Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2019/277 Esas 2021/4843 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/277
Karar No: 2021/4843
Karar Tarihi: 22.04.2021

Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2019/277 Esas 2021/4843 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanıklar, Ziraat Bankası Suruç şubesine ait bir çeki kullanarak katılanın iş yerinden sipariş ettiği malları alıp, çekin karşılığı ödeme yapmayarak nitelikli dolandırıcılık suçu işlemişlerdir. Sanık ... hakkında suçun sabit olduğuna dair deliller olduğundan dolayı mahkumiyet kararı verilmiş, diğer sanık ... ise savunmasında suça iştirak etmediğini belirtmiş ve yeterli delil bulunamadığı için suçtan beraat etmiştir. Kararda, TCK'nın 158/1-f-son, 62, 52/2-4 ve 53. maddeleri yer almaktadır. 158/1-f-son maddesi nitelikli dolandırıcılık suçunu, 62. madde kefaleti,52/2-4. maddeleri ise çek suçunu düzenlerken, 53. madde ise resmi belgede sahtecilik suçunu tanımlamaktadır.
(Kapatılan)15. Ceza Dairesi         2019/277 E.  ,  2021/4843 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
    HÜKÜM : Sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan TCK"nın 158/1-f-son, 62, 52/2-4 ve 53. maddeleri gereğince ayrı ayrı mahkumiyet

    Nitelikli dolandırıcılık suçundan, sanıkların mahkûmiyetine ilişkin hükümler, sanık ... ve müdafii ile sanık ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    Ziraat Bankası Suruç şubesine ait, sanık ... adına, 6.350TL bedelli, 30/05/2008 keşide tarihli suça konu çekin, sanık ... ve çekin arkasında cirosu bulanan kardeşi ... tarafından katılan ..."nın işyerinde sipariş edilen malların bedeli olarak verildiği, katılanın bu çekin karşılığı olarak sipariş edilen malları gönderdiği, çekin bankaya ibrazında karşılığının bulunmadığının anlaşıldığı, bunun üzerine katılan vekili tarafından sanık ... hakkında karşılıksız çek keşide etme suçundan dolayı şikayette bulunulduğu ancak sanık ..."ın, dava konusu çekteki yazı ve keşideci imzasının kendisine ait olmadığını beyan ettiği, daha sonra sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından dolayı yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda; çekteki birinci ciranta hanesindeki ... yazı ve imzasının sanık ... eli ürünü olduğu, ikinci ciranta hanesindeki ... yazı ve imzasının tanık olarak dinlenen ..."ın eli ürünü olduğu, diğer tanzim yazıları ve keşideci imzasının sanıkların ve tanık ..."ın eli ürünü olmadığının tespit edildiği, sanıkların kardeşi olan tanık ... hakkında da nitelikli dolandırıcılık ile resmi belgede sahtecilik suçlarından dolayı hakkında suç duyurusunda bulunulduğu, bu şekilde sanıklar Nihat ve ...’ın hileli eylemlerle katılan aleyhine haksız menfaat temin etmek suretiyle nitelikli dolandırıcılık ile resmi belgede sahtecilik suçlarını işledikleri iddia olunan somut olayda;
    1- Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin yapılan temyiz incelemesinde;
    Sanık savunması, katılan beyanı, tanık beyanı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın üzerine atılı eylemin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 23/01/2018 karar tarihli 2015/962 Esas ve 2018/16 Karar numaralı ilamında da belirtildiği üzere; 5237 sayılı TCK"nın 52/4. maddesindeki düzenlemeye aykırı olmaması ve 5275 sayılı Kanun"un 106/3. maddesinde 18/06/2014 tarihinde yapılan değişikliğin ve Anayasa Mahkemesinin TCK"nın 53. maddesine ilişkin olup, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
    2- Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin yapılan temyiz incelemesinde;
    Sanığın tüm aşamalarda “eskiden ayakkabıcılık işi yaptığını, Ziraat Bankası Suruç şubesine bağlı çek hesabının bulunduğunu, üniversiteye giderken çekleri bankaya iade edemediğini, evinde bıraktığını, temyiz dışı diğer sanık olan ağabeyi ...’ın rızası dışında evden dava konusu çeki alarak imzalayıp katılana vermiş olduğunu diğer ağabeyi ...’dan öğrendiğini, söz konusu çek ile bir ilgisinin olmadığını, bu çek dışında başka çeklerin de ağabeyi tarafından kullanıldığını, olaydan daha sonra haberdar olduğunu ve ne yapabileceğini araştırdığında, kendisine çeklerle ilgili bir dava açılarsa itiraz etmesini söylediklerinden dolayı ödemeden men yasağı talebinde bulunmadığını ve ağabeyi Feridun’un eyleminden dolayı şikayetçi olduğunu” beyan etmesi karşısında, sanığın savunmasının aksine diğer sanık ...‘un eylemine iştirak ettiğine dair mahkumiyetine yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilememesi nedeniyle, atılı suçtan beraatine hükmedilmesi gerekirken, yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine hükmedilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.04.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.