10. Hukuk Dairesi 2014/5687 E. , 2015/1520 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, çalışma sürelerinin aidiyeti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı... Başkanlığı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, davacının çalışma sürelerinin kendisi ile aynı adı taşıyan davalı ..."in çalışma sürelerinden ayrılması ve aidiyeti istenilen çalışmaların davacıya ait olduğunun tespitine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi olup, anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
Davacı vekili dilekçesinde, davacının 1985 yılında..... ilk işe girişinin yapıldığını, bu işyerinde 1991 yılı Ağustos ayına kadar devamlı çalıştığını, 1991 yılı Ağustos ayından 1992 yılı Kasım ayına kadar askerlik hizmetini yaptığını, 1992 yılı Kasım ayında ....i unvanlı işyerinde işe başladığını, 1998 yılı Şubat ayına kadar da burada kesintisiz çalıştığını, 1998 yılı Mart ayında .... unvanlı işyerinde çalıştığını ve 04.04.1998 tarihine kadar bu işyerinde çalışmasının devam ettiğini, bu tarihten sonra Almanya"ya gidip orada çalıştığını, belirtilen işyerlerindeki çalışmaların davacıya ait olduğunun tespitini istemiştir. Davalı ..."in hizmet döküm cetvelinin incelenmesinde, 10.12.1985-25.12.1985 tarihleri arasında ... sicil numaralı işyerinde, 15.05.1986 tarihinde ... sicil numaralı işyerinde, 01.11.1986-01.11.1986 tarihinde ...sicil numaralı işyerinde,
05.10.1987-31.01.1989 tarihinde....sicil numaralı işyerinde, 01.03.1988-15.5.1988 tarihinde... sicil numaralı işyerinde, 01.09.1988-31.12.1988 tarihinde... sicil numaralı işyerinde, 01.02.1989-31.07.1990 tarihinde... sicil numaralı işyerinde, 01.08.1990-31.01.1991 tarihinde ...sicil numaralı işyerinde, 01.10.1991-31.12.1991 tarihinde .... sicil numaralı işyerinde, 15.06.1993-02.07.1993 tarihinde... sicil numaralı işyerinde, 01.12.1992-25.02.1998 tarihinde... sicil numaralı işyerinde, 01.11.1995-31.10.1997 tarihinde, ... sicil numaralı işyerinde çalışmalarının göründüğü anlaşılmaktadır. Ancak, mahkemece ... sicil numaralı işyerindeki çalışma, hem davacı, hem de, davalı adına tespit edilmiş, hizmet döküm cetvelinde belirtilen bazı işyerlerine ait çalışmaların ise davacıya veya davalıya aidiyetine ilişkin herhangi bir hüküm kurulmamıştır.
Bu bakımdan öncelikle, hizmet dökümünde belirtilen işveren şirketlere ilişkin uyuşmazlık konusu dönemi içerir tüm sigorta primleri bordroları ile bu bordrolarda bildirimleri yapılan sigortalıların hizmet cetvelleri Kurumdan, taraflara ait kişisel dosyalar ile tüm bilgi ve belgeler de işverenden getirtilmeli, davalı ... adına yapılan bildirimler şüpheye mahal vermeyecek şekilde belirlenmeli, ayrıca, işe giriş bildirgelerinin asılları getirtilmeli, gerektiğinde aslı üzerinde sigortalıya atfen imza atılmış ise, imza incelemesi yapılmalı, işveren tarafından Kuruma verilmiş dönem bordrolarında kayden çalışması görünen başka bordro tanıklarının re’sen beyanına başvurulmalı; belirdiği takdirde, anlatımlar arasındaki çelişkiler giderilmeli, aidiyet tespiti istenen çalışmaların gerçekte kime ait olduğu kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya konulmalı, toplanan tüm kanıtlar birlikte değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.