Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/5817
Karar No: 2011/2434
Karar Tarihi: 25.04.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/5817 Esas 2011/2434 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/5817 E.  ,  2011/2434 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

    ... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Kangal Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 07.07.2010 gün ve 72/96 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
    KARAR

    Davacı ... dava dilekçesinde; 191 ada 83 sayılı parselin uzun yıllardan beri miras bırakanları ile kendisinin zilyet ve tasarrufunda bulunduğunu, aralıksız çekişmesiz ve malik sıfatıyla zilyet olduğunu, babasından kalan taşınmazın mirasçıları arasında yapılan rızai paylaşım sonucu bu yerin kendisine düştüğünü, Hazineyle bir ilgisi olmadığı halde kadastro çalışmaları sırasında kendisine ait 20 dönümlük yerin Hazine adına belirtilen parsel numarasıyla tespit ve tescil edildiğini açıklayarak Hazine adına bulunan tapu kaydının iptali ile adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine temsilcisi, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, kazanma koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle teknik bilirkişi Feridun Çelik’in 10.06.2010 tarihli ek raporunda ve ekli krokide B harfiyle işaretli 24592,37 m2 yüzölçümlü taşınmaz hakkındaki davanın kabulüyle davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; kazanmayı sağlayan zilyetlik, muristen intikal ve paylaşım hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Mahkemece, Dairenin 01.02.2010 tarih ve 2009/5598 Esas, 2010/387 Karar sayılı bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla taraf yararına usulü kazanılmış hak doğar. Bu nedenle uyulan bozma ilamı çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılması zorunludur. Daire bozma ilamında; “…Ham toprak nitelikli taşınmaz üzerindeki zilyetliğin süresi ve niteliği bakımından keşifte davacı tanıkları dinlenmemiş, hüküm fıkrasında miktar belirtilmeden karar verilmiş, hükme esas alınan teknik bilirkişinin krokisi ölçeksiz ve koordinatsız olarak tanzim olunmuştur. Maddi olaylardan olan zilyetliğin her türlü delille kanıtlanması mümkündür. İncelenmekte olan olayda keşif sırasında davacının 02.02.2009 havale tarihli tanık listesindeki tanıkları dinlenilmeden yerel bilirkişi ve tutanak bilirkişisi sözlerine dayanılarak hüküm kurulmuştur. Yerel bilirkişilerin ve mahkemece re’sen dinlenen tutanak bilirkişilerin sözleri kazanmayı sağlayan zilyetliğin başlangıcı, süresi ve niteliği hakkında hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Yerel bilirkişi ve davacının listesinde yazılı tanıklarının HUMK.nun 258.maddesi hükmü uyarınca keşif yerinde hazır bulunmak üzere davetiye ile çağırılmaları, aynı Kanunun 259.maddesi uyarınca taşınmaz başında yapılacak keşifte dinlenilmeleri, davacının dava konusu taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin başlangıcı, süresi ve niteliğinin kendilerinden ayrıntılı olarak sorulup belirlenmesi, beyanlar arasında çelişki çıktığı takdirde aynı kanunun 265.maddesi hükmü göz önünde tutularak çelişkinin giderilmesine çalışılması, TMK.nun 713/7.fıkrasına uygun infaza elverişli ölçekli krokinin teknik bilirkişiden alınması, hükmün HUMK.nun 388 ve 389.maddelerine uygun olarak kurulmasının düşünülmesi” gerektiğine işaret edilmiştir. Mahkemece, bozma ilamında açıkladığı davacının sunduğu 02.02.2009 tarihli tanık listesinde bulunan ..., ...ve ...ün bozma öncesi keşifte dinlenilmediği gibi bozma ilamında değinilmesine karşın bozmadan sonra keşif yapılmamış ve adı geçen tanıklar dinlenilmemiştir. Dosya teknik bilirkişiye tevdi edilerek alınan ölçekli krokiyle yetinilerek hüküm kurulmuştur. Uyma kararının verildiği 09.06.2010 tarihli yargılama oturumunda; davacının alınan beyanında; “Daha önce mahkemeye tanık listesi verdiğini, bozma öncesi yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişiler ile tutanak bilirkişilerinin dosya hakkında yeterli bilgi verdiklerini, taşınmazın kendisine ait olduğu konusunun bu beyanlarla kesinleştiğini, bu bakımdan yeniden tanık dinletmek istemediğini, fakat Yargıtay bozma ilamında belirtilmiş olduğu üzere bilirkişiden ek rapor alınarak eksik hususların ek raporla giderilmesini istediğini” açıklaması karşısında mahkemece, bozma ilamının kapsamına karşın herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadan hüküm kurulmuş olması doğru değildir. TMK.nun 713/1. maddesine dayalı olarak açılan tescil davaları kamu düzeni ağırlıklı davalar olup, mahkeme açısından kendiliğinden araştırma ve inceleme kuralına tabidir. Az öncede açıklandığı gibi bozma ilamına uyulmakla kayıt maliki davalı Hazine bakımından usulü kazanılmış hak doğmuştur. Bu nedenle davacının 02.02.2009 havale tarihli dilekçesinde yer alan ve dinlenilmeyen ..., ...ve ...’ün dinlenilmesi gerekmektedir. Hukuk davalarında hakim HUMK.nun 74. maddesi uyarınca her iki tarafın iddia ve savunmalarıyla bağlıdır. Bozma ilamında da değinildiği gibi, mahkemece kendiliğinden kadastro bilirkişilerini keşifte hazır bulundurup dinletme yetkisine sahip değildir. Ancak taraflardan birinin veya her ikisinin kadastro sırasında dinlenen bilirkişilerin tanık gösterilmesi halinde dinlenmeleri mümkündür. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14/1. maddesi uyarınca zilyetlik maddi olaylardan olup, yerel bilirkişi, tanık ve her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Uyuşmazlık konusu 191 ada 83 sayılı parsel 24.02.2008 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerlerden olması nedeniyle "ham toprak" niteliğiyle ve 168418,09 m2 yüzölçümlü olarak Hazine adına tespit ve tescil edilmiş, kadastro tutanağının 29.07.2008 tarihinde kesinleşmesiyle Hazine adına tapu kaydı oluşmuştur. Görüldüğü gibi taşınmaz oldukça büyük bir yerdir ve ham toprak niteliğiyle belirlenmiştir. TMK.nun 713/1. fıkrasına dayalı olarak açılan tescil davaları kamu düzeni ağırlıklı davalar olduğundan ve re’sen araştırma ve incelemeye tabi bulunduklarından, eksik araştırma ve inceleme yönünden yapılan bozma ilamına uyulması halinde usulü kazanılmış hak doğurmazlar. Çünkü, hala taşınmazın niteliği konusunda bir duraksama söz konusudur. Bu nedenle taşınmazın miktarı ve büyüklüğü gözetilerek dava konusu parselin bulunduğu bölgeye ait tespitin yapıldığı 24.03.2008 tarihinden en az 20 yıl öncesine ait (1980 -1988 ve ayrıca 1988-1992 yılları arası) iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğraflarının bulundukları yerden getirtilerek dosya arasına konulması, uzman bilirkişi jeodezi ve fotoğrametri mühendisi aracılığıyla yeniden keşif yapılmak suretiyle keşif yerinde uygulamasının yapılması, yerel bilirkişi ve dinlenilmeyen davacı tanıkları ile varsa Hazine tanıklarının HUMK.nun 258. maddesi uyarınca davetiyeyle keşif yerine çağırılmaları, aynı kanunun 259. maddesi gereğince uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşifte dinlenilmeleri, davetiyeyle gelmedikleri takdirde HUMK.nun 253. maddesinin gözönünde tutulması, beyanlar arasında çelişki bulunduğu takdirde HUMK.nun 265. maddesi gereğince çelişkinin giderilmesi, uzman bilirkişi tarafından hava fotoğraflarının üç boyutlu olarak stereoskopik aletle incelemeye tabi tutulması, hava fotoğraflarının çekildikleri tarihlere göre taşınmazın kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı, hangi nitelikte bulunduğu konularında gerekçeli, denetime açık raporun alınması gerekmektedir.
    Davacı dava dilekçesinde sadece 20 dönümlük yer bakımından iptal ve tescil istediği, yerel mahkemece 10.06.2009 tarihli kararıyla krokide B harfiyle gösterilen 19405,46 m2’nin son hüküm ile de yine ek krokide B harfiyle işaretlenen 24592,37 m2’nin kabulüne karar verildiği, ilk hükmün davacı tarafından temyiz edilmediği ve 19405,46 m2 yüzölçümlü yere bir itirazının bulunmadığı anlaşıldığından böylece ilk hükmü temyiz etmeyerek davacı açısından kesinleşen 19405,46 m2’nin davanın kabulü halinde göz önünde tutulması gerekirken HUMK.nun 74.maddesine aykırı olarak fazlaya hükmedilmiş olması anılan madde hükmüne aykırıdır. Kangal İlçe Tapu Sicil Müdürlüğünün 28.11.2008 tarih-123/1474 sayılı tapu kayıtlarıyla ilgili yazıları ekinde gönderilen Belgesiz Tespitler Malik Listesi (Senetsiz Defteri) başlığını taşıyan listede yazılı davacı ...’e ait parsellere ilişkin tapu kayıtları ile kadastro tutanakları ve eklerinin Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulması, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesinde yazılı miktar sınırlamaları yönünden göz önünde tutulması, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bozma ilamı gerekleri yerine getirilmeden hüküm kurulmuş olması usul ve kanuna aykırıdır.
    Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi