri, ortada bir takasın bulunup bulunmadığı, neye dayanarak taşınmazı aralarında bölüştürmek suretiyle kullandıkları hususlarında HUMK.nun 75, 213 ve 230. maddeleri gereğince davacı isticvap olunarak anılan hususların sorulması ve dava dilekçesinin kapsamına dayanılarak kendisinden gerekli açıklamalarda bulunulmasının istenmesi, davalı ...’a tanık ve delillerini bildirmesi için kendilerine süre ve imkan tanınması, taraf tanıklarının ve yerel bilirkişilerin uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle HUMK.nun 258, 259 ve 265.maddeleri gereğince keşifte dinlenmelerinin sağlanması, zilyetliğin sürdürülüş biçimi ve tasarruf konusunda bilgilerine başvurulması, toplanacak bilgiler çerçevesinde davanın TMK.nun 981 ve devamı maddelerinde yer alan zilyetliğin korunması davası mı yoksa aynı kanunun 683. maddesi uyarınca açılan ayni hakka ilişkin devamı olduğu konusunda gerekli nitelendirmenin yapılması, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan, eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davalı ...’ın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 25.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi