4. Hukuk Dairesi Esas No: 2020/1431 Karar No: 2020/4412 Karar Tarihi: 16.12.2020
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2020/1431 Esas 2020/4412 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2020/1431 E. , 2020/4412 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 11/02/2010 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/04/2018 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosya kapsamından, davalılardan ...’a gönderilen gerekçeli karar tebligatının, isim ve imzadan imtina eden komşunun beyanı ile muhatabın işte olduğu anlaşıldığından Tebligat Kanunu’nun 21/1 maddesine göre muhtara tebliğ edildiği, ayrıca davacı vekilinin temyiz dilekçesinin anılan davalıya tebliğ edilmediği görülmektedir. Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkânsızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır. Madde bu haliyle iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki “adreste bulunmama”, diğeri ise “tebellüğden imtina”dır. Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30. maddesinin birinci fıkrasında; “Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/12/2004 gün, 2004/12-765 esas, 2004/730 karar sayılı ilamında; beyanda bulunan komşunun açık kimliğinin tebliğ mazbatasında gösterilmediği durumda, tebliğ memurunun gerçekten muhatabın adresine gittiği fakat bulamadığı hususunun belgelenmediği, yapılan işlemin tebliğ memurunun soyut beyanından ibaret kaldığı belirtilmiştir. Somut olayda; tebliğ mazbatasında davalılardan ...’un işte olduğunu beyan eden komşusunun kim olduğu belirtilmemiştir. Yukarıda anılan Kanun ve Yönetmelik hükümleri ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı uyarınca adı geçen davalıya gerekçeli kararın tebliği usulsüzdür. Şu durumda mahkemece davalılardan ...’a gerekçeli kararın ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin usulüne uygun tebliği sağlanıp yasal temyiz süresi beklenildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtaya yeniden gönderilmesi için dosyanın geri çevrilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılıp eksiklikler tamamlandıktan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay’a yeniden gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 16/12/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.