14. Hukuk Dairesi 2014/6987 E. , 2014/12096 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Gerze Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/03/2014
NUMARASI : 2013/98-2014/291
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.04.2013 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 18.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve tazminat istemine ilişkindir.
Davacı, 279 parsel sayılı taşınmazda bulunan 2 katlı kargir evin davalı ile eşit paylı olarak maliki olduklarını, evin üst katının kendisine, alt katının ise davalıya ait olduğunu, kendisinin kullandığı üst katın tuvalet giderinin, alt katın tuvaletinden geçerek kanalizasyona ulaştığını, ancak davalının tuvalet giderini kapatmak suretiyle müdahalede bulunduğunu ileri sürerek elatmasının önlenmesine, tamir için yapacağı giderlerin davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, Belediye tarafından altyapı çalışması yenilendiğinde davacının tuvaleti ile kanalizasyon bağlantısi arasında 3 mt. eksik boru olduğundan tuvalet giderinin kanalizasyona bağlanamadığını, davacının evinden geçerek tamirat yapmasına izin vermediğini savunmuştur.
Mahkemece, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
TMK m. 683 deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı, tuvalet giderinin davalı tarafından kapatıldığını ileri sürmüştür. Mahkemece, yapılan keşif sonucu düzenlenen 10.03.2014 tarihli inşaat bilirkişisinden alınan raporda üst kattaki tuvaletin gider bağlantısının davalıya ait tuvaletten dikine tabana inerek davalının tuvalet gideri ile birleşip kanalizasyon hattına bağlandığı, davalının tuvaletinin tavan kısmında davacının tuvaletinden inen borunun yapay bir plastik parça ile kapatılarak kanalizasyona akışının engellendiği ve bu suretle tıkandığı, davacının tuvaletinden iniş borusunun yerinde olmadığı, sökülen yerin sıvanıp boyandığı, üst kattaki tuvalet giderinin alt kattaki tuvalet gideriyle birleşerek tek hat olarak belediye kanalizasyon şebekesine bağlanması gerektiği belirtilmiştir.
Mahkemece yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu, tanık anlatımı ve tüm dosya kapsamından davacıya ait tuvalet giderinin davalının tuvalet giderine bağlanarak kanalizasyona gitmekte iken bu borunun kapatılmış olması nedeniyle tuvalet giderinin tıkandığı tespit edilmiştir.
Bu durumda mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın kanıtlanamadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğrı görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 31.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.