Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2013/89
Karar No: 2013/335

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2013/89 Esas 2013/335 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Bölümü         2013/89 E.  ,  2013/335 K.
  • İMAR PLANINDAN KAYNAKLANAN TAZMINAT DAVASININ, İDARİ YARGI YERİNDE ÇÖZÜMLENMESI GEREKTIĞI
  • UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 10

"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacılar : 1-S.D., 2-N.M.

Vekili      : Av. M.E.A.

Davalı      : Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili      : Av.C.I. 

O L A Y  : 1-Davacı S.D.’nın vekili, müvekkilinin hissedar olduğu Ankara, Yenimahalle İlçesi, Yakacık - İmar Mah. 43831 Ada. 1 parsel sayılı taşınmazın, yapılan imar planında. “Ağaçlandırılacak Alan" olarak ayrıldığını, tapu kaydı üzerine kamulaştırılacak şerhi konulduğunu; taşınmaza davalı idarece fiilen el atılmadığını, ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15.12.2010 tarih, 2010/5 - 662 Es. ve 2010/551 K. sayı ile bu tür yerlerin bedelinin ödeneceğine karar verdiğini ifade ederek; dava konusu taşınmazın toplam bedelinden, fazlaya ilişkin ve ıslah hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000.00 TL"sı bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faizi ile birlikte, davalı idareden tahsiline; taşınmazın tapu kaydının davalı idareye tescil ettirilmesine karar verilmesi istemiyle, 9.4.2012 tarihinde adli yargı yerinde dava açmış;  dava dosyası, Ankara 7.Asliye Hukuk Mahkemesinin E:2012/201 esas sayısına kaydedilmiştir.

2- Davalı vekili, süresi içerisinde (7.6.2012 kayıt tarihli) verdiği cevap dilekçesinde görev itirazında bulunmuştur.

3- Aynı avukat, bu defa, davacı N.M.’in vekili olarak, müvekkilinin hissedar olduğu Ankara, Yenimahalle İlçesi, Yakacık - İmar Mah. 43831 Ada. 1 parsel sayılı taşınmazın, yapılan imar planında. “Ağaçlandırılacak Alan" olarak ayrıldığını,  tapu kaydı üzerine kamulaştırılacak şerhi konulduğunu; taşınmaza davalı idarece fiilen el atılmadığını, ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15.12.2010 tarih, 2010/5 - 662 Es. ve 2010/551 K. sayı ile bu tür yerlerin bedelinin ödeneceğine karar verdiğini ifade ederek; davalarının daha önce açılan konusu ve tarafı bir olan Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/201 esas sayılı dosyası ile birleştirilerek davalarının kabulü ile dava konusu taşınmazın toplam bedelinden, fazlaya ilişkin ve ıslah hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 1.000,00 TL’sı bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faizi ile birlikte tahsiline; taşınmazın tapu kaydının davalı idarelere tescil ettirilmesine karar verilmesi istemiyle tarihinde 4.7.2012 tarihinde adli yargı yerinde dava açmış;  dava dosyası, Ankara 19.Asliye Hukuk Mahkemesinin E:2012/383 esas sayısına kaydedilmiş; anılan Mahkeme aynı tarih, K:2012/278 sayı ile, mahkemelerine ait dava dosyasının Ankara 7.Asliye Hukuk Mahkemesinin E:2012/201 esas sayılı davası ile birleştirilmesine, usuli işlemlerin, Ankara 7.Asliye Hukuk Mahkemesinin E:2012/201 esas sayılı dosyasından yürütülmesine, esasın bu şekilde kapatılmasına karar vermiştir.

ANKARA 7.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ:20.9.2012 günlü 1.celsede ve E:2012/201 sayı ile, birleştirilen Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/383-278 Esas ve Karar sayılı dosyasında taraf teşkilinin yapılmadığı ve birleştirildiği anlaşılmakla, dilekçenin bir örneğinin davalı vekiline elden verilmekle, davalı vekilinden sorulduğunu: “Ben birleştirilen dosyadaki dava konusunun ve sebebinin aynı olmasına göre esas dosyaya ilişkin yaptığım ilk itirazları ve esasa ilişkin itirazları birleşen dosya yönünden de tekrarlıyorum. Birleşen dosya yönünden ve esas dosyaya dair olmak üzere dava konusu yerin ağaçlandırma alanı olmasına rağmen el atma yoktur. İlk itirazlarımızın kabul edilmemesi halinde esastan da davanın reddini istiyoruz” dediğini; belirttikten sonra; Davacıların açmış bulunduğu iş bu davaya ilişkin yargı yolu itirazının, taşınmazda davacıların hissesinin olduğu yerin imar planında ağaçlandırılacak alan olarak ayrılmasına ve hukuki el atma nedeniyle kamulaştırmasız el atma bedelinin istenmesine, Yargıtay"ın uygulamasına göre de kamulaştırmasız el atmaya ve hukuki el atmaya ilişkin davaların adli yargıda görülmesi yönündeki yerleşmiş içtihatlarına nazaran yargı yolu itirazının her iki dosya ile ilgili olarak reddine karar verildiği bildirilmiştir.

Davalı vekilinin, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği ve “Karşı Taraf(Davacı) olarak, sadece S.D.’nın yazıldığı” dilekçesi üzerine, dava dosyasının onaylı bir örneği Danıştay Başsavcılığı"na gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI; Karşı Taraf (Davacı): N.M. olarak gösterilmek suretiyle;  Uygulama ve Öğreti"de, kamu idarelerinin, kamu hizmetinin yürütümü sırasında, kamu gücü kullanarak tek yanlı irade açıklamalarıyla yapmış oldukları işlemlerin, "idari işlem"; herhangi bir işlem ya da karara dayanmaksızın gerçekleştirdikleri maddi faaliyetleriyle, görevleriyle ilgili hareketsizliklerinin de, "idari eylem" olarak tanımlandığı;  bu tanıma göre; idarelerin 3194 sayılı İmar Kanununun 8’inci maddesi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici imar planları ile bu planlara dayanılarak tesis edilen parselasyon, kamulaştırma, ruhsat gibi bireysel işlemlerin, "idari işlem"; bu imar planı uyarınca yapmak zorunda oldukları program ve uygulamaları bunun için gerekli zamanda gerçekleştirmemeleri; yani, bu konudaki hareketsizliklerinin de, idari eylem niteliği taşıdığı; dosyanın incelenmesinden; davacı tarafından, dava dilekçesinde, fiili el atma olmadan da hukuki el atmanın kamulaştırmasız el atma olarak nitelendirilmesi gerektiği ileri sürülmek suretiyle, imar planında ağaçlandırılacak alan olarak ayrılan taşınmazının bedelinin ödenmesine hükmedilmesinin istenildiği; bu bilgiler karşısında; davanın, davacıların taşınmazının, imar planında ağaçlandırılacak alana ayrılması sebebiyle mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamadan kaynaklanan tazminat talebiyle açıldığı sonucuna ulaşıldığı; dava dilekçesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında, mülkiyet hakkına getirildiği söylenen kısıtlamanın, taşınmazın maliki yönünden zarar doğurucu sonuçlarının olabileceğinde kuşku bulunmadığı, ancak; bu sonuç ya da sonuçların, yukarıda da söylenildiği üzere, genel ve düzenleyici nitelikte bir idari işlem olan imar planında taşınmazın ağaçlandırılacak alan olarak gösterilmesinden; bu planda öngörülen kamulaştırma programlarının zamanında yapılmamasından ve imar uygulamalarından; başka anlatımla da, idari işlemlerden ve davalı idarenin imar planı gereği yapılması gereken kamulaştırmalar konusundaki hareketsizliği şeklinde ortaya çıkan idari eylemlerden kaynaklandığı; idari işlem ve eylemlerden doğan zararların tazmini taleplerinin ise; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 12 ve 13"üncü maddeleri uyarınca, idari yargı yerlerinde açılacak tam yargı davalarına konu edilmelerinin, anılan yasa hükümlerinin gereği olduğu; bu bakımdan, hukuka uygunluklarının denetimi ve zarar doğurucu sonuçlarının giderilmesi İdari Yargı"nın görev alanında bulunan idari işlem ve eylemlerin hukuk düzeninde yaratmış oldukları etki ve sonuçların, "kamulaştırmasız el atma" olarak nitelendirilmesine ve bu olumsuz sonuçlarla ilgili tazminat taleplerinin adli yargı yerlerinde açılacak tazminat davalarına konu edilmelerine, hukuken olanak bulunmadığı; dolayısıyla, davanın taşınmazın bedelinin tahsiline hükmedilmesi istemine ilişkin kısmının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2"nci maddesinin 1 "inci fıkrasının (b) bendinde yer alan "idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları," hükmü gereğince idari yargı yerinde görülmesinin gerektiği;  açıklanan nedenle, 2247 sayılı Yasa"nın 10"uncu maddesi uyarınca davanın taşınmazın bedelinin tahsiline hükmedilmesi yönünden olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiş; bilahare Mahkememize gönderilen 8.3.2013 tarih, E:2012/777 sayılı yazıda; “Ankara Yedinci Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.09.2012 günlü, E:2012/201 sayılı kararına karşı davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından davacılardan S.D. yönünden idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması istenilmesine rağmen; Mahkemenize hitaben olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılmasına ilişkin başvurumuzda sehven diğer davacı N.M."in adının yazıldığı anlaşılmış olup; başvurumuzun davalı idarenin istemi doğrultusunda S.D.’ya yönelik olarak kabulü ve bu doğrultuda incelenmesini arz ederim.” denilmek suretiyle; davacıların ismi yönünden yapılan yanlışlık düzeltilmiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı"nın yazılı düşüncesi istenilmemiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Zehra Ayla PERKTAŞ’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan  AKARSU ve Metin ULUKANLIGİL’in katılımlarıyla yapılan 11.3.2013 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME:Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa"nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı vekilinin, anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı"nca, 10. maddede öngörülen biçimde, davanın taşınmazın bedelinin tahsiline hükmedilmesi istemine ilişkin kısmı ve davacılardan S.D. yönünden olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Tuncay DÜNDAR’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Davacıların hissedar olduğu taşınmazlara, imar planında Ağaçlandırılacak Alan olarak ayrılmak suretiyle kamulaştırmasız el atıldığından bahisle, taşınmazın toplam bedelinden, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000’er TL bedelin, dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsili istemiyle açılmıştır.   

                3194 sayılı İmar Kanunu’nun “Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması” başlıklı 8. maddesinde;  “Planların hazırlanmasında ve yürürlüğe konulmasında aşağıda belirtilen esaslara uyulur.

                a) Bölge planları; sosyo - ekonomik gelişme eğilimlerini, yerleşmelerin gelişme potansiyelini, sektörel hedefleri, faaliyetlerin ve alt yapıların dağılımını belirlemek üzere hazırlanacak bölge planlarını, gerekli gördüğü hallerde Devlet Planlama Teşkilatı yapar veya yaptırır.

                b) İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. (Değişik dördüncü cümle: 8/8/2011- KHK-648/21 md.) Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar.        

Belediye ve mücavir alan dışında kalan yerlerde yapılacak planlar valilik veya ilgilisince yapılır veya yaptırılır. Valilikçe uygun görüldüğü takdirde onaylanarak yürürlüğe girer. (Değişik üçüncü cümle: 8/8/2011- KHK-648/21 md.) Onay tarihinden itibaren valilikçe tespit edilen ilan yerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. İtirazlar valiliğe yapılır, valilik itirazları ve planları onbeş gün içerisinde inceleyerek kesin karara bağlar.

                Onaylanmış planlarda yapılacak değişiklikler de yukarıdaki usullere tabidir.

                Kesinleşen imar planlarının bir kopyası, Bakanlığa gönderilir.

                İmar planları alenidir. Bu aleniyeti sağlamak ilgili idarelerin görevidir. Belediye Başkanlığı ve mülki amirlikler, imar planının tamamını veya bir kısmını kopyalar veya kitapçıklar haline getirip çoğaltarak tespit edilecek ücret karşılığında isteyenlere verir.

                c) (Ek: 3/7/2005 - 5403/25 md.) Tarım arazileri, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda belirtilen izinler alınmadan tarımsal amaç dışında kullanılmak üzere plânlanamaz.” hükmü;

Aynı Kanun"un 18. maddesinde, “İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re"sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.

Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında "düzenleme ortaklık payı" olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez.

(Değişik üçüncü fıkra: 3/12/2003-5006/1 md.) Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tâbi tutulan yerlerin ihtiyacı olan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumî hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamaz.

Düzenleme ortaklık paylarının toplamı, yukarıdaki fıkrada sözü geçen umumi hizmetler için, yeniden ayrılması gereken yerlerin alanları toplamından az olduğu takdirde, eksik kalan miktar belediye veya valilikçe kamulaştırma yolu ile tamamlanır.

Herhangi bir parselden bir miktar sahanın kamulaştırılmasının gerekmesi halinde düzenleme ortaklık payı, kamulaştırmadan arta kalan saha üzerinden ayrılır.

Bu fıkra hükümlerine göre, herhangi bir parselden bir defadan fazla düzenleme ortaklık payı alınmaz. Ancak, bu hüküm o parselde imar planı ile yeniden bir düzenleme yapılmasına mani teşkil etmez…” hükmü yer almıştır.

Dava dosyasında bulunan Yenimahalle Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 2.5.2012 gün ve M-06-6-YEN-0-.13.310.01.03.99.01/ 9743 /pln-1714/1555/2917 sayılı yazısının incelenmesinden; 43831 ada 1 parselin, Ankara Büyükşehir Belediyesinin 30,07.1997 gün ve 425 sayılı kararı ile onaylanan Yakacık 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve Büyükşehir Belediyesi İmar Daire Başkanlığınca re’sen hazırlanarak Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 19.03.1998 gün ve 220 sayılı kararı ile onaylanan Yakacık Doğu Etabı 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ve bu planın uygulaması Belediye Encümeninin 01.12.1998 gün ve 2982/4175 sayılı kararı ile onaylanan 84166 nolu parselasyon planı plan kapsamında “ağaçlandırılacak alan" kullanımında kaldığı;  taşınmazın; 3194 sayılı İmar Kanunu ile İmar Kanununun 18. Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 12.Maddesi doğrultusunda yapılan 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı ile oluştuğu, plan bölgesinde yaşayacak olan nüfusa yönelik olarak ilgili donatı alanının ayrılmasının ilgili kanun ve yönetmeliklerince gerekli olduğu, söz konusu parselin bu plan kapsamındaki kadastral parsellerden kesilen “kamulaştırma ortaklık pay”larından oluşturulan alanlardan olduğu, söz konusu plan kapsamında düzenlemeye giren tüm parsellerin maliklerinin imar haklarının planda yer alan konut veya ticaret alanlarından verilmiş olduğu; taşınmaz üzerindeki S.D.’ya ait hisselerin 16.03.2012 gün ve 11621 yevmiye nolu satış işlemi ile alındığı, davacıların Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.12.2010 tarih ve 2010/551 sayılı kararından sonra imar planında Ağaçlandırılacak Alan olarak ayrılmış olan söz, konusu taşınmazdaki hisseyi satın aldığı, imar planı yapıldığı sırada taşınmaz üzerinde davacıya ait hissenin bulunmadığı; Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclisinin 16.03.2012 tarih ve 435 sayılı kararı ile kamulaştırılmamış donatıların maliklerince kullanılabilmesi için plan tadilatının mümkün olduğu ve "Özel” ibaresi getirilerek kullanımının mümkün olduğu, "‘Kamu mülkiyelinde olanlar hariç imar planlarında yer alan; sosyal tesisi, ağaçlandırma alanı, rekreasyon alanı, fuar, spor alanı, sağlık, eğitim, anaokulu, kreş, SKT, idari tesis (şirket, kooperatif, kişisel büro, idari tesis, yönetim merkezi olarak) kültür, eğlence, yaşlılar bakımevi vb. donatı alanları maliklerince özel amaçla kullanılabilir” denildiği ve bu hususta değerlendirilebileceği ifade edilmiştir.

Olayda,  davacıların hissedar olduğu taşınmazın imar planıyla “ağaçlandırılacak alan" kullanımında kaldığı belirtilerek, tapu kaydı üzerine kamulaştırma şerhi konulmasına rağmen kamulaştırılmadığı, taşınmaz üzerinde düzenleme yapılmadığı, kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmazın bedelinin ödenilmesi gerektiğinin iddia edildiği; davanın konusunun, davalı idarece 3194 sayılı Kanun uyarınca kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade ile yapılan imar planlarında yer alan davacılara ait taşınmazın bedelinin tazminine ilişkin bulunduğu anlaşılmış olup,  belirtilen duruma göre, imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2/1-b maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nın davacılardan S.D.  yönünden yaptığı başvurusunun kabulü ile davalı vekilinin görev itirazının, Asliye Hukuk Mahkemesince reddine ilişkin kararın, adıgeçen davacıya ilişkin kısmının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ   : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın davacılardan S.D.  yönünden yaptığı BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, davalı vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Ankara 7.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 20.9.2012 gün ve E:2012/201 sayılı KARARININ, , adı geçen davacıya ilişkin kısmının KALDIRILMASINA, 11.3.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi