12. Ceza Dairesi 2019/10075 E. , 2021/7534 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık, katılan ... ve Şüara ile müşteki Havva vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
(I)Müşteki Havva vekilinin yaptığı temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Meydana gelen kaza neticesinde yaralanan 2010 doğumlu Havva"nın yasal temsilcisi ...l"in soruşturma aşamasında verdiği 24/02/2015 tarihli ifadesinde şikayetçi olmadığını bildirdiği ve mahkemece müşteki hakkında verilmiş bir katılma kararının bulunmadığı gözetildiğinde, katılan sıfatı ve hükmü temyiz etme hakkı bulunmayan müşteki adına vekilinin yapmış olduğu temyiz başvurusunun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi delaletiyle halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,
(II) Katılan ... vekilinin yaptığı temyiz itirazlarının incelenmesinde;
17.11.2010 doğumlu mağdur ..."ın kanuni temsilcisi annesi ..."nun soruşturma aşamasında alınan 24/02/2015 tarihli beyanında sanıktan şikayetçi olmadığını belirttiği, kaza tarihinde 18 yaşından küçük olan mağdur adına şikayet hakkının ortak velayet sahibi olan baba ... ve anne ..."ya ait olduğu, annenin şikayetçi olmadığı ve babanın ise 6 aylık yasal süre içerisinde şikayet hakkını kullanmadığı anlaşıldığı, hükmü temyiz eden mağdur vekilinin; Ceza Genel Kurulunun 20.05.2014 tarih 2013/287 esas 2014-273 karar sayılı ilamından da anlaşılacağı üzere; mağdurun kanuni temsilcisi ile mağdura CMK"nın 234/2. maddesi uyarınca görevlendirilen vekilin iradelerini çelişmesi halinde, kanuni temsilcinin iradesine üstünlük tanınması gerekeceğinden, somut olayda yaşı küçük mağdurun kanuni temsilcisi olan annesinin kamu davasına katılma talebinin bulunmaması karşısında karşısında, mağdura CMK"nın 234/2. maddesi uyarınca barodan görevlendirilen vekilin temyiz isteminin, temyize hak ve yetkisi bulunmadığından, ayrıca mahkemece hatalı şekilde verilen katılma kararının bu hakkı da vermeyeceği anlaşıldığından, 1412 sayılı CMUK"un 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,
(II)Sanık ve katılan ... vekilinin yaptığı temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK"nın 89. maddesinin 1-2-3. fıkralarında düzenlenen ""taksirle yaralama"" suçuna ilişkin olduğu, taksirle bir kişinin yaralanmasına sebebiyet verilmesi halinde gerçekleşecek olan taksirle yaralama suçu için TCK"nın 89. maddesinin 1. fıkrasında temel ceza miktarının ""üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası"" olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK"nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ""Basit Yargılama Usulü"" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ""Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir."" şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ""01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz."" şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı ve 16.03.2021 tarihli 31425 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas-2021/4 Karar sayılı iptal kararları ile ""...kovuşturma evresine geçilmiş..., ...hükme bağlanmış..."" ibarelerinin, aynı bentte yer alan ""...basit yargılama usulü..."" yönünden Anayasa"ya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle;
Kovuşturma evresine geçilmiş veya hükme bağlanmış olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan kesinleşmiş hükümler haricindeki düzenlemelerin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ""mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir."" şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararlarının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK"nın 7. maddesi ile CMK"nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ""Basit Yargılama Usulü"" yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması;
Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın ve katılan ... vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı sair yönler incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA; 02/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.