Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/20142 Esas 2015/7932 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/20142
Karar No: 2015/7932
Karar Tarihi: 28.5.2015

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/20142 Esas 2015/7932 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2013/20142 E.  ,  2015/7932 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalı şirket tarafından sigortalanan ve müvekkili tarafından güvenlik hizmeti verilen sanayi sitesindeki iş yerinde hırsızlık olayı meydana geldiğini, bu hırsızlık neticesinde iş yerinde 7.427,49 TL hasar oluştuğunu, davalı şirket tarafından sigortalıya ödenen bu meblağın müvekkili şirketten icra takibi yolu ile talep edildiğini, ancak müvekkilinin bu ödemeden sorumlu olmadığını, müvekkilinin davalıya ve onun sigortalısına karşı herhangi bir yükümlülüğünün bulunmadığını, müvekkili şirketin güvenlik personelinin edimini tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, bu yüzden meydana gelen hırsızlığın kusurunun müvekkili şirkete yüklenmesinin mümkün olmadığını açıklayıp müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi başlatılmış olması nedeniyle davalı aleyhine %40"tan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacının meydana gelen hırsızlık olayında kusuru bulunduğunu ve oluşan zarardan sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının ve davalının sigortalısının eşit oranda kusurlu olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulü ile davacı şirketin İcra Müdürlüğünün 2010/329 Esas sayılı takibe konu 7.427,49 TL tutarındaki asıl alacağın 3.713,74 TL"lik asıl alacak ve ferilerinden dolayı davalı sigorta şirketine borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, davalı alacaklının icra takibinde kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranlarının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Mahkemece, dava kısmen reddedildiğine göre, kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine A.A.Ü.T.’nin 12. maddesi uyarınca, reddedilen kısım üzerinden nispi vekalet ücreti olarak 445,65 TL vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken 469,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmayıp, bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3/2.maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının davalı lehine takdir edilen vekalet ücretine yönelik 7. paragrafındaki “469,00" ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “445,65” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 28.5.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.