Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/14268 Esas 2018/261 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/14268
Karar No: 2018/261
Karar Tarihi: 31.01.2018

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/14268 Esas 2018/261 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davanın konusu, takibe konu bononun dava dışı şahıslar arasındaki araç alım sözleşmesi nedeniyle dava dışı satıcıya açık olarak verilmesi ve bedelin dava dışı satıcıya ödenmesi sebebiyle takip nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ve takibin iptali talebidir. Davacı, bononun anlaşmaya aykırı olarak arada ilişki bulunmayan davalı adına doldurulduğunu, bedelin ikinci kez tahsil edilmek istendiğini ve davacıya herhangi bir bilgi verilmeden taahhütname düzenlendiğini iddia etmektedir. Davalı ise, davacının davadan önce borcu kabul ederek ödeme taahhüdünde bulunduğunu savunmuştur. Yapılan yargılamada davacının takip sırasında borcu kabul ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- Borçlar Kanunu | Madde 729: Nominal sahibi ile işlem yapanın her ikisi de, bononun akışına göre, bononun esas sahibine karşı yetkili olurlar.
- Ticari İşlemler Hakkında Kanun | Madde 2: Bu Kanun, ticari işletmeler arasında veya bir ticari işletmenin diğer bir kişi ile yaptığı hukuki işlemleri kapsar.

19. Hukuk Dairesi 2016/14268 E. , 2018/261 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -

Davacı vekili, müvekkili aleyhine başlatılan takibe konu bononun dava dışı şahıslar arasındaki araç alım sözleşmesi nedeniyle dava dışı şahsa açık olarak verildiğini, araç ve bono bedelinin dava dışı satıcıya ödendiğini, bononun anlaşmaya aykırı olarak arada ilişki bulunmayan davalı adına doldurulduğunu, bedelin ikinci kez tahsil edilmek istendiğini, davacıya herhangi bir bilgi verilmeden taahhütname düzenletildiğini ileri sürerek, davacının takip nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitini ve takibin iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının davadan önce borcu kabul ederek ödeme taahhüdünde bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacının takip sırasında borcu kabul ettiği, bu kabule yönelik irade fesadına ilişkin herhangi bir iddia ve delil ileri sürmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 31/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.