16. Hukuk Dairesi 2020/3101 E. , 2020/5386 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, Karamürsel İlçesi Yalakdere Köyü çalışma alanında bulunan 1077 parsel sayılı 16.266.67 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, hükmen 1994 yılında .... adına tespit ve tescil edildikten sonra, 19.08.2010 tarihinde satış suretiyle davalı ...’e tapuda kayden intikal ettirilmiş ve bilahare 2015 yılında yapılan 22/A uygulama kadastrosu sonucu 16.266.67 metrekare yüzölçümlü olarak 146 ada 192 parsel numarasını almıştır.... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 112 ada 7 parsel sayılı 8.085.97 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına 2004 yılında tespit edildikten sonra, satım sonucu davacılar ... ile ... adlarına tescil edilmiştir. Davacılar ... ve ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, aradaki sınırın yanlış belirlendiği iddiasıyla, davalıya ait 1077 parsel sayılı taşınmazın 1.500.00 metrekarelik kısmının tapu kaydının iptali ile maliki oldukları 112 ada 7 parsel sayılı taşınmaza eklenerek adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 146 ada 192 parsel sayılı taşınmazın 14.04.2016 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 1.369,30 metekarelik kısmının tapu kaydının iptali le 112 ada 7 parsel sayılı taşınmaza eklenerek davacılar adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda davacıların, maliki oldukları 112 ada 7 parsel sayılı taşınmazı 2004 yılında yapılan kadastro tespitinden sonra, 12.05.2009 tarihinde çapa dayalı olarak satın almış oldukları anlaşılmakta olup, kadastro tespitinden sonra taşınmazı çapa dayalı olarak satın alan kişinin, kadastro tespitinden önceki neden dayanarak hak talep etmesi mümkün olmayıp, hakkının satın aldığı çapla sınırlı olduğu tartışmasızdır. Öte yandan, dava, niteliği itibarı ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesinde düzenlenen hak düşürücü süreye tâbi olan, kadastrodan önceki sebebe dayanılarak açılan tapu kaydının iptali ve tescili istemine ilişkin olup, çekişmeli 146 ada 192 parsel sayılı taşınmazın ifraz edildiği kök kadastro parselinin kadastro tespitinin kesinleştiği 15.04.1994 tarihi ile dava tarihi olan 12.03.2014 günü arasında anılan Yasa maddesi ile belirlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş olduğundan, davanın esasına girilmeden, maddi
hukuka ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.