16. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/2682 Karar No: 2021/4363 Karar Tarihi: 26.05.2021
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2019/2682 Esas 2021/4363 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalılar, 50 yıldır zilyet oldukları taşınmazın dava konusu hissesinin iptali ile eşit paylarla mirasçıların adına tescilini isteyerek dava açmışlar ancak mahkeme, hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay, Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi gereği hak düşürücü sürenin sadece kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan davalara uygulanabileceğine dikkat çekerek, mahkemenin kararını bozmuştur. Kararda açıklanan kanun maddesi Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesidir.
(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2019/2682 E. , 2021/4363 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 26.05.2021 gün ve saatte temyiz eden ... vs. vekili Avukat ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Gelenin yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 23 ada 20 parsel sayılı 2377.00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... oğlu... adına 17.06.1976 tarihinde tespit ve kadastro tutanağının kesinleşmesi ile 30.01.1979 tarihinde tescil edilmiştir. Davacılar ... ve arkadaşları, dava konusu taşınmazın müşterek muris ... ...’e ait iken, müşterek murisin 02.03.1976 tarihinde vefat ettiğini, mirasçılarından eşi ... ve oğlu ...’in 27.09.1977 tarihli noter senedi ile dava konusu taşınmaz üzerindeki miras hisselerini murisleri olan ... oğlu ... ... ile ... oğlu ... ... ’e sattıklarını ve dava konusu taşınmaz üzerinde yaklaşık 50 yıldır zilyet olduklarını belirterek, dava konusu taşınmazdaki ... hissesinin iptali ile bu hissenin eşit paylarla ... ... ve ... ... ... mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde düzenlenen hak düşürücü süre kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan davalara yönelik olarak getirilen bir sınırlama olup, somut olayda; dava konusu 23 ada 20 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti 17.06.1976 tarihinde yapılmış ve tutanak 30.01.1979 tarihinde kesinleşmiştir. Davacılar ... ve arkadaşlarının davalarına dayanak yaptıkları noter senedi ise 27.09.1977 tarihli olup, bu haliyle davacıların davası, kadastro sonrası nedene dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkin olduğundan, davada, Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin uygulanması hukuken mümkün bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; Mahkemece, işin esasına girilerek, tarafların iddia ve savunmaları doğrulusunda tüm delilleri toplanıp birlikte değerlendirilmek suretiyle, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmesi isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 3.050,00 TL vekalet ücretinin aleyhine temyiz olunandan alınarak, duruşmada kendisini vekil ile temsil ettiren temyiz edene verilmesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.05.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.