18. Ceza Dairesi Esas No: 2015/28841 Karar No: 2016/15080 Karar Tarihi: 28.09.2016
Hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/28841 Esas 2016/15080 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanığın cezaevinde bulunduğu dönemde Adana Cumhuriyet Başsavcılığına yazdığı dilekçede kullandığı ifadelerin ağır eleştiriyi de içeren yakınma hakkı kapsamında olduğu ve hakaret suçunun unsurlarını oluşturmadığına karar verilmiştir. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi'nin TCK'nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararının uygulanması gerektiği belirtilmiş ve hüküm bozulmuştur. Detaylı anlatım için, TCK'nın 53. maddesinde düzenlenen hakaret suçunun koşullarının bulunmadığına karar verilmiştir. Bu suçun oluşabilmesi için davranışın kişiyi küçük düşürmeye yönelik olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşlara yönelik eleştiri veya öfkeli sözler, hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemelidir. Ancak, kamu görevlilerine yönelik yapılan hakaret içerikli ifadelerin, söz konusu görevlinin performansına duyulan güveni ortadan kaldırmaya yönelik gerçek bir tehlike oluşturup oluşturmadığının değerlendirildiği belirtilmektedir.
18. Ceza Dairesi 2015/28841 E. , 2016/15080 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Hakaret HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1- Hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye yönelik olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Öte yandan kendilerine belirli idari yetkiler verilmiş görevlilerin, sözlerine ve eylemlerine getirilen eleştirilere daha fazla hoşgörü göstermeleri gerektiği AİHM içtihatlarında kabul edilmektedir. AİHM, kamu görevlilerine karşı yapılmış hakaret içerikli ifadelerle ilgili bir başvuruda, başvuruya konu sözlerin, kamuoyunun söz konusu görevlinin performansına duyduğu güveni ortadan kaldırmaya yönelik gerçek bir tehlike meydana getirip getirmediğini incelemektedir. Yargılamaya konu somut olayda; sanığın hükümlü olarak bulunduğu cezaevinden Adana Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben yazdığı suça konu dilekçe bütün halinde incelendiğinde, dilekçede geçen ifadelerin ağır eleştiriyi de içeren yakınma hakkı kapsamında kaldığı, kullanılan sözlerin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olduğu, dolayısıyla hakaret suçunun unsurları itibari ile oluşmadığının gözetilmemesi, 2- Kabule görede; Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararının uygulanması zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş ve sanık ...’ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 28/09/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.