Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2019/2983
Karar No: 2021/508
Karar Tarihi: 16.02.2021

Danıştay 13. Daire 2019/2983 Esas 2021/508 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/2983
Karar No : 2021/508

DAVACI : ... Elektrik Üretim A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. …
DAVALI : … Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

DAVANIN KONUSU :
15/06/2019 tarih ve 30802 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Elektrik Piyasasında Üretim Faaliyetinde Bulunmak Üzere Su Kullanım Hakkı Anlaşması İmzalanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'in 13. maddesinin 4. fıkrasının son cümlesi ile 21. maddesinin 2. ve 3. fıkralarının iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI :
İptali talep edilen Yönetmelik maddelerinde yetki aşımı bulunduğu, maddelerin hukukun genel ilkelerine ve normlar hiyerarşisine aykırı olduğu, Yönetmeliğin 3. maddesinde dayanak mevzuat gösterilmiş olmasına karşın, dayanak olarak yer verilen mevzuat incelendiğinde iptali istenen Yönetmelik maddelerinin yürürlüğe konması için davalı idareye yetki verilmediğinin görüldüğü, Yönetmelik maddeleri ile, temel hak ve özgürlüklere ölçülülük ilkesine aykırı olacak şekilde sınırlama yapıldığı, Yönetmeliğin 21/2. maddesinde, DSİ’ye ödenmesi gereken ortak tesis bedelinden kaynaklanan ödemelerin vadesinde yapılmaması hâlinde vadesinde yapılmayan üçüncü ödemeyi müteakip herhangi bir bildirim yapılmaksızın sözleşmenin feshedileceği yönünde yapılan düzenlemenin idarî yaptırım niteliğinde olduğu, eylemler ile yaptırımlar arasında adil bir dengenin bulunması gerektiği, zamanında ödeme yapılmasını amaçlayan Yönetmelik maddesinde, tahsili mümkün bir alacak için sözleşmenin feshedilmesine yönelik yapılan düzenlemenin ölçülülük ilkesine aykırılık oluşturduğu, Yönetmeliğin 13/4. maddesinde, lisansın sona ermesi, iptali ya da su kullanım hakkı anlaşmasının feshi hâllerinde işletme aşamasında bulunan tesislerin durumuna ilişkin hususların DSİ ve EPDK tarafından ayrıca belirleneceği kuralı ile Yönetmeliğin 21/3. maddesinde enerji üretim tesisinin çalışır vaziyette tüm taşınmazları ile birlikte DSİ’ye devredileceğine ilişkin kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu, ...HES’in kurulması için 31.250.000,00-TL harcama yapıldığı, lisans süresi sonuna kadar da yaklaşık 5 milyon ABD doları daha harcama yapılmasının beklendiği, ...HES’in tüm malzeme ve ekipmanları ile bugünkü değerinin takriben 28.031.329,00-TL olduğu, tesisin yap-işlet-devret modeli ile çalıştırılmadığı, serbest ticaret hükümleri çerçevesinde üretim yaptıkları, herhangi bir yıllık üretim ya da gelir garantisine sahip olmadıkları ileri sürülmüştür.
DAVALININ SAVUNMASI :
Usule ilişkin olarak, davanın süresinde açılmadığı, DSİ Genel Müdürlüğü’nün de hasım mevkiine alınması gerektiği; esasa ilişkin olarak ise, davacı şirketin imzalamış olduğu SKHA’nın 20. maddesinde, mevzuatta meydana gelecek değişikliklerin anlaşmaya aynen yansıtılacağının kabul edildiği, Yönetmeliğin 14/3. maddesinin son cümlesinde yer verilen kurala mülga Yönetmelik döneminde de yer verildiği, su kullanım hakkı anlaşmasının EPDK’nın verdiği lisansa göre imzalandığı, bu nedenle üretim lisansının sona ermesi ya da iptali gibi durumlarda SKHA’nın akıbetinin düzenlenmesi gerektiği, hidroelektrik santrallerinin her iki kurumu da ilgilendirdiği, bu konudaki belirsizliklerin söz konusu hidroelektrik santrallerinin uzun süre atıl vaziyette kalmasına neden olabileceği, Yönetmeliğin 21/2. maddesinde yer verilen kurala benzer bir kuralın Yönetmeliğin EK-1 35. maddesinde de yer verildiği, kamu adına yürütülen hizmet nedeniyle doğan alacağın tahsiline ilişkin olarak düzenleme yapılmasında kanuna aykırı bir durumun bulunmadığı, özellikle ortak tesis bedelinin, söz konusu tesisler için kamu kaynakları kullanılarak yapılan yatırımın geri ödenmesi olduğu dikkate alındığında bu bedelin ödenmemesinin şirketlerin keyfiyetine bırakılmayacak kadar önemli olduğu, tesis için Devlet tarafından yapılan harcamaların tesisin işletilmesiyle kâr eden şirket tarafından geciktirilmeksizin ödenmesi gerektiği, borçlarını vadesinde ödeyen şirketler ile ödemeyen şirketler arasında haksız rekabete yol açıldığı, öte yandan, sözleşmeye aykırı davranışın sözleşmenin feshini zaten gerektirdiği, Yönetmelikte bu durumun 3 taksitin ödenmemesi şeklinde kurala bağlandığı, Yönetmeliğin 21/3. maddesinin, DSİ tarafından inşa edilen ve enerji üretimi ile ilgili kısımlarının özel sektör tarafından yapılan tesisleri kapsadığı, üretim lisansının süreli lisans olduğu, sürenin sonunda lisansın hükümsüz hâle geldiği, bu durumda davacının tesis üzerinde herhangi bir hakkının kalmayacağı, lisansın sona ermesinden sonraki dönemi düzenleyen maddeye davacının itiraz etmesinin yersiz olduğu, aksi hâlde Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki suların süresiz olarak şirketlerin hizmetlerine bırakılması anlamına geleceği, dava konusu edilen düzenlemelerin hukuka uygun olduğu savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NIN DÜŞÜNCESİ : Dava konusu Yönetmelik düzenlemelerinin iptali gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI …'UN DÜŞÜNCESİ :
Dava; 15/06/2019 günlü ve 30802 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Elektrik Piyasasında Üretim Faaliyetinde Bulunmak Üzere Su Kullanım Hakkı Anlaşması İmzalanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'in 13. maddesinin 4. fıkrasının son cümlesi ile 21. maddesinin 2. ve 3. fıkralarının iptali istemi ile açılmıştır.
Dava konusu Elektrik Piyasasında Üretim Faaliyetinde Bulunmak Üzere Su Kullanım Hakkı Anlaşması İmzalanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin; "Amaç" başlıklı 1. maddesinde; "Bu Yönetmeliğin amacı; 14/3/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu hükümlerine göre piyasada faaliyet gösteren veya gösterecek tüzel kişiler tarafından hidroelektrik enerji üretim tesisleri kurulması, işletilmesi ve üretim lisansları için DSİ ile tüzel kişiler arasında düzenlenecek su kullanım hakkı anlaşmalarında ve belediyeler tarafından hidroelektrik enerji üretim tesisleri kurulabilmesine ilişkin başvurularda uygulanacak usul ve esasları düzenlemektir." hükmü;
"Su kullanım hakkı anlaşmasına ilişkin hükümler" başlıklı, 13. maddenin 4. fıkrasının son cümlesinde; "Lisansın sona ermesi, iptali veya Su Kullanım Hakkı Anlaşmasının feshi hallerinde inşa/işletme aşamasındaki tesislerin durumuna ilişkin hususlar DSİ ve EPDK tarafından ayrıca belirlenir." hükmü;
"Şirketin yükümlülükleri ile ilgili esaslar" başlıklı 21. maddenin; 2. fıkrasında, "Şirketin, DSİ’ye ödenmesi gereken Havza Hidrolojik Gözlem Değerlendirme ve Kontrol Hizmet Bedeli, Hidroelektrik Kaynak Katkı Payı Bedeli veya Ortak Tesis Bedelinden kaynaklanan ödemelerini vadesinde yapmaması halinde vadesinde yapılmayan üçüncü ödemeyi müteakip herhangi bir bildirimde bulunulmaksızın su kullanım hakkı anlaşması idarece fesh edilir. Su kullanım hakkı anlaşmasının İdarece feshedildiği ilgililerine ve EPDK’ya ayrıca bildirilir." hükmü;
3. fıkrasında ise; "DSİ tarafından inşa edilmekte olan/edilmiş projeler kapsamında, HES kısmı şirket tarafından yapılan hidroelektrik enerji üretim tesislerinde, lisans süresi sonunda şirket herhangi bir hak talep etmeden hidroelektrik enerji üretim tesisini enerji üretir vaziyette, tesise ait tüm taşınmazlar ile birlikte DSİ’ye devreder." hükmü yer almaktadır.
Davacı şirketin imzalamış olduğu, Su Kullanım Hakkı Anlaşmasının 20. maddesinde; " Bu anlaşma hükümleri 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile bu kanunda yapılabilecek her türlü değişikliğe dayalı olarak çıkarılacak yönetmelik ve tabliğ hükümleri doğrultusunda değiştirilecektir. Benzer şekilde diğer ilgili mevzuatta meydana gelebilecek değişikliklerde anlaşmaya aynen uyulacaktır. Ancak mevzuat değişikliği nedeniyle şirket DSİ'den herhangi bir talepte bulunamaz." hükmü yer almaktadır.
Su Kullanım Hakkı Anlaşması, EPDK'nın verdiği üretim lisansına bağlı olarak imzalanmaktadır. Üretim lisansının sona ermesi veya iptali gibi durumların, Su Kullanım Hakkı Anlaşmasına olan etkilerinin düzenlenmiş olması gerekmektedir. Milli bir servet olan hidroelektrik üretim tesislerinin, düzenlemedeki belirsizlikler sonucu uzun süre atıl kalması, milli servet kaybına neden olacağından, bu husus gerek EPDK gerekse de DSİ'yi ilgilendirdiğinden, hangi kurumun ne yapacağı yolunda, dava konusu ifade ile bir düzenleme getirilmesi, önemli bir milli servet olan hidroelektrik enerji üretim tesislerinin, yönetmeliğin öngördüğü şekilde işletilmesini sağlamaya yöneliktir.
Davacı şirketin iptalini istediği, Yönetmeliğin 21. maddenin; 2. fıkrasındaki hükme benze bir düzenleme, aynı Yönetmeliğin EK-1 35. maddede yer almaktadır. Söz konusu maddede; "şirketin, bu anlaşmanın herhangi bir maddesindeki sorumluluk ve yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde oluşacak her türlü zarar, ziyan ve hukuki sorumluluk şirkete aittir. DSİ bu durumda anlaşmayı feshedebilir, Anlaşmanın feshi veya lisansın sona ermesi halinde, şirketin önceden oluşan hukuki sorumluluğu ortadan kalkmaz" düzenlemesi mevcuttur.
Ortak tesis bedelinin, söz konusu tesisler için kamu kaynakları kullanılarak yapılan yatırım bedelinin geri ödemesi olduğu dikkate alındığında, bu bedelin vadesinde ödenmemesi hususunun neticelerinin düzenlenmesinin hukuka aykırı olmadığı açıktır. Bu nedenle, Su Kullanım Hakkı Anlaşması ile ödemeyi kabul ettiği yükümlülüğünü yerine getirmeyen davacı şirketin, sözleşmesinin feshinde hukuka aykırı bir durum söz konusu değildir. Çünkü, tesisin işletmede olmasına ve enerji satışı devam etmesine rağmen, tesisi işleten davacı şirketin, söz konusu borçları ödememesi kamu zararına sebebiyet vermektedir. Bu husus ayrıca, Su Kullanım Hakkı Anlaşması'ndan doğan borçlarını vadesinde ödeyen şirketler ile vadesinde ödemeyen şirketler arasında, haksız rekabete yol açmakta, borcunu ödemeyen şirketlerin sebepsiz zenginleşmesine neden olmaktadır.
Diğer taraftan, yukarıda belirtilen Yönetmeliğin Ek-1 35. maddesindeki hükmü uyarınca, sözleşmeden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi tek başına sözleşmenin feshedilmesi hakkını doğurmakta iken, davaya konu edilen düzenleme ile, 3. taksidin vadesinde ödenmemesi halinde sözleşmenin feshedileceği yolunda bir düzenleme getirilmiş olması, davacı şirket aleyhine bir durum değildir.
Davaya konu edilen Yönetmeliğin 21. maddesinin 3. fıkrası, DSİ tarafından inşa edilen ve enerji üretimi ile ilgili kısımları 6446 sayılı Kanun kapsamında özel sektör tarafından yapılan tesisleri içermektedir.
EPDK tarafında, davacı şirkete verilmiş olan lisans süreli bir lisanstır. Lisans süresi sonunda, verilmiş olan lisans geçersiz hale gelmektedir. Lisansın geçersiz hale gelmesi ile, Su Kullanım Hakkı Anlaşması da hükmünü kaybetmektedir. Diğer bir değişle, davacı şirketin, lisansının geçersiz hale gelmesi ve Su Kullanım Hakkı Anlaşmasının hükümsüz kalması sonucu, tesis üzerinde herhangi bir hakkı kalmamaktadır.
Davaya konu edilen, Yönetmeliğin 21. maddesinin 3. fıkrası, lisansın olmadığı işletme süresinden sonraki süreci düzenlemektedir.
Bu nedenle, davacı şirketin, aktif oyuncu olarak yer almadığı, diğer değişle, lisansın olmadığı işletme süresinden sonraki sürece ilişkin iddialarında yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesince duruşma için taraflara önceden bildirilen 16/02/2021 tarihinde, davacı vekili Av. …'nin ve davalı idare vekili Hukuk Müşaviri …'un geldiği, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Davacı şirket, 24/11/2003 tarihinden itibaren 49 yıl hidroelektrik üretim tesisinde faaliyette bulunmak üzere elektrik üretim lisansı sahibidir. DSİ ile arasında 26/03/2003 tarihinde ...HES’in işletilmesi ve işletme esnasında su kullanımına ilişkin esasların düzenlenmesi ve DSİ’ye ödenecek ortak tesis bedellerinin ödeme şeklinin tespiti amacıyla su kullanımına ilişkin işletme esasları hakkında anlaşma imzalanmıştır.
6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu hükümlerine göre piyasada faaliyet gösteren veya gösterecek tüzel kişiler tarafından hidroelektrik enerji üretim tesisleri kurulması, işletilmesi ve üretim lisansları için DSİ ile tüzel kişiler arasında düzenlenecek su kullanım hakkı anlaşmalarında ve belediyeler tarafından hidroelektrik enerji üretim tesisleri kurulabilmesine ilişkin başvurularda uygulanacak usul ve esasları düzenlemek amacıyla 15/06/2019 tarih ve 30802 sayılı Resmî Gazete'de Elektrik Piyasasında Üretim Faaliyetinde Bulunmak Üzere Su Kullanım Hakkı Anlaşması İmzalanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'in (Yönetmelik) yayımlanması üzerine anılan Yönetmeliğin 13. maddesinin 4. fıkrasının son cümlesi ile 21. maddesinin 2. ve 3. fıkralarının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
İptalleri istenen kuralların yer aldığı Yönetmelik, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından 15/06/2019 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanmıştır. Bu itibarla, 19/08/2019 tarihinde, Tarım ve Orman Bakanlığı'na karşı açılan davanın süresinde ve doğru hasıma karşı açıldığı görüldüğünden davalı idarenin usûle ilişkin itirazları ise geçerli görülmeyerek esasın incelenmesine geçildi.
ESAS YÖNÜNDEN:
İlgili Mevzuat:
6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun "Hidrolik kaynaklara başvuruların değerlendirilmesi" başlıklı 29. maddesinde, "(1) Hidrolik kaynaklar için üretim lisansı almak maksadı ile su kullanım hakkı anlaşması imzalamak üzere yapılan başvurularda, su kullanım hakkı anlaşması imzalanacak tüzel kişiyi belirlemeye DSİ yetkilidir. Aynı kaynak için DSİ’ye birden fazla başvuru yapılmış olması hâlinde; fizibilitesi kabul edilebilir bulunanlar arasından her yıl için birim megavat başına en yüksek oranda hidroelektrik kaynak katkı payı vermeyi teklif eden tüzel kişi, anlaşma imzalanmak üzere belirlenir ve Kuruma bildirilir.
(2) Hidroelektrik kaynak katkı payı bedeli her yıl ocak ayı sonuna kadar DSİ bütçesine gelir kaydedilmek üzere ödenir.
(3) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar DSİ’nin bağlı olduğu bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir." kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME
6446 sayılı Kanun'un 29. maddesinde, hidrolik kaynaklara başvuruların değerlendirilmesine ilişkin kurallara yer verildiği, anılan maddenin üçüncü fıkrasında yer alan "Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, DSİ'nin bağlı olduğu bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir." kuralı uyarınca, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın 6446 sayılı Kanun ile kendisine tanınan bu yetki kapsamında, Elektrik Piyasasında Üretim Faaliyetinde Bulunmak Üzere Su Kullanım Hakkı Anlaşması İmzalanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'i yürürlüğe koyduğu görülmektedir.
Sözlük anlamı ile "düzenli hâle koymak, düzen vermek, tanzim ve tertip etmek" olarak tanımlanan "düzenleme", kamu hukukunda kural koyma ile eş anlamlıdır. Kural ise; sürekli, soyut, nesnel, genel (kişilik dışı) durumları belirleyen ve gösteren norm olarak tanımlanmaktadır. (ÖZAY İl Han, Günışığında Yönetim, 2017, İstanbul, s. 426). Yasama organının yasama tasarrufları dışında, idare, Anayasa ve kanunlardan aldığı yetki ile, kural koyma (düzenleme yapma) yetkisine sahiptir. "Kural işlemler" (ya da diğer adıyla genel düzenleyici işlemler), üst hukuk kurallarına uygun olarak hukuk düzenine yeni kural getiren ya da mevcut bir kuralı değiştiren veya kaldıran tek yanlı idarî işlemlerdir. Düzenleme yetkisini kullanarak yönetmelik, tebliğ, genelge gibi genel düzenleyici işlemleri yapan idarenin bir işleminin düzenleyici nitelik taşıdığının kabul edilebilmesi için, söz konusu işlemin sürekli, soyut, nesnel, genel durumları belirleyen ve gösteren hükümler içermesi, başka bir anlatımla, belirtilen nitelikte kurallar konulmuş olması zorunlu olup, bu genel düzenlemelerin üst hukuk kurallarına aykırı hükümler içermemesi gerekir.
Yönetmeliğin 13. maddesinin 4. fıkrasında, "Su kullanım hakkı anlaşması, EPDK tarafından verilen önlisansın/lisansın yürürlükte olduğu sürece geçerli olur. Lisans alınamaması veya alınan önlisansın/lisansın sona ermesi veya iptali halinde Su Kullanım Hakkı Anlaşması hükümsüz kalır. Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği kapsamında ÇED gerekli değildir veya ÇED olumlu kararının herhangi bir şekilde iptal edilmesi durumunda Su Kullanım Hakkı Anlaşması hükümsüz kalır. Lisansın sona ermesi, iptali veya Su Kullanım Hakkı Anlaşmasının feshi hâllerinde inşa/işletme aşamasındaki tesislerin durumuna ilişkin hususlar DSİ ve EPDK tarafından ayrıca belirlenir." kuralına yer verilmiştir.
Davacı şirket tarafından anılan fıkranın son cümlesinin iptali istenilmektedir.
İptali istenen kuralda lisansın sona ermesi ya da iptali ile Su Kullanım Hakkı Anlaşmasının feshi hâllerine sonuç bağlanmış, ancak hukukî sonuca ilişkin muğlak ifadelere yer verilerek açık bir düzenleme yapılmamıştır. Yönetmeliğin 13. maddesinin 4. fıkrasının son cümlesinde yer verilen "tesislerin durumuna ilişkin hususlar" ifadesinden tesislerin hangi durumuna ilişkin hangi hususların belirleneceği açık değildir.
6446 sayılı Kanun'un 5. maddesinde, lisansların sona ermesine ilişkin usul ve esasların EPDK tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirleneceği; 29. maddesine göre ise hidrolik kaynaklar için üretim lisansı almak maksadı ile Su Kullanım Hakkı Anlaşması (SKHA) imzalamak üzere yapılan başvurulara ilişkin usul ve esasların DSİ'nin bağlı olduğu Bakanlık tarafından yönetmelikle belirleneceği kurala bağlanmışken, iptali istenen yönetmelik maddesinde, hukuken belirli ve öngörülebilir durumlara ilişkin açık bir kurala yer verilmesi yerine muğlak birtakım ifadeler ile belirleme yapma yetkisinin DSİ ve EPDK'nın müşterek kararına bırakılmasında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Davalı idare tarafından, üretim lisansının sona ermesi ya da iptali gibi durumlarda SKHA’nın akıbetinin düzenlenmesi gerektiği, hidroelektrik santrallerinin her iki kurumu da ilgilendirdiği, bu konudaki belirsizliklerin söz konusu hidroelektrik santrallerinin uzun süre atıl vaziyette kalmasına neden olabileceği şeklindeki savunması, madde içeriğinde açık, belirli ve somut bir düzenlemeye yer verilmediği görüldüğünden geçerli görülmemiştir.
Yönetmeliğin "Şirketin yükümlülükleri ile ilgili esaslar" başlıklı 21. maddesinin 2. fıkrasında, "Şirketin, DSİ’ye ödenmesi gereken Havza Hidrolojik Gözlem Değerlendirme ve Kontrol Hizmet Bedeli, Hidroelektrik Kaynak Katkı Payı Bedeli veya Ortak Tesis Bedelinden kaynaklanan ödemelerini vadesinde yapmaması hâlinde vadesinde yapılmayan üçüncü ödemeyi müteakip herhangi bir bildirimde bulunulmaksızın su kullanım hakkı anlaşması idarece feshedilir. Su kullanım hakkı anlaşmasının İdarece feshedildiği ilgililerine ve EPDK’ya ayrıca bildirilir." kuralına yer verilmiştir.
6446 sayılı Kanun ve Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği uyarınca hidrolik kaynaklar için üretim lisansı alınması için SKHA'nın imzalanmış olması ve lisans süresince de geçerliliğini koruması gereklidir. Diğer bir deyişle, SKHA'nın feshedilmesi şirketlerin elektrik üretim lisanslarını da kaybetmelerine yol açabilecektir.
İptali istenen maddede yer verilen kural ile, DSİ'ye yapılması gereken havza hidrolojik gözlem değerlendirme ve kontrol hizmet bedeli, hidroelektrik kaynak katkı payı bedeli veya ortak tesis bedelinden kaynaklanan ödemelerin zamanında yapılmasının amaçlandığı açıktır. Ancak, idarenin sayılan bedellerden kaynaklanan ödemelerin tahsili için geçerli başka hukukî yolları bulunduğu ve şirketlerin elektrik üretim lisanslarını kaybetmelerine ve üretim faaliyetlerinin bütünüyle sona erdirilmesine yol açabilecek olması göz önüne alındığında, herhangi bir bildirimde bulunulmaksızın doğrudan sözleşmenin feshi yoluna gidilmesinin ölçülü olduğu söylenemez. Bu nedenle, iptali istenen kural ile maddenin amacı arasında makûl bir denge bulunmadığından, anılan kuralda hukuka uygunluk görülmemiştir.
Yönetmeliğin "Şirketin yükümlülükleri ile ilgili esaslar" başlıklı 21. maddesinin 3. fıkrasında, "DSİ tarafından inşa edilmekte olan/edilmiş projeler kapsamında, HES kısmı şirket tarafından yapılan hidroelektrik enerji üretim tesislerinde, lisans süresi sonunda şirket herhangi bir hak talep etmeden hidroelektrik enerji üretim tesisini enerji üretir vaziyette, tesise ait tüm taşınmazlar ile birlikte DSİ’ye devreder." kuralına yer verilmiştir.
Davalı idare tarafından, Yönetmeliğin 21/3 maddesinin DSİ tarafından inşa edilen ve enerji üretimi ile ilgili kısımlarının özel sektör tarafından gerçekleştirildiği tesisleri kapsadığı, üretim lisansının süreli lisans olduğu, sürenin sonunda lisansın hükümsüz hâle geldiği, bu durumda davacının tesis üzerinde herhangi bir hakkının kalmayacağı, lisansın sona ermesinden sonraki dönemi düzenleyen maddeye davacının itiraz etmesinin yersiz olduğu, aksi hâlde Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki suların süresiz olarak şirketlerin hizmetlerine bırakılması anlamına geleceği ileri sürülmekte ise de, üretim lisansının, piyasada faaliyet gösterebilmek için 6446 sayılı Kanun uyarınca verilen izin olduğu, lisansın sona ermesinin, piyasada elektrik üretimi yapılamamasına ilişkin birtakım sonuçları doğurduğu, üretim tesisinin mülkiyetine ilişkin ise doğrudan bir sonuç doğurmadığı açıktır.
İptali istenen kuralın konusu, enerji üretim kısmı özel sektör tarafından yapılan tesislerdir. Bu tesislerde yer alan taşınır ya da taşınmaz malların mülkiyetine ve kullanımına ilişkin özel hukuktan ve kamu hukukundan doğan haklar ve işlemler saklı olmak üzere, salt üretim lisansının sona ermesinin taşınır ya da taşınmaz malların mülkiyeti üzerinde doğrudan bir etkisi olmayacaktır. Tesislerin çalışır bir şekilde ve hiçbir hak talep etmeden lisans süresinin sonunda DSİ'ye devredilmesi kuralı mülkiyet hakkına doğrudan ağır bir müdahale teşkil etmektedir. Kanuni bir dayanağı olmayan ve mülkiyet hakkına ağır müdahale sonucunu doğuran dava konusu kuralda hukuka uygunluk görülmemiştir.
Bu itibarla, Elektrik Piyasasında Üretim Faaliyetinde Bulunmak Üzere Su Kullanım Hakkı Anlaşması İmzalanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'in 13. maddesinin 4. fıkrasının son cümlesi ile 21. maddesinin 2. ve 3. fıkralarında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Dava konusu Yönetmeliğin 13. maddesinin 4. fıkrasının son cümlesi ile 21. maddesinin 2. ve 3. fıkralarının İPTALİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na temyiz yolu açık olmak üzere, 16/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi