22. Hukuk Dairesi 2015/885 E. , 2015/1220 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, ücret alacağı, fazla mesai ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı ... avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, asıl işveren olan davalı ..."ne ait işyerinde alt işveren olan diğer davalı şirkete bağlı olarak 17.01.2006-31.08.2010 tarihleri arasında aylık net 1.250,00 TL ücret karşılığı çalıştığını, iş sözleşmelinin işverence haksız feshedildiğini, ödenmemiş ücret alacakları bulunduğunu ve işyerinde fazla çalışma yaptığını ileri. sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... vekili, diğer davalı şirketin kendi şirketlerine gemi inşa ettiğini ancak başka tersanelere ait işleri de yaptığını ile müvekkili şirket ile arasında asıl işveren-alt işverenlik ilişkisi bulunmadığını, aralarında istisna sözleşmesi bulunduğunu savunmuştur.
Davalı ... duruşmalara katılmamış ve davaya cevap vermemiştir
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiği, fazla çalışma iddiasının tanık beyanları ile ispatlandığı, davacının ödenmeyen ücret alacakları ile kullandırılmayan yıllık izinlerinin bulunduğu ve aralarında asıl işveren-alt işverenlik ilişkisi bulunan davalıların işçilik alacaklarından müteselsilen sorumlu oldukları gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalı şirketler arasına asıl işveren-alt işverenlik ilişkisi bulunup bulunmadığı hususunda uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 2. maddesinde "Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir." şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Alt işveren; bir iş yerinde yürütülen mal ve hizmet üretimine ilişkin asıl işin bir bölümünde veya yardımcı işlerde, işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren alanlarda iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini, sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren olarak tanımlanabilir.
Somut olayda, davacı tanıklarının “...davalı ... ana firmadır, ... ise onun taşeronudur..." şeklindeki beyanlarına dayanılarak, davalılar arasında asıl işveren-alt işverenlik ilişkisi bulunduğu kabul edilmiş ise de; davalı ... sadece diğer davalı şirkete gemi inşa edip etmediği, başka şirketler içinde gemi inşasında bulunup bulunmadığı, davacı işçinin sadece davalı şirkete gemi inşası işinde çalıştırıp çalıştırılmadığı gibi hususlar tespit edilmeksizin, davalılar arasında asıl işveren-alt işverenlik ilişkisi bulunduğunun kabul edilmesi eksik incelemeye dayalı ve isabetsizdir.
3-Taraflar arasındaki diğer uyuşmazlık, işçiye ödenen aylık ücretin miktarı noktasındadır.
İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarım serbestçe kararlaştırabilirler.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. İmzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut olayda, davacı aylık net 1.050,00 TL aldığını ileri sürmüştür. Davalı işveren ise aylık brüt ücretinin 780,00 TL olduğunu ileri sürmektedir. Emsal ücret araştırması yapılmaksızın, hesaplamalara esas ücret miktarının, davacının iddiası doğrultusunda belirlenmesi de hatalıdır.
4-Öte yandan, davacı dava dilekçesinde ayda iki hafta haftada yedi gün çalıştığını belirtmiş olmasına rağmen, fazla çalışma ücret alacağının tüm çalışma döneminde haftada yedi gün çalıştığı kabul edilerek belirlenmesi de, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 26. maddesinde belirtilen taleple bağlılık ilkesine aykırı ve isabetsizdir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 27.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.