Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/5902
Karar No: 2011/2422
Karar Tarihi: 25.04.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/5902 Esas 2011/2422 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/5902 E.  ,  2011/2422 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

    ... ve müşterekleri ile ... Belediye Başkanlığı ve dahili davalı Hazine aralarındaki tapu iptali ve tecil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ...2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 11.05.2010 gün ve 865/176 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi dahili davalı Hazine vekili ile davalı ... Belediye Başkanlığı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R
    Davacılar vekili, kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayalı olarak 5709 ada 2 parselin vekil edenlerinden ..., aynı ada 5 parselin ... mirasçıları, 3 parsel sayılı taşınmaz kapsamında kalan yaklaşık 95 m2"lik bölümün ise vekil edeni ... adına tapularının iptali ile tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Belediye vekili, dava konusu taşınmazların 3402 sayılı Kanunun 16. maddesine göre kamu malı niteliğindeki yerlerden olduğunu, özel mülkiyet şeklinde tapuya tescil edilemeyeceğini açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
    Davalı Hazine vekili, taşınmazların, ... adına tapuda kayıtlı olduğunu, husumetin Hazineye yöneltilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulü ile, 5709 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaliyle, davacılar ... mirasçıları olan ... ve ... adlarına eşit oranda, 5709 ada 3 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişinin 2.6.2009 tarihli raporunda sarı ile taralı 3/A ile gösterilen 90,87 m2 yüzölçümlü bölümün ifraz edilerek tapusunun iptaliyle davacılardan ... adına, aynı ada 2 parselde ise aynı teknik bilirkişi raporunda mavi taralı 2/A ile gösterilen 142,38 m2"lik bölüm bakımından tapu kaydının iptaline ve davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, Hazine vekili ile ... Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, 5709 ada 2,3,5 parsel sayılı taşınmazlar kapsamında kalan yerlerin tapu kayıtlarının iptali ile tescili isteğine ilişkindir. Dosyadaki bilgilere göre, dava konusu taşınmaz bölümleri 1947-1948 yıllarında paftasında yol olarak bırakılmış, 1995 yılında yapılan imar uygulaması sonucu anılan parseller oluşarak ... Belediye Başkanlığı adına tapuya tescil edilmiştir. Davacılar vekili, kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanarak istekte bulunmuştur. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar, dava konusu taşınmazların 50 yılı aşkın süre ile davacıların tasarrufunda bulunduğunu, ev ve bahçe niteliğiyle kullanıldığını açıklamışlar, ziraatçı ve inşaatçı uzman bilirkişiler dava konusu taşınmazlar üzerinde 1950"li yıllarda yapılmış bina ve 45-50 yaşlarında meyve ağaçlarının bulunduğunu bildirmişlerdir. Dava konusu 5709 ada 2 parsel sayılı taşınmazın eldeki davaya konu edilmeyen diğer bölümlerine ilişkin dava dışı üçüncü şahıslar tarafından kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki nedeniyle açılan iptal ve tescil istemli ...1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/732 Esas-2005/507 Karar sayılı dava dosyasında davanın kabulüne karar verilmiş, Dairemiz incelemesinden geçmek suretiyle, hüküm 22.2.2007 tarihinde kesinleşmiştir. Anılan dava dosyasında yapılan yargılama sırasında eldeki davaya konu edilen taşınmaz bölümünün davacı ... tarafından tasarruf edildiği de belirlenmiştir. Bundan ayrı dava konusu taşınmazların çevresinde bulunan ve öncesi yol iken imar suretiyle oluşup Belediye adına tescil edilen aynı ada 1 ve 4 parsel sayılı taşınmazlara yönelik üçüncü kişiler tarafından ...1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/638-847 Esas ve Karar sayılı dava dosyasında aynı hukuki nedenlerle açılan iptal ve tescil isteğine ilişkin dava dosyasında da davanın kabulüne dair verilen karar Dairemiz incelemesinden geçerek kesinleşmiştir.
    Şu halde, toplanan deliller, Dairemiz denetiminden geçmek suretiyle kesinleşen dava konusu 5709 ada 2 parselin eldeki davaya konu edilen bölümü dışında kalan kısmına ve çevresinde bulunan aynı ada 1 ile 4 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin ...1. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen 2004/732-2005/507 Esas ve Karar ile 2001/638-847 Esas ve Karar sayılı dava dosyaları birlikte değerlendirildiğinde kazanma koşullarının davacılar yararına gerçekleşmiş olduğu anlaşıldığına göre, davalılar Hazine ile ... Belediye Başkanlığı vekillerinin aşağıda belirtilen hususlar dışında temyiz itirazlarının REDDİNE,
    Dava mülkiyetin aktarılmasına yönelik tapu kaydının iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Bu tür davalarda davanın kayıt malikine, kayıt maliki ölü ise mirasçılarına yöneltilmesi gerekir. Dava konusu parseller, tapuda ... Belediye Başkanlığı adına kayıtlı bulunmaktadır. Bu bakımdan, Hazine aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini gerekirken bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru değildir. Bundan ayrı, dava konusu taşınmazlar 5709 ada 2 ve 3 parseller kapsamında kalan yerlerdir. Kazanma koşulları oluştuğu takdirde iptal ve tescile karar verilebilmesi için dava konusu taşınmaz bölümünün ana parselden ayrılmasının mümkün olması gerekir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 15. maddesinin son fıkrası hükmüne göre , ayırmayı gerektiren taksimlerde ayırma tarihindeki imar mevzuatı dikkate alınır. İmara ilişkin anılan kanunun hükümleri emredici nitelikte olup gözönünde tutulması gerekir. Bu durumda, dava konusu taşınmaz bölümlerinin ifrazının mümkün bulunup bulunmadığının Belediyeden sorularak belirlenmesi, şayet ifrazı mümkün değilse dava konusu taşınmaz bölümlerinin miktarı ile bu yerleri kapsayan parsellerin miktarları oranlanmak suretiyle belirlenen davacıların payları oranında, eğer ifrazı mümkün ise şimdiki gibi davanın kabulüne karar verilmesi gerekmektedir.
    Davalılar Hazine ve ... Belediye Başkanlığı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428. maddesi hükmü uyarınca BOZULMASINA ve 60,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı ... Belediye Başkanlığına iadesine 25.04.2011 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY
    Davacılar vekili, 13.9.1999 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; ...ili, Nusratiye mah. 5709 ada 2,3 ve 5 nolu parsellerin 40 yılı aşkın süreden beri müvekkillerinin zilyetliği altında bulunduğunu ileri sürerek davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile dava konusu 2 nolu parselin davacı ... adına, 3 nolu parselin dilekçe ekindeki krokide A harfi ile gösterilen tahmini 95 m2’lik kısmının davacı ... Berki adına ve 5 nolu parselin ... mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Aynı vekil, 22.11.1999 havale tarihli dilekçede ise davanın dayanağının MK.nun 639/2. maddesi olduğunu 40 yıl kadar önce zilyet ve tasarruf edilmeye başlandığını aslında bu yerde 1947 yılında yapılan kadastro çalışmalarında dava konusu yerlerin tespit dışı bırakıldığını 1984 yılında 2981 sayılı Yasaya göre çalışmalar yapıldığını açıklayarak iptal ve tescil talep etmiştir.
    Davalı Belediye Başkanlığı davanın reddine savunmuştur.
    Hazine davaya dahil edilmiştir.
    Mahkemece, davacılar yararına zilyetlikle mülk edinme koşulları gerçekleştiğinden ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi dikkate alınarak davanın kabulüne, 5709 ada 5 nolu parselin davalı adına olan kaydının iptali ile davacılar ... mirasçıları adına eşit oranda tesciline, 5709 ada 2 nolu parselin fenni bilirkişinin 2.6.2009 tarihli krokisinde mavi renkle taralı 2A ile gösterilen 142,38 m2’lik kısmın bu parselden ifrazı ile ayrı bir parsel numarası verilerek davacı ... adına tapuya tesciline, aynı bilirkişi raporunda 3A ile gösterilen 90,87 m2’lik kısmın 5709 ada 3 nolu parselden iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içerisinde davalı Belediye Başkanlığı ile dahili davalı Hazine vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
    Toplanan deliller tüm dosya kapsamından; dava konusu 5709 ada 2 nolu parselin imar uygulamasından 25.12.1995 tarihinde davalı ... adına tescil edildiği beyanlar hanesinde A ile gösterilen binanın ...’e, B ile gösterilen binanın İsmet İlkbahar’a ait bulunduğunun yazılı olduğu aynı ada 3 nolu parselin imar uygulamasından 25.12.1995 tarihinde ... adına tescil edildiği, beyanlar hanesinde açıklama yer aldığı, aynı ada 5 nolu parselin yine imar uygulamasında aynı tarihte aynı belediye adına tescil edildiği görülmüştür.
    ... Belediye Encümeninin 8.9.1995 tarih 828 nolu kararında ise 461 ada 93-196-239-140 nolu parsellerin bulunduğu alanda ve çevresinde İmar Kanununun 18. maddesinin uygulamasının yapıldığı anlaşılmaktadır. Dosyada mevcut ... Belediye Başkanlığı İmar Müdürlüğünün 6.4.2000 tarih 38/2217 sayılı yazılarında dava konusu parsellerin bulunduğu alanın 1964 yılında imar planı kapsamına alındığı bildirilmiştir. Yine ...Büyükşehir Belediye Başkanlığının dosyada mevcut 26.4.2001 tarih 1618 sayılı yazılarından “…söz konusu imar parsellerinin 2.12.1964 tarihinde imar planının yapılmış olduğu 15.9.1986 tarihinde revizyon görmüş olduğu…” açıklanmıştır. Dosyada mevcut Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü ...Kadastro Müdürlüğünün 1.6.2000 tarih ve 1250 sayılı yazılarından 5709 ada 2-3-5 nolu parsellerin bulunduğu yerin kadastro sırasında yol olarak tespit dışı bırakıldıkları sonradan imar uygulaması ile dava konusu bu parsellerin yoldan ihdasen oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Mahallinde keşif yapılmış bilirkişilerden kroki ve raporlar alınmıştır. Fenni bilirkişi Mithat Gürkan’ın dosyada mevcut 9.6.2000 havale tarihli raporunda dava konusu imar parsellerinin bulunduğu mahallenin kadastrosunun 1947 yılında yapıldığı o kadastro tespitleri sırasında nizalı yerin yol ve su arkı olarak paftalarda gösterildiği zamanla su arkının kuruması ve yapılan imar uygulamaları sonucunda bu yerlerin yol boşluğu haline geldiğinin bildirildiği görülmüştür. Ayrıca, dosya içerisinde ...Asliye Hukuk Mahkemelerinin 5709 ada 4,2 ve 1 nolu imar parsellerine yönelik olarak açılan tescil davalarının kabulle neticelendiği ve Dairenin onamasından geçerek kesinleştiğine ilişkin karar fotokopileri bulunmaktadır.
    Bilindiği üzere ve kural olarak; şehir kadastrosu ya da arazi kadastrosu yapılan yerlerde tescil harici bırakılan veya boşluk olarak ayrılan yerler üzerinde 3402 sayılı Yasa yürürlüğe girmeden önce zilyetlikle mülk edinme koşulları ilgili yasaların aradığı manada gerçekleştiği taktirde MK.nun 639/1. maddesi uyarınca açılan tescil davalarının dosyadaki delillerin olumlu olması sonucunda kabulle sonuçlanmaları mümkün idi. 3402 sayılı Yasa yenilik olarak imar ve ihya koşulunu da getirmiştir. Somut olayda, ...İlinin mahallesi olan dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde 1947 yılında şehir kadastrosu yapılmış; dava konusu yer, paftasında yol ve su arkı olarak gösterilmiştir. 1964 yılında ise imar planı geçirilmiş bu yerler imar planı kapsamında kalmıştır. Davacıların zilyetliği en erken 1950’li yıllarda başlamaktadır. Kadastro paftasında yol ve su arkı olarak gösterildiği tarihten imar planına alındığı 1964 yılına kadar 20 yıllık süre geçmemiştir. Dolayısıyla davacılar yararına
    zilyetlik mülk edinme koşulları gerçekleşmemiştir. 1986 yılında ise bu yerde Hamur kuralı uygulanarak revizyon imar planı yapılmıştır. Kaldı ki, İmar Kanununun 18. maddesinin uygulanması idari bir işlemdir. İdari işlem idari yargı merciinde iptal edilmediği sürece hukuki geçerliliğini koruyacaktır. Dosyada böyle bir idari yargı kararı mevcut değildir. Bundan öte, diğer imar parselleriyle ilgili olarak açılmış ve kabulle bitmiş hatta Dairenin denetiminden geçmiş kararlar; eldeki dosya için yukarıda değinilen maddi veriler karşısında kesinlikle davacılar lehine güçlü delil olarak nitelendirmek mümkün değildir. Eş anlatımla, kötü emsal, emsal olamaz. Ayrıca, davacılar şehir kadastrosu parsellerinde paydaş dahi değildirler. Dolayısıyla hakka dayanan bir talepleri de söz konusu değildir. Tüm bu nedenlerle, davacıların davasının reddine karar vermek gerekirken maddi olay, şehir kadastrosu, imar planı, revizyon imar planı ve MK.nun 639/1. maddesi yanlış değerlendirilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi ve bu karara ilişkin Daire çoğunluğunca benimsenen bozma sebeplerine katılmam mümkün değildir. Davacıların davalarının tümüyle esastan ve usulden reddine karar verilmesi gerektiği görüş ve kanaatindeyim. 25.4.2011









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi