17. Hukuk Dairesi 2019/4194 E. , 2020/4222 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili şirket nezdinde iş yerim paket poliçesi ile sigortalı bulunan ... Ecza Deposu A.Ş"nin ... mahallesi ... Sok. No:4 adresinde bulunan iş yerine, üst katında bulunan dairenin tesisatından sızan suların damlamak suretiyle sirayet etmesi neticesinde hasar meydana geldiğini, söz konusu sigortalı işyeri tarafından müvekkili şirkete ihbarda bulunulması üzerine hasar dosyasının açıldığını ve bağımsız sigorta eksperleri tarafından rapor tutulduğunu, icra takibine konu edilen hasarın iş yerinin üst katında bulunan davalıya ait dairenin tesisatından sızan suların iş yerine damlamasına bağlı olarak geliştiğinin tespit edildiğini ve bu hasarın sigorta poliçesine özel ve genel şartları çerçevesinde olduğundan zararın giderilebilmesi amacıyla 03/12/2013 tarihinde 25.048,00 TL"nin sigortalıya ödendiğini belirterek, davalının Trabzon 4. İcra Müdürlüğünün 2014/4107 sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline ve takibin faizi ile devamına, davalı aleyhine %20"den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre davacının davasının kabulü ile Trabzon 4. İcra Müdürlüğünün 2014/4107 sayılı takip dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin devamına, mürazaanın yargılamayı gerektirdiği anlaşılmakla %20 icra inkar tazminatı isteminin reddine,
karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, işyeri sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin itirazın iptali şeklinde rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı ..., bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu"nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus "sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur" şeklinde vurgulanmaktadır.
Davacı taraf, kat mülkiyetli taşınmazda bulunan davalının maliki olduğu, sigortalı işyerinde su basması sonucu hasara neden olduğu iddiasına dayanmaktadır.
Dosya kapsamında bulunan tapu kayıtları incelendiğinde; dava konusu taşınmazda kat mülkiyetine geçildiği anlaşılmaktadır.
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu"nun 19. maddesinde, her kat malikinin anagayrimenkule ve diğer bağımsız bölümlere, kusuru ile verdiği zarardan dolayı sorumlu olduğu hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanun"un Ek 1. maddesinde, "kat mülkiyetinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi"nde çözümleneceği" düzenlemesine ve 17/3. maddesinde ise "kat irtifakı kurulmuş gayrimenkullerde yapı fiilen tamamlanmış ve bağımsız bölümlerin üçte ikisi fiilen kullanılmaya başlanmışsa, kat mülkiyetine geçilmemiş olsa dahi anagayrimenkulün yönetiminde kat mülkiyeti hükümleri uygulanır" düzenlemesine yer verilmiştir.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; davalıya husumet yöneltilmesine neden olan davacıya sigortalı işyerinin bulunduğu binada davaya konu hasar tarihi itibariyle kat mülkiyetine geçildiğinden, uyuşmazlığın 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu"ndan kaynaklandığının gözetilerek, uyuşmazlığa kat mülkiyeti hükümlerinin uygulanacağının dikkate alınarak, uyuşmazlığın çözüm yerinin Sulh Hukuk Mahkemesi olması karşısında mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 01/07/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.