1. Hukuk Dairesi 2017/2368 E. , 2020/2742 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESPİT ,TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tespit tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, hile hukuksal sebebine dayalı tapu iptali ve tescil ile mülkiyetin tespiti isteklerine ilişkindir.
Davacı, 487/1200 payının bulunduğu ... ada ... parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 2 dükkan ve 18 daireli binanın kendisine ait olduğunu, taşınmazdaki 25/1200 payını bedelinin daha sonra ödenmesi şartıyla akrabası olan davalıya satış suretiyle devrettiğini, devirden sonra davalının herhangi bir ödeme yapmadığı gibi aralarındaki anlaşmaya da uymadığını ileri sürerek davalı adına kayıtlı olan ancak gerçekte kendisine ait olduğunu iddia ettiği 25/1200 payın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti ile tapu iptali ve tescil istemiştir.
Davalı, kesin hüküm ve zamanaşımı itirazında bulunmuş, taşınmazı alacağına mahsuben cebri icra yoluyla usulünce satın aldığını, muhdesatın mülkiyetinin arzın mülkiyetine tabi olduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının resmi akde karşı aynı mahiyette bir belge sunamadığı, paranın ödenmediği iddiasının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden, davacının ... ada ... parsel sayılı taşınmazdaki (158,m2, arsa) 592/1200 payından 25/1200 payını 15.05.2007 tarihinde davalıya satış suretiyle temlik ettiği, tapu kaydında taşınmaz üzerindeki binanın dava dışı ..."a ait olduğuna dair beyan olduğu, taşınmazın üzerindeki bodrum+zemin+3 normal+çekme katlı binanın keşfen saptandığı, binanın tasdikli proje ve ruhsatının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, "hile"(aldatma); genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun(TBK) 36/1. (818 sayılı Borçlar Kanunu"nun(BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı gibi; taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse, yanılma(hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde, sözleşmenin karşı tarafına yöneltilecek tek taraflı bir irade açıklaması ile bildirilebileceği gibi def"i veya dava yoluyla da kullanılabilir.
Ne var ki, mahkemece yukarıdaki ilkeler göz önünde bulundurularak hüküm kurmaya elverişli bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleme olanağı bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca, öncelikle davanın TBK"nin 39. maddesi gereğince hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığının belirlenmesi, süresinde açılmış ise tarafların bildirdiği tüm deliller toplanarak temlikin hileli olup olmadığının saptanması ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, hatalı hukuki nitelendirme ve eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi davacı yemin deliline dayandığı halde yemin delilinin hatırlatılmaması da isabetli değildir.
Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 17.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.