Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/2435
Karar No: 2011/2467
Karar Tarihi: 25.04.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/2435 Esas 2011/2467 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/2435 E.  ,  2011/2467 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

    ... ile ... Belediye Başkanlığı aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 31.12.2008 gün ve 102/748 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili ile ...Belediye Başkanlığı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Davacı dava dilekçesinde; mevkii ve sınırlarını açıkladığı taşınmazın ölen eşi Mustafa Demir tarafından 31.08.1959 tarihinde 304.000.000 TL bedelle davalı belediyeden satın aldığını, bedelini ...İş Bankasına yatırdığını, daha sonra üzerine iki katlı ahşap ev yaptığını, eşinin 20.03.1962 tarihinde öldüğünü, 1966 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmazın belediye adına tescil edildiğini açıklayarak mülkiyetin tespiti ile kendi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ...Belediye Başkanlığı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3.maddesi gereğince hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hükmün, esası davacı ... vekili, vekalet ücreti yönünden ise davalı belediye vekili taraflarından temyiz edilmiştir.
    Dava; kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 766 sayılı Tapulama Kanununun 33 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddeleri gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Uyuşmazlık konusu taşınmaz üzerinde yapılan keşifte teknik bilirkişi ...tarafından dosyaya sunulan 12.03.2008 tarihli rapor ve krokide; dava konusu taşınmaz, 91,97 m2 yüzölçümlü olup, 218 ada 37 sayılı parsel ile belediye adına tapuda kayıtlı olduğu, üzerinde bulunan binanın açık sundurma olan kısmının 218 ada 7 ve diğer uç çıkıntısının ise aynı ada 36 sayılı parsele tecavüzlü bulunduğu açıklanmıştır. 218 ada 7 ve 36 sayılı parsellerin belediyeyle ilgisinin bulunmadığı, özel şahıslara ait olduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmıştır. Dava konusu 218 ada 37 sayılı parsel ...Tapu Sicil Müdürlüğünün 16.12.2008 gün ve 123/3406 sayılı karşılık yazılarına göre; aynı ada 6 sayılı parselin ifrazı sonucu oluşmuştur. 2613 sayılı Kanun hükümleri uyarınca 1964 yılında yapılan şehir kadastrosunda; 218 ada 6 sayılı parsel 26.07.1966 -26.09.1966 tarihleri arasında askıya çıkartılmış olup, itiraz edilmeksizin 27.09.1966 tarihinde kesinleşmiştir. Yüksek Yargıtay uygulaması uyarınca 766 sayılı Tapulama Kanununun 31/2 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3.fıkralarında yer alan on yıllık hak düşürücü süre 2613 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılan kadastro çalışmaları bakımından da uygulanmaktadır. Dava; 28.02.2007 tarihinde açılmıştır. Kadastro tutanağının kesinleştiği 27.09.1966 tarihinden davanın açıldığı 28.02.2007 tarihine kadar 766 sayılı Tapulama Kanununun 31/2 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3.fıkrasında öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş bulunması nedeniyle yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığından davacı vekilinin işin esasına yönelik tüm temyiz itirazlarının reddi ile yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ONANMASINA,
    Davalı belediye vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince: Davalı belediye davada kendisini vekille temsil ettirmiştir. Davacı HUMK.nun 465 ve devamı maddeleri gereğince adli yardım isteğinde bulunmuştur. Mahkemece gerekli araştırma ve inceleme yapıldıktan sonra 23.11.2007 tarihli yargılama oturumu ara kararıyla davacının adli yardımdan yararlandırılmasına karar verilmiştir. HUMK.nun 465 ve devamı maddeleri gereğince, kural olarak verilen adli yardım kararlarının hüküm kesinleşinceye kadar varlıklarını sürdürdüklerinin kabulü gerekir. Bu kabul, hak arama özgürlüğünün (Anayasa m.36) ve adil yargılama hakkını öngören Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 6. maddesinin bir gereği olarak kabul edilmelidir. Adli yardım kararı verilen kişiler bakımından her türlü yargılama giderleri, harç ve masraflar, tanık ve bilirkişi ücretleriyle, tebligat masrafları v.s. Devlet tarafından karşılanır. Adli yardımdan yararlanan kişi geçici olarak açıklanan giderlerden bağışık sayılır ve davayı kaybettiği takdirde vekalet ücreti dahil yapılan tüm giderlerin kendisinden tahsiline karar verilir (HUMK m. 471,472). Somut olayda; davacı hak düşürücü süre nedeniyle davayı kaybettiğine göre gerek davalı tarafın yapmış olduğu ve gerekse kendisinden adli yardım nedeniyle alınmamış olan harç ve masrafları ödemeye mahkum edilir. Somut olayda davacı, davayı kaybetmiştir. O halde vekalet ücreti ödemeye de mahkum edilmesi gerekir. Saptanan bu somut ve hukuki olgular karşısında davalı belediye yargılama oturumlarında kendisini vekille temsil ettirdiğine göre karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca davalı belediye yararına avukatlık ücreti takdir ve tayini gerekirken davacının adli yardımdan yararlandığı gerekçesiyle davalı belediye yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
    Davalı ...Belediyesi vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1,25 TL’nın temyiz eden davacıdan alınmasına ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı ...Belediye Başkanlığına iadesine 25.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi