8. Hukuk Dairesi 2011/1846 E. , 2011/2346 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tazminat (Katkı Payı)
... ile ... aralarındaki dava hakkında ...Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinden verilen 04.04.2008 tarih ve 104/110 sayılı hükmün Dairenin 04.10.2010 gün ve 1089/4518 sayılı ilâmiyle onanmasına karar verilmişti. Davacı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ...’in vekil edeniyle evlenmeden önce 240 ada 146 sayılı parsel üzerinde kurulan S.S....Kooperatifine üye olduğunu, 24.06.1990 tarihinde evlendiklerini, vekil edeninin Kara Kuvvetlerinde subay olarak görev yaptığını, davalının ise Maliye Bakanlığında memur olarak çalıştığını, kooperatif aidatlarının 1996 yılına kadar devam ettiğini, davacının eşinden daha fazla maaş aldığını, 240 ada 146 sayılı parselde 8 nolu bağımsız bölümün ½’sinin vekil edenine ait olduğunu, dava tarihinde bağımsız bölümün değerinin yaklaşık 70.000 YTL olup, ½’sine isabet eden 35.000 YTL’nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap layıhasında; vekil edeninin evlenmeden önce kooperatife üye olduğunu, evlendikten sonra da mal varlığının uygun olması nedeniyle ödemelerinin kendisi tarafından yapıldığını, davalının taşınmaza herhangi bir katkısının olmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; "…Davalının evlenmeden yaklaşık 3 yıl önce kooperatife üye olduğunu, ödemeleri aksatmadan gerçekleştirdiğini, Maliye Bakanlığında memur olarak görev yaptığını, mali durumunun kooperatif üye aidatlarını ödeyebilecek konumda bulunduğunu, mevcut kayıtlardan, banka dekontlardan ve sair delillerden davacının katkı payına ilişkin hiçbir kanıt ileri sürmediğini, dosyaya sunulan delillerin isteğe yeterince ışık tutmadığını, teklif edilen yemine rağmen yemin delilini kullanmayacağını ileri sürmesi karşısında kanıtlanamayan davanın reddine” karar verilmesi üzerine davacı vekili tarafından temyiz edilen hüküm Dairenin 04.10.2010 tarih 2010/1089 Esas ve 2010/4518 Karar sayılı ilamıyla onanmıştır.
Davacı vekili bu sefer 15.12.2010 havale tarihli karar düzeltme dilekçeleriyle ve karar düzeltme dilekçesinde gösterdikleri gerekçeyle Dairenin onama kararının kaldırılmasıyla yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
Dava; 743 sayılı TKM.nin 170. maddesi gereğince mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen taşınmaza yapılan katkı payı alacağı isteğine ilişkindir.
Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Taraflar 24.06.1990 tarihinde evlenmiş, davacı erkeğin 13.06.2003 tarihinde açtığı ve kabulle sonuçlanan boşanma kararının 04.05.2005 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerine göre evlendikleri 24.06.1990 tarihinden 01.01.2002 tarihine kadar TKM.nin 170.maddesi uyarınca mal ayrılığı, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 13.06.2003 tarihine kadar ise 4721 sayılı TMK.nun 202 ve 225. maddeleri gereğince aralarında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Davalı 1987 yılında ...Kooperatifine üye olmuş, 24.06.1990 tarihinde de davacıyla evlenmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre kooperatif ödemeleri 1996-1997 yıllarına kadar devam etmiş, 28.12.1995 tarihinde anılan bağımsız bölüm davalı adına tapuya tescil edilmiş, 21.04.1997 tarihinde de kooperatif tasfiye edilmiştir.
Yapılan açıklamalar, tapu kaydı, dosyadaki bilgi ve belgeler gözetildiğinde 240 ada 146 sayılı parselde bulunan 8 nolu bağımsız bölüm taraflar arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilmiştir. TMK.nun 6 ve 222/1. madde ve fıkraları uyarınca herkes iddia ve savunmasını kanıtlamakla yükümlüdür. Eşlerden birinin edindiği mala diğer eşin para veya parayla ölçülebilen maddi bir katkısının olduğunun kanıtlanması halinde katkı payı alacağına hak kazanır. Ancak bu taktirde bir katkı payı alacağından söz edilebilir. Davacı Kara Kuvvetlerinde subay olarak çalıştığı, davalı ...’nın ise Maliye Bakanlığında memur olarak görev yaptığı dosyadaki bilgi ve belgelerle sabittir. Her iki eş de çalıştığına göre davalının edindiği taşınmaza davacının da katkısının bulunduğunun kabulü gerekir. Dairece bu ilke gözden kaçırılarak hükmün onanmasına karar verilmiş olması maddi yanılgıya dayalıdır. Bu nedenle karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairenin 4.10.2010 tarih ve 2010/1089 Esas, 2010/4518 Karar sayılı onama ilamının maddi yanılgıya dayalı olması nedeniyle kaldırılmasına karar verilip, işin esasının incelenmesine geçildi.
Davacının kooperatif üyeliği 1987 yılında başlamış olup taraflar 24.6.1990 tarihinde evlendiklerine göre evlenme tarihinden önce kooperatife ödenen peşinat ve aidat ödemelerinin davalının kişisel malından karşılandığı konusunda bir kuşku bulunmamaktadır. Bu durumun hesaplamada gözönünde tutulması zorunludur. Her ne kadar dosyadaki bir kısım tanık beyanlarına göre aidatların bir kısmını davalının annesi tarafından karşılandığı ve ailesinden gelen taşınmazın satılıp kooperatife peşinat yapıldığı anlaşılmakta ise de, bu husus TMK.nun 6 ve 222/1. madde ve fıkraları uyarınca davalı tarafından kanıtlanamamış ve belgelenememiştir.
Öte yandan olayın çözümü için hiçbir delil elde edilmediği veya yeterli kanaatin oluşmaması halinde, yemin deliline, son çare olarak başvurulur. Somut olgunun dosya kapsamındaki kanıtlarla çözümlenmesi mümkündür. Bu nedenlerle yemin deliline başvurmaya gerek bulunmamaktadır. Yapılacak böyle bir yemin hukuki sonuç doğurmaz.
Saptanan bu hukuki ve somut olgular karşısında her iki tarafın çalışarak gelir elde ettikleri sabit olduğuna göre tarafların gelir durumları ve miktarları esas alınarak somut olayın BK.nun genel hükümleri uyarınca çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Bu nedenle tarafların evlendikleri tarihten kooperatifteki bağımsız bölümün davalıya teslim edildiği, bu tarih tespit edilmediği taktirde davalı adına sicilin oluştuğu tarihe kadar, ödemeler sicil oluştuktan sonra da devam etmiş ise bu durumda taksitlerin bittiği tarihe kadar ayrı ayrı gelirlerinin hesaplanması, bu nedenle tarafların gelirlerine ait bilgi ve belgeleri dosyaya sunmaları için kendilerine süre ve imkan tanınması ya da çalıştıkları kurumlardan getirtilerek dosya arasına konulması, bundan ayrı tarafların sosyal statüleri, konumları ve kariyerleri gözetilerek her birinin ayrı ayrı yapabilecekleri kişisel giderlerinin belirlenmesi, 743 sayılı TKM.nin 152. maddesi uyarınca davacı babanın evi geçindirme yükümlülüğü gözönünde tutularak bunun için yapabileceği harcamaların kişisel masraflarına eklenmesi, her birinin ayrı ayrı yaptığı toplam harcamaların, toplam gelirlerinden ayrı ayrı düşürülmek suretiyle eşlerin ayrı ayrı yaptıkları tasarruf miktarların bulunması, davalının ayrıca evlendikleri 24.06.1990 tarihinden önce kooperatife ödediği peşinat ile aidatların toplamının davalının tasarruf ettiği (net) miktara eklenmesi, toplam tasarruf miktarı karşısında davacının katkı payı oranının saptanması, saptanan bu katkı payı oranının eldeki davanın açıldığı 3.5.2006 tarihindeki 8 nolu bağımsız bölümün keşfen belirlenecek gerçek (sürüm) değerleriyle çarpılması sonucu davacının katkı payı alacağı miktarının bulunması ve bu miktarın hüküm altına alınması gerekir.
Davacı vekilinin karar düzeltme ve temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulü ile Dairenin 4.10.2010 tarih ve 2010/1089 Esas, 2010/4518 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 49,50 TL peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine 21.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.